- 800 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BEŞ VAKİT NAMAZINI KILIP,RAMAZAN ORUCUNU TUTAN,ZEKATINI VEREN, KUL HAKKI YEMEYEN MÜMİNLERİN RAMAZAN BAYRAMLARI MÜBAREK OLSUN.....
Allahü Teala çok lutufkardır.Allahü Teala cömertlerin en cömertidir Hz. Allah cc.Bizlere ramazanı şerifi vermiştir.Bayram sabahına eriştirdi bizleri Rabbimiz Teala.
Hergünün her saatinde üzerine cehennem vacip olan 600 bin mümini cehennem azabından azad ederek erştik bayram sabahına yine.Hamdü senalar olsun.
Biz bugün bayram sabahına ulaştıysak Hz. Allahın lutüf ve ihsanıyla ulaştık kendi gayretimizle değil.Elimizde bir güç kudret yok aziz kardeşlerimiz.
Cenabı Hakka ne kadar şükretsek azdır.Bizi onca mahlukatın arasında bir kul olarak bir insan olarak insanların içerisinde de mümin ve mütteki olarak, müttekiler içerisinde de Hz. Allahın ismini kullar içerisinde zahiren dil ile olmakla beraber batınen kalbimizle zikreden bir kul olarak yarattığı için alnımızı şu mescitlerde secdeye koyup sabahlara kadar ibadet ve zikirle zaman geçirsek ödeyemeyiz aziz kardeşlerim.
Onun için Allahü Tealaya çok şeyler borçluyuz.Eshab-ı Kiramdan bir zat bir gün bir arkadaşımı ziyarete gitmiştim.Evine vardım kapısını çaldım cevap veren yoktu.Birde kulağımı verdim arkadaşım secdeye kapanmış hüngür hüngür ağlayarak bu ayeti kerimeyi okuyordu.
Ey Allahım biz senin bu nimetlerinin hakkını nasıl kalkacağız Allahım diye gözyaşı döküyordu.
Cenab-ıHak Ayeti Kerimesinde:Gad eflaha men tezekka buyuruyor.Tezkiye edenler temizlenenler kurtuluşa erdiler buyuruyor.
Muhakkak kurtuldu.Gerçek kurtuluşa erenler kimlerdir?Ramazanı şerifin teravihini sektirmeden atlamadan kılanlardır.Eften püften bahanelerleşeytan ve nefsi emmarenin tesirinde kalarak oruç yiyerek anne ve babasına itaatsizlik ederek,Hz. Kuranı ihmal ederek kurtuluş olmaz.
Hakiki kurtuluş Hz. Allahın emirlerine uyarak kayıtsız ve şartsız teslim olmakla olur.Bizim Hz. Allahın emirlerine kayıtsız şartsız teslim olmamıza en büyük mani iki kaşımızın ortasında yer edinmiş olan nefsi emmare belasıdır.
Bütün vucudumuzu kaplar.Onun için Hz. Allah hadisi kutsisinde:Merkezi iki kaşının ortasında olan nefsi emmareye düşmanlık et.Senin hakiki dostun benim.Seni affedecek olan bayramı yaşatacak olan,cennete sokacak olan cemalimi seyrettirecek olan senin sahibin olan benim diyor Hz. Allah cc.
Ama biz kendi kendimize bir varlık meydana getirmeye çalışıyoruz.Ve ben diye bir varlık olduğunu zannediyoruz.Öyle bir varlık yok.Sen ancak namaz kıldığın zaman sensin,ben ancak din-i celil-i İslamı yaşadığım zaman benim.
Günahına tevbe ederek beş vakit namazını kılıp,orucunu eksiksiz tutarak ,teravihi kılıp,zekatını da hesaplayıp verdikten sonra sadakayı fıtrı da verip bayram sabahı bu mescitlere bayram namazını kılmaya gelenler ancak mümin ve müttekilerdir.
Hiç kimse kusura bakmasın oruc tutmayarak,müminlerin gözleri önünde yiyerek,gece sahurlara kadar sabaha kadar kahve meyhane köşelerinde okey oyunu oynayarak geçirip ondan sonra bayram namazına gelmek te nedir.
Allahın rahmeti çok geniştir.Allahın rahmetini bizim sizlerden esirgeme daraltma gibi bir şey söz konusu değildir.
Belki de adam orucu tutmaz,namazı kılmaz amma bugün bayram namazı var diye yola düşer,melekler namazı kılıp orucunu tutarak zekatını verenler için dua eder bu konuda hadisi şerifler var.Melekler Ya Rabbi bu kulun orucunu tuttu,namazını kıldı,teravihlere devam etti,sadakasını verdi diye Rabbimiz Tealaya sunarlar ve o kul için dua ederler.
