Unuttum Anne,
yüzümdeki þefkat izinin sýcaklýðýný.
karyola ucunda Tanrýya açýlan dualý minik ellerimi.
kapý önünden simit aldýðýn simitçiyi dahi unuttum...
Biz bað bozumu sokaklarýn,
salkým salkým yoksulluðunu arþýnladýk hep.
ve sarhoþluðunun þükrüne aldanýp,
umut diye,çýplak ayak,
yalancý rüzgarlara savurduk uçurtmalarýmýzý...
Söyle nesini seveyim !...
Uzatsam ellerimi,
bir kaç adým,
bir kaç isim sonra dokunacak parmaklarým,
siyah beyaz,
pencereden bakan hüzünlü, sarýþýn çocukluðuma...
istemiyorum bunu,
sevmiyorum, zihnimin çýkmazýndaki
zemin kat, rutubet kokan odalarda,
ömür boyu müebbet ,seyri sefer gezmeyi...
Sanki tufan yutmuþ nefesimi.
alabora olmuþ, boðuluyor cümlelerim.
garabet bir müþkülpesentlik deðil bu !...
aklýmýn her köþesinde,
yýpranmýþ, bildik fotoðraflarýn,
iz düþümü, nevrotik bir travmasý süregelen...
Bitiþlere alýþkýn,
ödünsüz iyimserliðime paydos verdim.
Müsade et...
Bir çay içimi ,
sýcak bir hoþça kal deminden sonra,
þifresi iðrenç ellerin tecavüzünde yoðrulan,
bu kentten gideyim anne...
Gideyim ki ölüm bir adým önde,
yaþam bir adým arkada,
ben ortalarýnda kaybolayým...
Hadi beni vedalara sar...
dip köþelerde aðlayan,
içime kaçýp sýðýnan bu kar serçesini,
yüreðimin kördüðüm kafesinden,
azat et mavi bir göç zamaný...
ve,
Göklerin vaad ettiði sonsuz mutlulukta
kül rengi, tül kanatlý özgürlük koy adýmý
Dilek USTA (Bir garip hezeyan)
Þiirimi güne taþýyan seçki kuruluna, Edebiyat defteri yönetimine ve yorumlarýyla sayfamý taçlandýran þiir dostlarýma yürekten teþekkür ediyorum..