- 679 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ORUÇ NEFSE KARŞI KALKANDIR
ORUÇ NEFSE KARŞI KALKANDIR
M.NİHAT MALKOÇ
“Nefs” kelimesinin ‘ruh, can, kan, benlik, iç, kalp, büyüklük, yücelik, irade’ gibi onlarca karşılığı vardır. Fakat biz burada nefsi “dine uymayan isteklerin kaynağı” olarak kullanacağız. Buna “nefs-i emmare(emreden nefis)” de diyebiliriz. Adı üzerinde, o sahip olduğu kişiye hep emreder. Onun zehirli oklarının ardı arkası kesilmez. Nefis, eli tetikte bekleyen düşman gibidir. Ondan daha tehlikeli bir düşman yoktur. Onun inancımızı hedef alan kurşunlarından korunabilmek için her zaman teyakkuzda olmak mecburiyetindeyiz. Hadis-i kudside “Nefsine düşmanlık et, çünkü o benim düşmanımdır” diye buyrulmuştur.
Hüznün sevince dönüştüğü ramazanda nefis; gücünü kaybetmiş, mecali kalmamış bir aslan gibidir. Ramazan dışındaki aylarda olduğu gibi size hükmedemez. İsterseniz onu güçlü bir hamleyle yere serebilirsiniz. Oruç, nefsi yere serebilecek en güçlü hamledir. Onun içindir ki oruç tutanlar nefislerine karşı çok daha güçlü olurlar. Oruç onları nefse karşı bir kalkan gibi korur. Fakat gevşek davranır, nefsi hafife alırsanız yenilen yine siz olursunuz. Ramazanda ona acıyıp arka çıkmamalıyız. Hadiste de belirtildiği gibi “Asıl kahraman, nefsini yenendir”
Oruçlu ağızlardan kötü söz çıkmaz. Oruçlular ya hak söyler, ya da susar; malayaniden uzak durur. Yalan, gıybet, alaycı sözler oruçlunun ağzından çıkmaz. Oruçluların ayakları Hakk’ın razı olmayacağı mekânlara gitmez. Ramazana teslim olmuş gözler harama bakmaktan sakınırlar. Oruç tutan müminler, kulaklarını kötü sözlerden uzak tutarlar. Oruç sadece ağza değil, bütün organlara tutturulursa kâmil oruç olur. Yani mideyle beraber ağız, göz, kulak, el ve ayak da oruç tutmalıdır. Böyle bir oruç, insanı kötülüklerden koruyarak selamet sahiline ulaştırır. Hz. Peygamber(sav) şöyle buyuruyor: “(Oruçlu) Eğer yalan sözü ve onunla ameli bırakmazsa, Allah’ın onun yemesini ve içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur.”
Oruç bir nefis eğitimidir. Belki biraz zordur ama mükâfatı da zorluğu derecesinde pek yücedir. Ebu Hüreyre(r.a.)’den rivayet edildiğine göre Resulullah(sav) şöyle buyurdu: Aziz ve celîl olan Allah ‘İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim.’ buyurmuştur… Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin. Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.”
Mümin isterse ramazan ayıyla birlikte yeniden doğmuş gibi olabilir. Zira bu af ve mağfiret sağanağında günahlar mum gibi erir, kalpler orucun feyziyle cilalanır. Bir arınma ayı olan ramazanı fırsat bilmeli bütün müminler… Bu ayda kalbi manevî kirlerden arındırmanın yollarını aramalı, bunu ertelememeliyiz. Yüce Rabbimiz “Kim arınırsa kendisi için arınmış olur. (Biliniz ki) Dönüş ancak Allah’adır.” (Fâtır, 18)” diyor bir ayet-i kerimesinde… Bununla bağlantılı olarak bir başka ayette de “Kendini arıtan (nefsini tezkiye eden) felâha erer. Kendini fenalıklara gömen kimse de ziyana uğrar.” (Şems, 9–10) diyerek kullarını uyarıyor.
Ümmet bilincini kuvvetlendiren oruç, itaatin ve sabrın da göstergesidir. Oruç, tabir caizse sabrı nefse öğreten bir hocadır. Oruç tutan kişi şehevî isteklerini de frenler. Oruçlunun hâl ve hareketleri helal dairesinin dışına çıkmaz. Böyle davrananlar karşılıklarını fazlasıyla görürler. Nitekim Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerîmede kendini sakınanlarla ilgili olarak şöyle buyurur: “Allah’a teslim olan erkekler ve Allah’a teslim olan kadınlar, Allah’a iman eden erkekler ve Allah’a iman eden kadınlar, itaate devam eden erkekler ve itaate devam eden kadınlar, sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, huşû sahibi erkekler ve huşû sahibi kadınlar, tasadduk eden erkekler ve tasadduk eden kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, iffetlerini muhafaza eden erkekler ve iffetlerini muhafaza eden kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” (Ahzâb, 35)
YORUMLAR
tuttuğumuz orucun sevabının ne olacağı hususunda, kesin irade sahibinin vereceği hükmün bizler adına olumlu olması için yapılması gerekenler net bir şekilde belirtilmiş zaten önemli olan bunlardan kendimizi sakınmak olacaktır duadan yolumuzu ayırmamak bunda etkili olacak ve bizleri nefsimize karşı güçlü kılacaktır..davranışlarımız da evrenin maddi boyutunda fiili ibatedimizi gösterir bir durumsa o zaman hem ruhen hem fiilen Allah rızasını kazanmayı destekler şekilde- sahteliklerden uzak samimi bir teslimiyet duygusuyla ona yönelmeliyiz.. paylaşımınız adına canı gönülden teşekkür ederim..
güvercinkanadı tarafından 9/7/2009 12:49:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
güvercinkanadı tarafından 9/7/2009 3:51:14 PM zamanında düzenlenmiştir.