iþin aslý bizden baþka kimsenin yýðýný tarlasýnda kalmazdý, hatta bazý çobanlar daðýtmýþlardý artýk “yýðýnnarýný alsýnlar” diye olmalý her þeyi bir yana býrakýp, eþ dos(t) kaðnýlarý yirmialtý kaðný sapý katar ettik Bazarlý Yusufun patozunu getirttik “sahat hesabý” konu-komþu gene elbirlik hýzlý verdik, derken biraz daha hýzlý patoz da kayýþ attý....
uðraþýp dururken ikindin geçeni Zühtünün Cipten inip Musdatdin Abi koþarak babamýn yanýna geldi “-hoþça kal Hacý Abi” “-Allaha emanet ol caným” “Fransaya okumaya gidiyorum” dedi, “?” “-memleketimizin medar-ý iftiharý” Imýz Emmi, Derviþ Emmi, Topal Melit de uðurlamaya geldiler “-selametle” “-selametle” dediler “-insanýn göðsü kabarýyo, köyden bi bobayiðit deliðanný Avrupa da ilim-irfan tahsýl etsin Allah devletimize zeval vermesin”
“gösdert kendini, görelim seni hey maþallah porofesörler ol i(n)þallah”
uðurlamaya gelenler, patoza yardým etti Derviþ Emmi, havaya kaldýrýp testiyi aðzýna deðirmeden su içti Topal Melit; “-abey moturu ha(y)di neyise annamadýk emme annadýk deyelim hu kayýþý döndürüyo da sap nasý saman oluyo içine de bakdým valla naletdayýn iki demir çýbýk bi de savýrývýsa ne eyi olacak
Derviþ Emmi yen’iyle sildi a(að)zýný “-patoz bu “sap yer saman sýçar” daha bu ne, daha neler görecez dur daha; ölmeyip de sað olana.. patozun savýraný da çýkar gün geli bi bakarsýn tarlada un olu(r) buyday hemen gün geli(r) hamýr etmeden yeriz ekme(ði) emme biz görümüyüz o ðünneri o ðünnere çýkarmýyýz bilemen biz görmezsek, bizikinner görü(r) belki
“-desene belki tarlaya adým atmacaz emme biz görü(r)müyüz görme(z)miyiz orasýný biz bilemeyiz tabi”
“-Ýriciði duymadýnýz mý len” “-gene ne yumurtlamýþ” “-hu iki köyün arasý ulancak Ýstambol’dan ezen okunacak burda duyulcak Demirel beyanat vercek karþýnda eli eren gulaný gývratçak nem ne þekil yeyim-yeycek uzanmadan eline gelecek sað olana daha neler çýkcak da(h)a yeter ki sen paradan habar ver boba”
nihayet adam “-on dakka eksik onbir sahatdan “ dedi ama babam gene de onbir saat parasý verdi günlerce, “gabayel, garayel, gündoðu, lodos, hoyraz” ne eserse savurdu, çec çýktý, bakdý, bakdý “-ortaklýk deðil mi ta …………………………n” dedi, kasketini yere vurdu...
kaðnýnýn gölgesinde testi su baþtaki mendilin ucuyla süzülerek içilirdi. ýslak heybeler içinde testinin toprak kokusu dudakdan çeneye, boðaza ve baðrýmýza süzülürdü su...
harmanda öküzün aðzý baðlanmaz karýþtýrmak gerekli dirgenle bir güzel hallolunca yýðýlýr týnaz badas edilirdi topraklý dene
aðýzlarýnda taþýmaya baþlar zahireyi karýncalar daha sabahýn seherinde ortalýk aðarmadan sanki ortak çiftçiye kimi gazyaðý dökerdi, kimi DDT.
karýncalar bir sabah kahredercesine çýkarýp yýðývermiþlerdi günlerce çektikleri taneyi dedem karýnca küreninin etrafýný DDT’leyince
“-hani gurdun-guþun hakký” “-önce eþref-i mahlukatýn isdikbali garýnca beninen sürdü ekdi yoldu da sap mý sardý” kimbilir karýncalar taneyi neden çýkarmýþtý dedem ettiklerine de söylediklerine de piþmandý iþin aslý “-burdaki garýnça Aydýn Ovasýndan doycak deðil ya” dedi