Yol kenarýna itilmiþ bir kaç tabure öylesine içilen iki çay hayat koþmuþken mecbure hatýrda eski bir saray ýssýz odaya terkedilmiþ Demoklesten kalma bir ip yine dost bir hava sokak arasý kýrýk dökük bir tabip Sanki birisi yad edilmiþ
kuþlarý cezbeden terasý hýþýmla bekleyen rüzgarýn ha vurdu ha vuracak sabýrsýz hain pususu her karede farklý dünyanýn nerde ucu kaçmýþsa tasasý nabzý tutuldu tutulacak ucuza demlenmiþ kahve koyusu hazýr çekilmiþ kurasý her yönüyle bir meczup yudumunda kaderin farklý kokusu güz belli ki ayrýlýkla korkutacak hala aðaçlarda sinmiþ bir taassup hesap yine ona sorulacak
özlem nasýl olduysa durgun Porsuk her daim kýskanç ayak uçlarýna kadar bir yorgun sohbete karýþýrken fokurtusu þiirleri çekerken bir marpuç nargileden içi boðan kýskaç ne yapýlýr ne edilir bilmem hazana atýlýrken her suç diyor gökyüzüne umut sermem
yalnýzlýðýn pahalý ya mezesi býrakýn acý mýsralar olsun yine de dudaklýk bir tadým köpüklü ümit kahvesi teknede sallansýn dursun kenarda uyumuþken þevkat dizeler zaten adým adým unutmuþ tökezlediðini aynalar haykýrýrken çizgilerin ezberlediðini paralasýn onca tokat yüzündeyken þair kýrýþýðý haykýrýr bir gün duvarlara bir Allah biliyorken o gözlerin dediðini akla zarardý ya o meþakkat bir garip þehir aþýðý tam da güneþ yakmýþken koptu kopacak son sarmaþýðý bu sonbaharda var bir inat dr.süreyya burak önder Sosyal Medyada Paylaşın:
burakönder Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.