Ýlkokula baþladýðýmýz günlerden birinde “Gart Musdafalar urbaya ðetmiþler” denildi. Akþam paydosunda evlere daðýlacaðýmýzda, okul çýkýþýndaki meydanda bir minibüs olduðunu sonradan öðrendiðimiz mavi aracýn üstünde “çeyiz sandýðý” olduðunu sandýðým bir yeþil-uzun bir sandýk vardý.. “Sarý Meryem’in tabýtý” imiþ. O günlerde sözlüsünden baþkalarý da “aðýt”lar yaktýlar.. 45 yýl sonrada benim yazdýðýmý, Sevgili eþinin önerisi ile besteleyen Sn. Muharrem Karaoðlan’a saygýlar sunarým.
bir "Köy Düðünü" seremonisinin resmedildiði ve Sn. Ramazan Efe’nin “Denizli Türküleri” arasýnda yer alan Aðýt-Türkümü köyüme armaðan ediyorum.
Sarý Meryem
“gelindi-gidildi kýz bitirildi köyün ürüsümü böyle bilindi niþan alayýna sini verildi Meyremin niþaný edilmedi mi? yüzzük barnaðýna böyük mü geldi