bir iþe de yaramaz oysa; koþarak gelir ýslýkla çaðrýldýðýnda depit , yal ve yalaðýnda sofra artýklarý bir de eþek, eþekliðine doymasýn diye belki de öküzün kesi aktarýlýr batmasýna
ýslýk çalarak öküzleri dudaklarýmýzý birleþtirerek “-brüþrþ” ile atlarý sulardýk “-bürrrr” ile koyunlarý çaðýrýrdýk “-beçi beçi” ile ile keçileri tuz yalatarak saðardýk
tavuklara yem vereceksek “-gah bili bili” “-pisdan, pisdan” der çaðýrýrdýk kediyi, mayýþtýðý yerden koþar gelirdi ayaklarýmýza sürtünür bizi kendisine bakmaya mecbur ederdi
bir ara ortalýktan kaybolur çok geçmez beþ-altý yavruyu aðzýnda taþýyarak getirirdi belki o yüzden; ebem gancýk kedilere pek yüz vermezdi.
“-pistan-pistan” deye ünnersin daha anasýný emerkenden eve aldýðýn kenevirala kediyi elcekleme(ye)ce(ksi)n yeðe edersin
göp-gözel terbiyesini verecen olur-olmaz yere pisletmecen aç goyup da sünepe etmecen açýk-gapalý tabaða-çanaða sunmaya gakdý sündüklüð-etdimiydi eliyin tersiynen burnuna höyle bi çarpacan
emme ondan sonura dutup da muraylýk etmesine çoluk-çocu(ðu) cýrmalamasýna musade etmecen yüzüne acýyalak bakmacan o senin gýzdýðýný, zýyan iþlediðini, bili(r), gözleriyin içine-içine bakar seni dener-sýnar , bi çocuk gibi vallaha-billaha insanýn hakýndan geli
emme ille topra(ðý)n-daþýn üsdünde verilceðimiþ namýkör olduðundan, yediðini inkar etceðimiþ de “-sahabým bana ekmeð-aþ vermedi” deye toprak-daþ senin uçu þahýtlýk etceðmiþ “-ben þahýdýn verdi” deye nankör kedi deye boþuna denmemiþ
kedi minareden düþse dörd aya(ðý)nýn üsdüne düþer peygamber dovasý almýþ da ondan peygamberimiz namazýný gýlarkan sejdeye varaca(ðý) yere ilanýn biri çöreklenmiþ kedi iki aya(ðý)nýn arasýndan seðidip, ilaný dutduðu gibi sürüyelek almýþ-ðetmiþ de
peygamberimiz dova etmiþ “-her zaman dört aya(ðý)nýn üstüne düþmesi uçu” minareden bile atsan kedi yedi canlýdýr gene dört aya(ðý)nýn üsdüne düþer mübarek hayvandýr vesselam”
“-van kedisi varýmýþ bi ðözü kehribar sarýsý öteki gözü deniz mavýsý” “-get len ordan hiç öyle þey olu mu” ……….. “-ol dedimiydi olur evelallah Alla(hý)n iþine garýþýlý mý maazallah nazar etmesin yeter”
“-Nasiretdin Hoca ýscak bi ðün ceviz aðacýnýn altýnda yatýp duruymuþ hey gurban olduðum Allahým hu gocaman aðaçtahý cevize bak hu kökendehi gabaða bak; revamý bu” sanký Rabbil Alemin duymuþ bunu
derkene kafasýna bi ceviz düþmüþ depene biþiy düþse acýtmamý seninki gaþýmýþ gafasýný bu sefte de tö(v)be istiðfar etmiþ “-ya baþýma düþen kabak olsaydý” ….. “-sen bili(r) bili(r) iþlersin Ya Rabbi sen yarattýysan vardýr bi hekmeti” demiþ
“ “-eliyin tersiyne burnuna höyle bi çarpacan” dedinde eveli bi ðarýnýn iki ðýzý varýmýþ da
ikiside analarýndan beter ikrah mý ikrah, þirret mi þirretimiþ sünepe-nekbet , yetmeyo ðibi bi de dili bi garýþ car car naletin teki, al birini vur ötekine ta öylelerimiþ, iki bacý
etdiði yenmez, dutduðu keyilmez aðzýný aþdýmýydý, yana varýlmaz kapadabilene aþk olsun on guruþ verip gonuþdursan, yüz kuruþa susduramazýmýþsýn ne ev ne çoluk-çocuðunan alakadarlarýmýþ evi iresmen bok götürüyomuþ..
