Erdemli ilçesinin saat on bir yönünde,
Çettepesi eþsizdir, þöhretinde ününde!
Çettepesi dedimse, köy deðil, belde deðil;
Arafta kalmýþ bir yer, þaþmamak elde deðil!
Ýntizarýyla meþhur, Congalaz* karý varmýþ;
Bundan seneler evvel, bu muhitte yaþarmýþ.
Congalaz’ýn dilinden çekinirmiþ ahali,
Yokmuþ, bedduasýnýn tutmama ihtimali!
Komþusu yoksul bir genç, muhtemelen Tatar’mýþ;
Ormandan çýra keser, Erdemli’de satarmýþ.
Parasýný alýrsa iki kucak çýranýn,
Nafakasý bu imiþ, gariban fukaranýn!
Tatar bir gün beklerken tuvalet sýrasýnda,
Çýrasýný çalmýþlar, kaþla göz arasýnda!
Sadece çýra deðil, gitmiþ nacakla keser;
Tüm pazarý aramýþ, yerinde yeller eser!
Þikâyetçi olmamýþ; görmemiþ karakolu,
Congalaz’ýn evine düþmüþ Tatar’ýn yolu…
Hýrsýza sinirinden iyice gelmiþ gaza;
Olayý uzun uzun anlatmýþ Congalaz’a.
Congalaz demiþ gence: “Ýleri gitmeyeyim;
Çoluk çocuðu vardýr, beddua etmeyeyim!
Yalnýz iki sözüm var, hýrsýz çýrayý yaksýn;
Ölüsünün yüzüne onun þavkýnda baksýn!”
Hikâyenin sonunu n’olur sormayýn bana;
Congalaz ilenmesin yüreðimi yakana!
Halil GÜLÞEN
*Congalaz: Ýri yapýlý çirkin kadýn; cadý