babam toprak damý yuðarken içimiz de bir korku yaðmur yaðdýðýnda kar kürümüþse; “-ayaklarým buydu yau” diyerek “hoh”lardý pembeleþmiþ ellerine, ocakta kaynayan ýbrýktan, kapaklý leðene yýkardý ellerinde buðu.. “-iliklerime iþlemiþ, ele ezzatýný ………” diye küfrederdi, çaresizliðe içimiz yanardý..
en sonunda sývazlar yüzünü damlacýklar sýralý býyýklarý yanaðý buðulanýrdý maþayla alýnan kiremite “cosss!” diye su dökerek eski bir bezle sarmalayýp ayaklarý ýsýtýlýrdý
emekleyerek ateþin yanýna gelen bebek keskin bir “-cýss!” sesiyle uzaklaþtýrýlýrdý oysa biz cýbýl olup “hamamlýk”tan çýktýðýmýzda tüylerimiz diken-diken diþlerimiz takýrdardý
dedemlerin odasýna koþardýk, ýsýnalým sobadan bari sýrtýmýzý ýsýtalým isterken dirseðimiz “cýz” diye yandýðýndan iyi bilirdik sobanýn yaktýðýný bu yanýk ha deyince iyi olmazdý
yuðgu sesi gök gürültüsünü andýrýrdý bir de saman torbasý kurumlu bacadan sarkýtýlýrdý çocuklar yaramazlýk yapmasýn diye “-farkýýt, torbaný sarkýt” …… “-bu o(ð)lan durmayo-mýzýlayo” diye þikayetler sýralanýrdý “-a(ð)layan çocuðu alaðet” aðlamayý yasaklarlardý farkýtla çocuklarý korkuturlardý
mezarlýk hatta; ölen filancanýn korkusu ve “-Allah taþ eder”in yerine olmadýk yalanlarla “yalandan kim ölmüþ” diye herhalde olmadýk korkular salarlardý küçücük yüreklerimize
gece ayazýnda üþüyüp, donan karda yaklaþan ayak sesleri babam geliyor olmalý cýðara kokusu, burnumuzda aslýnda içmezdi ama üstüne nasýl sinerdi
yaklaþýr ayak sesleri babam kahveden dönüyor olmalý çünkü bizim Akköpek havlamadý Koca Akköpek! Üsüðün Mevlüt’den hiç hoþlanmazdý taa evine kadar uðurlardý “-eniðiken daþlamýþ” mý ne?
“-köpeeek seni daþlarýn, amma sabýyýn hatýrý var” dememiþ “þindi kim oþ deyviceðse deyvisin”miþ “olmadý öte yandan gedsin”miþ “ben uslu uslu duran köpe(ði) ba(ð)layan mý hinci gecenin leylisinde geþsin deye Üsük Melidi”
Ebem “-ekmek yecez bobaný ünne gel” diye kahveye yolladýðýnda her zamankinde hýzlý koþardým kahveye “-Hacý senin candarma geldi” ya da dönüp bana; “-yoð(u)sa anan mý çaðýrýyo len” derlerdi
dikilirdim babamýn tepesine, yapýþýrdým koluna ebemi bekletmesini affedemezdim asla kanmazdým soðuk oralete, ya da iki Hasgül bisküi arasýnda yayýlmýþ güllü lokuma oyundan kalkmayý ar ederdi ya da naçar çaylarý öderdi
yol boyunca “-çocuklar kahveye gelmez” .. “bobasýnýn yanýnda emmiler varýsa” …. “oyun oynayollarýsa” .. “bobanýn baþýna dikilinmez” . ayýb-olur” diye ikaz ederdi..
elimi býrakmasýna izin vermeden aþaðýdan yukarý bakmaya ara vermeden gözlerimi gözlerinden ayýrmadan göz kapaklarý bir an bile yummadan hoplaya zýplaya, sevinç dolu, neþeli “-baþýna bi ke gorsun gayýb olur” “-þýmarýk eþþolu-eþþek” dedi
ardýç sýrýðý sokak kapýmýz taþ duvarlý çalý çelenli avlumuz, tek odalý penceresi tek camlý evlerde geçti çocukluðumuz...
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.