Senin kapına geldi bunlar senden ücretlerini sitiyorlar.Ey meleklerim ne istiyor bunlar der Hz. Mevlamız cc.Önce affını istiyorlar.Ey meleklerim şahit olun ben o kullarımın bütün günahlarını affettim diyor Hazreti Allah cc.
Bayram sabahı affı umumi vardır.Bu affı umumi ramazan ve Kurban bayram sabahında aynen iki defa tecelli eder.Amma velakin sürekli şarap içki içen ve anne ve babasına isyan eden,ve sılayı rahmi terkeden kullarını Allah affı umumiden hariç tutmaktadır.
,
Onun için bu affı umumiye dahil olabilmek için sılayı rahmi terketmeyelim anne ve babamıza isyan etmeyeceğiz içki ve şaraptan uyuşturuculardan sigaradan uzak duracağız.
Sevgili Peygamber (sav), Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde ora halkının senede ‘Nevruz’ ve ‘Mihrican’ olmak üzere senede iki bayram yaptıklarını gördüğünde: “Allah cc size o iki bayramdan daha hayırlı iki bayram hediye etti.
Bunlardan birisi îdil fıtr – Ramazan bayramı, ikincisi de Kurban bayramıdır” buyurdu. (Tabi ki ramazanla, oruçla ilgisi olmayanlar, Ramazan bayramı diyemiyorlar da şeker bayramı diyorlar.)
Bunlardan başka mü’minin beş tane daha bayramı vardır.
Bunlar:1- Üzerine hiç günah yazılmadan geçirdiği gündür.
2- Son nefesini iman ile teslim ettiği gündür.
3- Kabirde Münker ve Nekîr isimli iki meleğin: “Rabbin kimdir, peygamberin kimdir ve Dinin nedir? Sorularına, “Bülbül gibi, Rabbim Allah’tır, Peygamberim Hazreti Muhammed’dir, Dinim İslam, kitabım Kur’an’dır” diye cevap verdiği gündür.
4- Mahşer yerinde amellerin tartıldığında sevabı ağır gelerek, beratını sağ eline alıp sırat köprüsünden selametle karşıya geçtiği gündür.
5- Cennete varıp Mekândan münezzeh olan rabbimizin cemalini görme zevkine erdiği gündür.Yüce mevlamız cümlemize bu bayramları da yapmayı nasip eylesin. Amin.
İki türlü sılayı rahim vardır.Cesedimizin sılası ve ruhumuzun sılası.Cesedimizin sılası yakın akrabaları ziyaret etmektir.Ruhumuzun sılası ise geldiğimiz yer olan Alem-i ervah,ruhlar alemini ve alem-i Emri ziyaret etmekle olmaktadır.
Sadece anne ve babamın mezarlarını hayatta iseler akrabalarımı ziyaret edeyim dersek bu da çok büyük bir şeydir.Amma ve lakin gerçek sıla namaz kılmaktır,Mürşid-i Kamile onun kalbine girip rabıtayı Şerife yapmaktır.
Ruhumuzun Alemi Ervahı ziyaret edip,sonunda bir gün gideceği yeri görmesinden daha büyük bir sıla olabilir mi aziz kardeşlerim..Gad eflaha men tezekka bu demektir.Nefsi emmarenin pisliklerini ibadetlerine karıştırmamak demektir.
Öyle bir ibadet yapıyor ki,ramazan orucuyla nefsini terbiye ediyor.Nefsi emmarenin iki türlü terbiyesi vardır.Nefis ramazanda durmadı.Şeytanlara gem vuruldu amma nefsi emmare serbestti.Nefisle beraber namazlar kıldık,oruçlar tuttuk zekatı vermeye nefisle beraber haccı da umreyi de yapmaya çalıştık.
Öyle günahlar işletti ki şeytan aleyhil lane bu ramazan bayramı sabahında Cenabı Allahın müminleri cehennemden azad ettiğini affı umumiyi görünce aynı sığırlar gibi sesler çıkartır böğürür buyurdu Allahın Resulu sav.
Ama nefis öyle değil nefis oruç tutsakta bizimle beraber,namaz kılsak ta bizimle beraberdir.İkincisi Tariki Nakşibendiyenin tavsiyesi rabıtayı şerife yapmakla nefsi emmarenin pisliklerinden ve şerrinden müminler kurtulabilirler.
İnsanlar tarikatı seyrü sülükü Şer’i Şerifin emri gibi açıkca olmadığı için bunu tarikate girip seyrü sülük etmeyi basit bir şey zannediyorlar.Bir ay nefsi emmarenin şerrinden oruç vesilesiyle kurtulduk diyelim ya geri kalan onbir ay ne yapacağız.
