- 1653 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
RAMAZAN AYI VE ORUCUN FAZİLETİ...
Allah"u Teala"ya nihayetsiz şükürler olsunki, "on bir ayın sultanı" diye adlandırılan rahmet,mağfiret ve kurtuluş ayı olan mübarek Ramazan"ı şerife eriştirdi bizleri yeniden.
Onun şerefiyle müşerref olduk çok şükür yine. Ramazan"ı şerif ayı öyle mübarek bir aydırki,gelişi islam aleminin manevi havasını değiştirdiği gibi,aynı zamanda, insanın ruhu ve günlük hayatıda dahil olmak üzere çok büyük değişiklik ve gelişmeler meydana getirmektedir.
Öyleki; teneffüs ettiğimiz hava başka bir hava,güneş başka bir güneş,ay başka bir ay,insan başka bir insan,zaman başka bir zaman oluyor gözlerimizde.
Var olan her şeyi başkalaşmış ve güzelleşmiş olarak görüyoruz. Bununla beraber yine,her ses kulağımıza başka güzel geliyor. Herkeste bir güzellik ve her şeyde daha iyi bir hal müşahede edebiliyoruz.
İşte bu gibi hislerimizdeki bütün bu değişiklikler hiç şüphe yokki,bu mübarek ayın kudsiyetinin bereketiyle,ruhlarımızın yükselmiş,aydınlanmış ve kendisine gelmiş olmasından ileri gelmektedir.
Çünkü zamanların ve mekanların,insanların ruhları üzerinde büyük tesirleri vardır.
Her mü"min Ramazan ayı gelince içinde bir sevinç,gönlünde bir ferahlık hisseder mutlaka.
Kim oruç tutuyor da bu yüksek duyguları duymuyor ve kalbinde hak ve hakikat nurları parlamıyorsa,iyi bilsinki, o oruç tutmaktan beklediği manevi yüksek dereceye ulaşamamış demektir.
Dini içtimai ve ahlaki bir çok faydaları bulunan farz oruç,bu ayda tutulur. İnsanlar için bir hidayet kaynağı olan Kur"an-ı Kerim yine bu ayda nazil olmuştur.
İçerisinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi,yine içinde bulunduğumuz bu kutlu ayın içinde bulunmaktadır.
Bu ayın ilk on günü rahmet,ikinci on günü mağfiret,son on günü ise cehennemden azad günleri olarak müjdelenmştir müslümanlara.
Hadisi şerifte Rasulü Ekrem (sav) buyuruyorlarki; "Kim farziyetine inanarak ve ecrini Allah"tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa,geçmiş bütün günahları bağışlanıp affedilir."
Görülüyorki orucun maddi ve manevi çok büyük faydaları vardır üzerimizde. Ayrıca oruç diğer ibadetlerde olmayan meziyetlere de sahiptir aynı zamanda.
Çünkü o,bizleri daima kötülüğe davet eden nefsi ve şeytani arzularımızı diğer ibadetlerden daha çok kırar,hayvani kuvvetlerimizi daha fazla zayıflatır.
Onun için oruç,insanı her türlü kötülükten koruyan bir kalkan ve bir siperdir müminler için.
Oruç insanı gözü ile harama bakmaktan,dili ile çirkin ve yalan sözler söylemekten,kulağı ile haram şeyler dinlemekten,midesine haram şeyler doldurmaktan,eliyle kötü iş yapmaktan ve ayağı ile kötü yerlere gitmekten menedip alıkoyar.
Oruç insanı sabır ve tahmmüle alıştırır ve iradesini kuvvetlendirerek,onu kemale erdirir.
Oruç açlığı,susuzluğu,yokluğu bizlere tattırmak suretiyle fakir ve yoksullara karşı şefkat ve merhamet hislerimizi uyandırır ve onların durumlarını düşündürerek,bizleri çare bulmaya sevkeder.
Böylece içtimai yardımlaşmaya yol açmış olur ve fakir ve muhtaçların ihtiyaçlarının karşılanmasına,üzüntülerinin azalmasına vesile olur aynı zamanda.
Oruç nimetlerin değerini daha iyi anlayarak,onları bizlere veren yüce Allah"a daima şükredenlerden olmamızı sağlar.
Oruç nefsimizin hırs ve isteklerini kırar. Ruhumuzu yükseltir, kalbimizi nurlandırır, Yaratanımızın rızasını kazandırır bizlere.
Oruç vücudumuza sıhhat bahşeder. Rasulu Ekrem (sav) bir hadisi şeriflerinde "Mide hastalık evidir,perhiz ise ilaçların başıdır. Her hastalığın kaynağı dolu midelerdir." diye buyurmuşlardır.
Yine bir başka Hadis-i şeriflerinde "Oruç tutan sıhhat bulur." buyurarak orucun sıhhatimiz üzerindeki önemini belirtmişlerdir bizlere.
Selman-ı Farisi Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Şaban ayının son gününde bize okuduğu bir hutbede şöyle buyurdu:
"Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi.
Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır.
Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı.
Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır.
Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer.
Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da Cennettir.
Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay mü’minlerin rızkını arttıracak aydır.
Bu ayda her kim oruçlu bir mü’mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden azat olmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur.
Ashab-ı Kiramdan bazıları, “Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz” dediler.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, “Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü’mine iftar ettirene de verir” buyurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler:
Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur.
Bu ayda her kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse Allah onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.
Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı kılarsınız, diğer ikisinden ise hiçbir vakitte ayrı kalamazsınız.
Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, Kelime i Şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah’tan mağfiret dilemenizdir.
Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletin biri Allah’tan Cenneti istemek, diğeri Cehennemden Allah’a sığınmaktır.
Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir." (et-Tergib ve’t-Terhib, 2:94-95)
Yine Rasulu Ekrem (sav),müminlerin Ramazan-ı şeriflerini tebrik ettikten sonra,bu mübarek ayın fazileti hakkında onlara hitaben;
"Ümmetim Ramazan-ı şerifin feyzini ve yüksek şerefini bilmiş olsalrdı,bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi." buyurarak Ramazan-ı şerifin ne kadar feyizli,kadrinin ne kadar ulvi,şerefinin ne kadar yüksek olduğunu veciz bir şekilde ifade buyurmuşlardır bizlere.
Sonuç olarak diyebilirizki, bu ilahi davete icabet eden ve sırf Allah"ın emrini yerine getirmek ve onun rızasına nail olmak için yemesini,içmesini ve nefsani arzularını terkeden müminler,Allah"ın çok büyük lutuflarına mazhar olurlar..
Hayırlı ve bereketli ramazanlar dileğimle!...
YORUMLAR
Ramazan' a eriştirene şükür..Dilerim O yüce Rabbimiz bir aciz kullarını bu ayın bereketinden mahrum bırakmaz..dilerim bizi de merhamet ve rahmet ihsan ettiği kullarının zümresine katar..
...Sağolun Mehtap hanım..Rabbim gönül muradınızı versin..dilerim ömrünüz bu ayda olduğu gibi hep bereketli geçsin..dualarımla...