Ýstiklal Harbi denince.
Anýlarýn bam telinden,
Bir türkü damlar dilime,
Yüreðimin öz rengince,
At-üstü koçaklamasý,
Buzaðçý,
Salgur havasý…
Bu ezgiyle konar göçer,
Allý turnam perçem kanat,
Yemen’den Dumlupýnar’a
Gül çaðrý dilek postasý;
Zafere yavuklu sefer;
Eli silah tutan, nefer…
"Ya istiklal, ya da ölüm".
Olmaz, olamaz ortasý;
"Asker þehit, ordu gazi",
Her künye, idam yaftasý;
O kýnalý kuzular ki,
Cephede koçkar ustasý.
Sudan çýkmýþ alabalýk
Çýrpýnýr ya, hayat-memat,
Ýþte öyle panik atak,
Kan terane bir hissiyat
Aþýlayan bu bozlaðý,
Büyükbabamdan öðrendim
Yýllar önce bað bellerken…
Baðrýný poyraza germiþ
Kor’casýna yalým yalaz,
Bir çift gözden binler bakýþ
Gönlüme destan göllerken,
Yeri, göðü, daðý, taþý
Bala dilek içten niyaz,
Býçak aðzý bileyleyip
Hakkýný mertçe dillerken,
Büyükbabam belletmiþti
Bu türküyü, pir yaþýnda
Topraktan yurt karmak için
Dere tepe gövellerken…
Kabartma resim gibiydi
Çehresinde hatýralar;
Adýna büründüðünde
Bilirdim geldi sýrasý,
“Hey gidinin efesi”ne
Zaman perdeyi aralar,
Ortaya çýkardý birden
Eski þarapnel yarasý.
Sonrasý dal yaprak demez
Höykürürdü koca çýnar,
Ýnsan üstü bu gür sayha,
Tarihin güncel narasý…
Gonga topuz iner gibi,
O nasýl dem, nasýl vuruþ;
Cennet Cehennem arasý
Araf’ta gizemli duruþ
Ve sonra mahþeri koþu,
Hedefte cinnet çýrasý;
Alev almýþ iki ucu,
Ýs duman yaðlý karasý,
Kaplamýþken ufku naçar,
Kim kimi kimden sorasý;
Anlaþýlan, hem vakit dar,
Hem de bir atým barut var !..
Ama olsun ne çýkardý ?..
Savaþçýnýn töresinde,
Umut her dem çiçek açar,
Korku daðlara kaçardý…
Büyükbabam uçmaðýna
Gözleri açýk gitmiþti;
Son arzusu neydi? Bildim:
Ukdesine ömrü dardý;
Türküsünün dil tuðrasý,
Can vergisi haritasý,
Cebelitarýk’tan þarka
Bering hattýna kadardý…
O türküden yüreðime,
Ve de nicedir dilime,
Bildik bir ezgi damlardý
At-üstü koçaklamasý
Breh breh….. he vallahi,
Buzaðçý,
Salgur havasý !..