HOŞGELDİN
Çocukluðum çýka geldi bu gün
Cilasýz ahþap kapýdan çýkýp, girdi içeriye çelik kapýdan.
Hala biraz tombulca,
Utanýnca al al oluyor yanaklarý hala.
Dilek tuttuðunda kayan yýldýzlar var mý diye baktým avuçlarýna
Ýçleri terliyor hala, inanamadým.
Ellerinin üzerinde ki pamuk kozasýnýn çizikleri yerli yerinde,
“Haným eli kaþýk sapýndan kabarýr” deyip dalga geçtiðimiz
Hafta sonu çapalarý, sonrasýnýn izleri de.
Aðzým açýk gülümsemesinin çocukluðuna bakakaldým.
“Nasýl da gevrek gevrek gülüyorsun öyle ? “ diye soracaktým
Tarih öðretmeninin aðzýndan.
Saçlarýma dokunduðunu fark ettim
“Ayný benim ki gibi kýsacýk” diyiverdi.
Uzatmýþtým oysa bir zamanlar belime kadar.
Ýçimin acýsýndan taramayý unuttuðum an
Kýyýp kestirdiðimi nerden bilecek, söylemedim ki hiç.
Top oynarken dizimi birikete çarpýp bayýldýðým aný hatýrlattým
Acýmdan kaçarcasýna.
Aðrý eþiðim düþükmüþ meðer
Diþçi de üç kez, kürtaj sonrasý iki,
Bir kaþýk sýcak yemekte bile bayýlmýþtým çok daha küçükken.
Ayýldýðýnda bir boþlukta kaybolduðunu zannediyor insan,
Öyle tuhaf bir his ki, nasýl anlatsam.
Sonra kaybolduðum an..
Dönüp durmuþtum ara sokakta,
aç kez sýrtýmý duraða verip
Evin yolunu bulmaya çalýþmýþtým, inanmadýnýz deðil mi ?
Bu kadar büyük deðildi kent,
Bir çocuða göre büyüktü elbet
Bu günle kýyaslasan küçük bile sayýlýr, sokaðýn bitimi maki orman.
Birkaç yýl sonrasý çoðu kentte olduðu gibi gecekondu zamanlarý,
Köyden kente göç, kýrmýzý çamur ve jandarma.
Yýllar sonra Ýstanbul Fatih’te kaybolduðum an da var dedim gülümseyerek.
Yine bir otobüs duraðý
Sola, sokaða dönsem gideceðim evi kesin bulacaðým,
Lakin bir türlü döneceðim yeri bulamýyorum.
Ýki tur attým rahat Yine akþam yine karanlýk..
Bakmýþým Balat, inmiþim Haliç
Nasýl olup ta oraya kadar geldiðimi bir türlü anlamadým.
Bildiðim
Evlerin , sokaklarýn hepsinin birbirine benzediði.
Bide demezler miydi komünizm de tek tip olur her þey diye ..
Sorsa söyleyecektim,
Geçen gün gerçekten kaybolmayý denediðimi
Eski Antalya sokaklarýnda Osmanlý evlerini, kaldýrým taþlarýný incelerken.
Bilerek yaptýðýmdan mýdýr nedir bilmem
Kaybolmuyorum artýk, üzülmedim desem yeri var.
Ne yapýp edip buluyorum evi,
Olmadý anayola býrakýyorum kendimi.
Anladý sanýrým
Bir kahkaha patlattý gevrek gevrek iyi mi..
Gülmesi dindiðinde
“ Anne olmuþsun, doðumlardan doðmuþ
Ölümlerden olmuþsun “ dedi.
“Gözlerinde ki bu hüzün,
Kalbinde ki bu derin uçurum niye ?
Tamam, kafa tutan baþýný gördüm yine de
Gülümsemelerini saklamýþsýn niye ?” dedi.
Sustum …
Beni þiir yazdýrmaya heveslendiren
-Hava da bahar kokusu var – kitabýnýn yazarýný soracaktým
Niyelerinin arasýna.
Sustum.
“ Sen artýk büyümüþsün ! “ deyip çýkýp gitti çelik kapýdan..
“Artýk çocuk deðiliz, susarak ta bir þeyler söyleyebiliriz “ diyecektim arkasýndan.
Sustum …
Havva Kýlýç
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.