Güneþin her sabah doðduðu ama aydýnlatamadýðý hayatlar,
Dar bir sokakta, ömür sürdüren,
Ýðneye ip geçirmeye çalýþmaktan,etrafý göremeyen insanlar.
Kundura ayakkabýyý,terlik yerine giyinmekten,
Topuklarý nasýr olmuþ,baston ile dolaþan muhterem yaþlýlar.
Kýrýþmýþ ellerinde ise,’astra’ sigarasý vede dumaný,
Ciðerleri ise olmuþ Frankenstein’in matem evi.
Dünya Daðlan dan beri hayalleri renksiz ve de keyfiyetsiz,
Sadece diyorlar çay þekersiz,tavla ise olmaz Zarsýz.
Onlara göre dünya Sovyetler hakimiyeti yýkýldýðýnda daðýldý.
Daha demiyorlar,Ruslar bu milletin anasýný çok aðlattý.
Gölgede kalmýþlar zar atmak,kumar oynamak derdinde,
Yüksek sesle küfür,erkek olmanýn en temel temelinde,
Baksan görürsün ey saki! bir düzen var entarilerin de,
Ama örter mi kusurlarý,fesatlýk fazla ise beyinlerinde.
Dinsizi dindar oldu,Dindarý ise bir kenara çekildi,
Beni de onlar gibi bilmesinler,Adýma leke etmesinler dedi.
Cahili alim oldu,Arkasýnda saf tutuldu,Alimlere set kuruldu,
Sanki onlar çin ordusu,bizler ise Oðuz atanýn boyu.
Vagif Seyyah Hüseynov
Þiir de Sovyetler sonrasý Kafkasya’yý anlatmaktayým !