Eski Kayıkhane
Eski kayýkhanede bir þarapçý yaþardý
Hep ikiyi çeyrek geçen bozuk bir saat takardý
Her dolunay çýktýðýnda saatine bakardý
Çömelip iskeleye bir cigara sarardý
O, cigarayý; cigara efkarýný yakardý
Uzak bir zamandý,
Yine böyle bir gece, dolunayýn koynunda
Yine ayný iskelede
Bir el dolanýyordu suratýnda
“Vakit yakýn, gideceðim” diyordu kadýn
Sonra bir þiir okuyordu gökyüzüne bakarak
“Nasýl oluyor da korkmuyorsun” dedi adam
“Üç þiirlik ömür” dedi kadýn
“Ben ömrümde korkuyla kafiye olan kelime görmedim”
Bir kahkaha patlattý ardýndan…
Yine böyle bir geceydi, gece dolunayýn koynunda
Buðulu bir camýn arkasýnda,
Bir serçe gibi çýrpýnýyordu kadýn
Üç þiirlik bir ömrün son þiirini yazýyordu çýrpýnan elleri
Soðuk bir ses çýnlýyordu adamýn kulaðýnda
“Ölüm saati 2.15”
Eski kayýkhanede bir þarapçý yaþardý
Hep ikiyi çeyrek geçen bozuk bir saat takardý…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.