1.
ne hayâldi ne rüyâ
her devirde böyleydi
bir yaný cennet
bir yaný cehennemdi dünya
’evvel zaman içinde
kalbur saman içinde’
biz öylesine esrik
yýllanmýþ kýrmýzý þarap deminde
çýlgýnca seviþirdik
ölüdeniz’e yakýn
yaðmurlu montana gecelerinde
bugün yine yaðmur yaðdý
hem de az uz deðil
en az bizim kadar deli
yüksek gerilim
yer gök toz duman
savruldu dallar, kýrýldý teller
arký þimþekle/þen düþler
çakýþtý beynimizde
dere tepe boz bulanýk
köpük köpük seller
dolaný dolaný
indi vadilerden ölüdeniz’e
2.
heeeeey sen
hâlâ orada mýsýn
gölgesi saadet veren
yaþlý sedir aðacý,
haydi gel bu gece
ateþböcekleri çýkmadan
fosfor yeþili gözlerinin
uzun hüzmelerini yak
bak bana öylece,
gezin tenimde biraz
bana biraz tarih anlat
toprak olmuþ aðaçlardan söz et
sönmüþ volkanlardan
jeotermal sýcaklýðýnda
krater göllerine gidelim
aladaðlar’dan eriyen
kar sularýnýn sesinde
þýrýl þýrýl
bir dere kenarýnda
baþýmýzý koyup topraða
uzanalým gölgesine söðütlerin
katman katman
derinleþir içimizde
zamanla bir çatalhüyük
yürekse gönülden adanan
aþka baþka kurban
baþka sunak tanýmam
zümrüt gözlerinden daha büyük
3.
gözlerin zümrüt yeþili
gözlerin turkuvaz
gözlerin dere tepe
gözlerin saklýkent
gözlerin gizli cennet
gözlerin çýrýlçýplak
gözlerin sereserpe
doludizgin küheylan
eteðinde daðlarýn
derin vadileri saðanaklar bastýðýnda
sen geçtin aklýmdan
gözlerin ölüdeniz mavisi
en korunaklý sýð/ýnacak tek liman
yaðmurlu gecenin düþ yastýðýnda
sayfa sayfa tarih olmuþ anýlar
dönüp dönüp
okunacak ne çok yaný var
yontulmuþ çakmak taþý
bir kýrýk çanak çömlek
bir parça obsidyen
neler neler anlatýr
askýya asýlan giysiler
bir külot bir sütyen
soyunup vadilerde kendiliðinden
akýp giden aþk insanýn iliðinden
4.
’evvel zaman içinde
kalbur saman içinde’
kasýrga gibi aþklar vardý
sen ben, ikimiz,
biz vardýk
kýyýsýnda göllerin
geceleri yýldýz saðardýk
hem de öyle az uz deðil
doludizgin tuz buz
ortalýk darmadaðýn
bugün yine yaðmur yaðdý
gökten seni saðdý telips...
Þaban AKTAÞ
03.09.2016
Fotoðraf: Þaban AKTAÞ