yerden-gövden ýrak, ikiside birbirinden beter naletin tekiymiþler nayet; böyük gýz gocasýnýn canýna tak etdirmiþ herifini elin-günün yanýnda bile adam yerine gomazýmýþ lafý aðzýna dýkarýmýþ adam gahrýndan biðün “tahtalý köyü ” boylamýþ,
gel zaman, get zaman ölenine ölünmeyo, garý dutuyo birine daa varýyo, yeni damat bunnarýn anasýný da tanýrýmýþ emme naçar-çaresiz galmýþ ki bunu almak mezburiyetinde galsýn alsýn, mezbur galmasa alý(r) mý
tabi buna bi ders vermek ilazým emme adamca(ðý)z ne yapsýn, nasý etmeli, ne yapmalý adam düþünmüþ-davþýnmýþ saksýyý çalýþdýrmýþ neyise aradan geþmiþ üþ-beþ gün, eski damat “-yau haným, abangili bi zeyaret edelim” varýyollar bi bakýyollar ki ………… ana! valla yeminossun hayretden güçcük dillerini yuduyollar
o esgi baldýzdan eser-esame yok el-pençe divan duruyo adam desdiye bakmaya ðosun garý deragap suyunan goþduruyo adam içesiye ellerinin gavýþdýrýp bekleyo ev demiþsin çinil-çinil tertemiz sanýsýn ev deðil, saray yavrýsý tükür tükr(ðü)nü yala ta! öyle o zert, cadý-cazgýr garý ondan zerre ðadak eser çýt yok,
mýyýr-mýyýr gonuþuyo, hapý yutmuþ sanýsýn eli-aya(ðý) çöt olmuþ, dut yemiþ bülbül gibi dili dutuk ki ta öyle
býrak taygeldi kendi çocuklarýný adamýn çocuklarýna bile mut olmuþ kimseye ses çýkartmayo tapýrdayo zufrayý galdýrýp da mutbaða gedince iki ðýzgardaþ
esgi damat “-len bacanak Allan aþgýna muma dönmüþ benim aykýrý baldýz nassý oldu annatsana nutgum dutuldu arkadaþ valla-billa..
“-valla ben bunnarýn ne nalet olduklarýný bilirdim daa ilk gün hususi ciðer getidim zufraya oturunþa barabar kedi uzandý diþimi sýkdým kedinin iki bacadan dutduðum gibi cart deye ayýrývidim …
dinsizin hakýndan imansýz gelirimiþ valla haným altýný ýslatdý, aba(yý)n gözü ðorkdu oyumuþ, melaike ðibi bi garý oldu ýrametliye rahmet okudu”
esgi damat duru(r)mu hemen ciðer almýþ ilk fýrsantta oturu-oturmaz zufraya kediye koklatmaya ðakmýþ sa(h)andaký ciðerden garýsý bakmýþ-bakmýþ iç geçirmiþ “beyuda uraþýyon herif …. sen o “pisiðin baca(ðý)ný” önceden ayýracaðýdýn” demiþ
o hesap bazen pisiðin bacaný önceden ayýrmak gereðiyo sonratdan netsen fayda etmeyo!”
