Eski sevgilim mari:
Sana olan duygularýmýn ters þeride girip tehlike saçtýðýný anlamam zor oldu. Beynim zincirleme trafik kazasý yaþamýþ bir otoban gibi. Geçmiþe döndüðümde zihnimdeki ölçü birimlerinin bile senden oluþtuðunu fark ettim. Söz gelimi yoldan geçen bir kadýný tarif ederken, “mari,den bir karýþ uzun” diyorum. Ya da birisi yaþýný söylediðinde mari,de dört yaþ büyük” diye iç geçiriyorum. Bunlarý sesli söylersem deli sanacaklarýný biliyorum ama mühim deðil. Ýstesem de deliremem ben. Zil zurna sarhoþken bile katýksýz bir kontrol manyaðýyýmdýr. Rutinimden asla vazgeçmem. Hayatýmda yaptýðým en büyük çýlgýnlýk Zekeriya Beyaz’la fotoðraf çekilmekti, onu da Zekeriya Bey teklif etti. Delirmek özgürleþmektir derler, bense lüzumsuz düþünce balonlarýyla kuþatýlmýþ hayali zindanlara hapsolmaya bayýlýrým.
Ýnsanlar birbirlerini Protestan ahlakýyla sevmeli, çünkü Katolikler yalan söylüyor. Cennete gitmenin tek yolunun dua etmek ve cinselliðine ket vurulmuþ papazlarýn merhametine sýðýnmak olduðunu sanýyorlar. Emin ol ki ortada bir cennet vaadi olmasa dua bile etmezler. Oysa Protestanlar cennete çalýþarak, üreterek, kazanýp harcayarak, severek ve seviþerek gidileceðine inanýyor. Gerçi kapitalizmin de politikasý böyle ama derin mevzulara girmeyelim þimdi Sadece þunu bil, ben seni gerçek bir mümin gibi sevmiþ, Ýslami koþullarda çýkmýþtým karþýna. Sense paralel yapý gibi bertaraf ettin hislerimi. Ne istedin de vermedim sevgili mari? Kýrmýzý bültenle seni aradýðým vakit, telefonlarýmý engellemenin manasý da neydi?
Ülke yine karýþtý, herhalde gündemi takip ediyorsundur. Katoliklerle Ortodokslar dahi karþýlýklý aforozlarý kaldýrýrken, bizim laiklerle dindarlar bir türlü anlaþamadý. Ve tüm deðerler eþit hýzda kirlenirken birinciliði cinselliðe verdiler. Önce küfürlü aðýzlarýyla kirlettiler masumane seviþmeleri. Ardýndan kuytu bir parkta sevdiði adamla öpüþen kýzý, sýrf kafasýnda türban olduðu için duble linç ettiler. Oysa günah onundu ve kimseyi ilgilendirmezdi. Sonra geçici imam nikahý diye bir saçmalýk baþlattýlar. Libidosuna hakim olamayan ‘mümin’ adamlarýn maskarasý oldu koskoca imamlar. Çocuk yaþtaki kýzlar evlendirildi ve senin de tahmin edebileceðin nice çirkinlikler yaþandý. Cinselliði ya doðunun mahcubiyeti sandýlar ya da vibratörü ampulden önce icat eden batýnýn azgýnlýðý.
“Seks masumdur hakim bey ama çevresi o kadar kötü ki” diye haykýrmak istiyorum dev adalet saraylarýnda. Ama yapamýyorum, korkaðýn tekiyim ben. Ezelden kýsýk olan sesim, terk ettiðin günden beri iyice duyulmaz oldu. Artýk insanlarla konuþurken avuçlarým terliyor. Sorumluluk aldýðýmda baþým dönüyor. Liderlik vasfýmý, beynimin köhne zindanlarýnda kaybettim. Bir cumartesi gecesi kokunu alsam doðru zindaný bulabilirim ama aramýzda asla hýzlanmayacak hýzlý trenler ve ebediyen havalanmayacak uçaklar var.
Seviþmelerimizi elbette bu mektuba yazmayacaðým. Ama þunu söylemek zorundayým: Biz onun daima masum olduðunu savunduk, öfkeden birbirimize küfrettiðimiz günlerin gecesinde bile.
Kayýp kadýnlarýn arandýðý, esrarengiz olaylarý çözen televizyon programlarýný izliyorum bazen. Stüdyodakiler kayýplarý ararken nedensizce umutlanýyorum. Belki sessiz sedasýz ülkeyi terk etmiþlerdir, diyorum. Köhne töreleri ve ucube hayatlarý geride býrakýp Kuzey Avrupa uçaðýna binmiþlerdir, olamaz mý? Sonra kadýnlarýn akrabalarý sorguya çekiliyor. Nihayet dayý veya abi cinayeti itiraf ediyor. Sunucu faili bulduðu için gururlanýyor, program nice katilleri yakalayacaðýnýn müjdesini vererek bitiyor. Neredeyse her hafta belli saatlerde bunlar yaþanýyor ve hiç kimse þaþýrmýyor. Þaþýrma duygusu, uyum saðlama güdüsü karþýsýnda yenilgiye uðradý. Ben de artýk þaþýrmýyorum, cinselliðin ve aþkýn hunharca kirletilmesini kanýksadým, özellikle de ihanetinden sonra.
Hatýrlar mýsýn, zeki olduðumu belirttiðinde hoþuma giderdi. Heyecanla paylaþtýðýn anýlarýný bilgiç bir tavýrla dinler, sesimi kalýnlaþtýrarak seni doðruya yönlendirmeye çalýþýrdým. Karþýnda soðukkanlý durabilmek yegane amacýmdý. Oysa “zeka gösterileriyle bir kadýný elde edebileceðini sanmak kadar budalaca bir þey yoktur” der Ýtalyan yazar Pavese: “Güzellik ve zenginlik cinsel heyecan uyandýrýrken, zekanýn böyle bir etkisi yoktur.” Alman filozoflardan nefret ettiðini bildiðimden bu kez Ýtalya’dan argüman getirdim, ne diyeceksin Sevgili mari? Yoksa her zaman yaptýðýn gibi suçlamalarý reddedip sapyoseksüel olduðunu mu iddia edeceksin? Tamam, sakinim. Yine sebepsizce öfkelendiðimin farkýndayým, galiba ülkede yaþananlardan dolayý caným sýkkýn. Neyse ki Norveç Konsolosluðu’na vatandaþlýk talebimi aktaran bir dilekçe yazdým, birkaç hafta içinde cevap gelir.
Mektubumu sonlandýrmadan, yaþamýmdaki son geliþmeyi bildirmek isterim. Bir kadýnla tanýþtým! Senden beþ santim uzun, iki yaþ küçük; saç rengi seninkinin iki ton açýðý, göz rengi seninkilerin aynýsý. Henüz birbirimizi tanýmaya çalýþýyoruz. Eðer iliþkimize bir isim koyabilirsek sana haber vermekten memnun olurum. Mektuplarýmýn ulaþtýðýndan bile emin deðilim ama olsun. Ayrýca ölçü birimlerimde adýnýn geçmesi seni yanýltmasýn, benim için sadece metafizikten ibaretsin.
Hoþça kal Mari.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Hayali karakter Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.