ah benim
yokluðu dudaklarýma yakýþmayan
boþluðu yüreðime sýðmayan
ömrü kýsa yarim
nasýl bir terkediþti bu ?
þiirlerine ve sayfalarýnda kalan gözlerime
nasýl bir sýnanýþtý ?
nasýl bir acý ?
iki büklüm isyan ederken kadere
o gülüþlerin hiç yakýþmadýðýný bile bile kara topraklar altýna
binbir güçlükle doðrulup abdestler alýp
hergün En Güzel’e teslim etmekten
öyle halsiz ki kalbim
Aþký da aðlatmayý da öðrettiðin içimdeki çocuk bile bitkin..
yoksun ya
yorgunum hergün
birazda hasta
gittiðinden beri saatler öyle aðýr ilerliyor ki karanlýkta
üþüyorum
ne ayakta durmaya kaldý mecalim ,
ne de baðdaþ kurduðum odamýn ortasýnda
iki yana sallanýp kendimi avutmaya.
ahh !
uðruna herþeyi göze alabilecek kadar
büyük sevgimden habersizce göç eden Çirkin gülüþlü Adam !
karanlýðýn her tonu gözlerini anýmsatýrken
uðultusu susmayan gürültüler sesini özletirken
yutkunmasý güç tövbeler düðümleniyor genzimde
ömrümü kurban etmek isterken sana
cehennem sancýlarýna adanýyorum
diz çöktüðüm yokluðunun önünde.
elysa