“-ayný-mitli senin hesap ya gari vakt-ý zamanýnda patiþahýn biri tebdili gýyafet, yalýnýz tabi dað bayýr dolaþýyomuþ depenin birinden bi bakar ký adamýn biri çift sürüyomuþ adam hemi çift sürüyo hemi de an baþýndan anbaþýna öküzleri durduruvurup oynayomuþ
patiþah etmiþ edememiþ varmýþ çi(f)tçinin yanna “-es-selam aleyküm” “-aleyküm selam” “-yau hemþerim demikden beri bakýyon da an baþýndan an baþýna her varýþýnda oynayon”
adam “-yau hemþerim deyoru benim bi garým var höyle soylu, böyle boylu elimi-ayamý yur-yýkar lafýma annaç vermez beni asla üzmez asilliðine asildir, gözeliðine gözeldir
ney isteyceðsem daa isdemeden leb demeden leblebiyi anlar hoþuma gedecek þeyler yapar, bi gadýn daa ne yapsýn ben oynamayan da kimler oynasýn”
patiþah sakalýný dutuyo kendi-kendine düþünüyo “benim de iki garým var itiþip kakýþýrlar birinden bi tas su isdesem “-aðþam kimin yanýndaysan suyu ondan isde” “-ben abýlayýn, o güçcük, o versin” “-taha demin ben verdim bi de o versin tabi ben hýzmatçýyýn ona sözün sýðmayo demi” adamýn iþdahýný gaçýrýyollar canýndan bezdiriyollar durmadan olura-olmaza itiþip-kakýþýp durular”
iki garýnýn hakýndan gelemeyen adam goca dövleti mi idare etçek býrak çiftçi ðibi oynamayý huzurlu bi ðünüm bile geçmeyoru amma bu iþin içinde bi iþ var” deyoru
deragap saraya dönüyoru “-tez benim iki garýyý götürün falan yerdeði adamýn garýsýný alýn gelin” patiþah tabi asdýðý asdýk, kesdiði kesdik
hayli zaman sonura patiþah adamý marak ediyo, benim esgi garýlarýn gocasý adam acaba kendini daða-daþa mý vuruyo yonusa benim yeni garýnýn arkasýndan kendini helak mý ediyo
anaaaa! vara vara varsa bi baksay ký… o eskiden, an baþýndan an baþýna oynayan adam an baþýnda oynayo hinci yarý yolda durup bi da oynayo türkü demiþsin gýrla göbek atýyo ku sorma neþesinden yanýna varýlmayo
patiþah varýyo yanna “-noluyo len” adam bi yandan oynayo bi yandan annadýyo “benim bi garým varýdý höyle hýzmat eder, böyle menmin ederdi” “-eee” “-patiþah onun yerine iki garý göndermiþ hemi ötekinden daa genþler hemide birbirinden gözeller
biri elimi, öteki aya(ðý)mý yuyo biri yüzümü yüyo öteki peþkirinen kurulayo esgiden an baþýndan an baþýna oynardým hinci hemi türkü söyleyon hemi bi de tarlanýn ortasýnda oynayon”
patiþah efendi “-hýýým” deyo “bi de garý ðýsmý adamý vezir de eder rezil de eder” derler demek ki sadaca garýnýn gözeliði, sadaca adýyýn patiþah olmasý deði, bireþ de adamýn dirayetinden, yol-yordam bilmesinden neþet ediyo bu iþler! çünkü at sabýsýna göre kiþner!
ayný hesap gene bi patiþahýn garýsý varýmýþ ki gözeliði dillere destan boy-pos endam gaþ-göz gerdan dedikleyin her bi þeyi ona keza adý üsdünde patiþah gedip de benim gibi Kelaðanýn gýzýný alcak deðil ya kayýnat gözeli bi hatun üsdelik tam bi haným efendi herkeþ hayran
gel zaman get zaman bi duyulmuþ ki patiþah garýyý sürmüþ çýkarmýþ herkeþi almýþ bi telaþ yalvar yakar olmuþ en böyük vezire
“-sen patiþahýmýz efendimizin hocasýsýn elinde böyüdü senin sözünden çýkmaz meramýný sen bilisin sultanýmýzdan memnin olmayan yoktur halledersen bu iþi sen halledersin kerem eyle sor soruþtur ola ki efendimiz bizi sýnayodur neydecekler ne koycaklar deye, öyle ya! hekmetini soval etmeyelim bi ketenpereye de ðelmeyelim durduk yerde de boynumuzu vermeyelim”
baþ vezir el-etek öpüp huzura varýyoru ahvalden sonura me(v)zuya giriyo deyoku böyleyken böyle “-kullarýnýz vezir-ül vüzera dakýmý ve dahi nazýr paþalar muzdaripler efendimiz sultanýmýzla nedir derdiniz hangi kraliçe bu ðadar gözel” deyince barabar patiþah “bak lala” demiþ bilirsin seni pek sever-sayarým sizin üzerimdeki hakkýnýzý inkar etmek ne mümkün cümle alem, herkes bilir
ancak sen bile-bilirsin benim üzerimdeki en pahalý kuþam nedir “-körüklü çizmeniz sultaným”
“-neden” “-her þeyden evvel güzel ceylan derisinden mamul Roma’dan ustalar getirtdiniz her gün çýkarýlmasý için ayrý, yaðlanmasý, boyanmasý hatta parlatýlmasý için ayrý uþaklarýnýzý tahsis ettiniz
yýllar yýlý sefere onunla çýkarsýnýz onu giymeden baþka krallarla, elçilerle, paþalarla, vezirlerle görüþmezsiniz bilirim ki körüklü çizmenizi pek seversiniz bizler dahi ona gözümüz gibi bakarýz”