On bir ay kimin emri altında yaşayacağız.Onbir ay içerisinde nefsin emri altında yaşarken ölürsek imanımızı kurtarıp bu yalancı alemden gerçek olan ahirete göç ederken imanımızı kurtarabilecek miyiz aziz kardeşlerim..
Öyleyse Gad eflaha men tezekka.Nefsi emmaresinin maddi ve manevi olarak şerrinden halas bulanlar kurtuldu buyuruyor Mevlayı Zül Celal Hz.leri..
Onun için bu mevzuu üzerinde çok durmamız lazım aziz kardeşlerim.Nefsi emmarenin bir çok hileleri var,çok desise ve igvaları vardır.360 adet ahlak-ı zemimesi,kötü ahlakı vardır.Kibr-ü gurur,hırs-u tamah,heva-ü heves bunlardan bir kaçıdır.
Bir müminde kibir olmayacak,bir mümin herşeye heveslenmeyecek,şunumda olsun bunumda olsun demeyecek,Rabbimiz bir başka Ayeti Kerimede El hakümüttekasür buyuruyor.Ey Kullarım siz mal kesretiyle helak oldunuz buyuruyor.
Malı biriktir biriktir öl, sonra senden gelenler çocukların torunları malları biriktirip ölsünler.Rabbimizin dünyaya bizi getirmekten muradı burada mal biriktirmek değildir.Zariat suresinde:Ben insanları ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattım buyurmaktadır.
Allah cc. indinde dünyanın sivrisineğin kanadı kadar değeri olsaydı kafirlere bu dünyadan bir gram su vermezdi buyuruyor Allah Resulu cc..Dünyanın tamamı arz ve seması bütün kainat alemi,mükevvenat zaten maldır.Allahın malıdır.Dünya malının gerçek sahibi de Hz. Allahtır.
Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi.
Mal da yalan mülkte yalan var birazda sen oyalan..
Diye şiirler, ilahiler söyleyen Yunus Emre gerçeği gözlerimizin önüne sermektedir.Allahın değer vermediğine değer vermek,Allahın değer verdiğine değer vermemek indi ilahide insanı kurtaran bir amel olmaz elbette.
Allah ramazana önem değer veriyor biz de ona değer vereceğiz,Hz. Allah cc. Hz. Kur’ana değer veriyor biz de ona değer vereceğiz.Kur’an için ecdadımız Osmanlı Selçuklular ve Eshab-ı Kiram gibi malımızı, canımızı,evladımızı, zamanımızı ve vakitlerimizi vereceğiz.
Eshab-ı Kiram dünyada çok muhteşem bir Saadet asrında yaşamışlardı.Çok mesut, huzurlu bir hayat sürmüşlerdi.Öyle bir asır zaman bir daha gelmedi ve gelmeyecektir de.Kimse kapısını kilitlemiyor.kimse komşusunun tavuğuna kişt demiyor,kimse kimsenin hakkına tecavüz etmiyor,kimse kimsenin makamında gözü yoktu,herkes kardeşini kendisine tercih ediyor aman kardeşim bu senin ihtiyacın benim iki tane al kullan kardeşim diyordu.
Bir ekmeği olan ikiye bölüp kardeşiyle paylaşıyordu.Mekke-i Mükerreme’den Medine’ye Allah için namaz kılıp oruç tutabilmek İslamı rahatlık içinde yaşamak için 400 km.yolu yayan yapıldak yanına hiç bir şey almadan evsiz barksızbütün mallarını Mekke’de bırakıp gelen hicret eden muhacir kardeşlerine Ensar adı verilen topluluk iki devesi varsa birisini al kardeşim dediler.
İki göz evi olan bir gözünü muhacir kardeşine ikram ederek al kardeşim bir kapı aç oradan bir gözünü sen kullan Allah rızası için dedi.İki hurma ağacı olan birisini sen al kullan kardeşim diyerek kardeş payı yapıp kardeşine verdi değil mi?
Bugün insanlar ana baba bir öz kardeşine hakkı olan dünyalık malı vermiyorlar.Bugün insanlar babası ölünce bacısına, kardeşine hakkı olan malı vermiyor.
(Bizim buralarda Kırıkkale’de ve Yozgat’ta bildiğim ve gördüğüm kadarıyla kız çocuklarına baba ölünce kalan terekeden bir tek kuruş mal verilmez ayıp kabul edilir.Baba hayatta iken oğlanların üzerine mal geçirilir.Kız çocukları bir küçük altınla vb. ikna edilerek tapuda imza attırılır.
Almakta direnen olursa ancak mahkemye vererek sonuca ulaşırsa da aile tarafından şiddetle cezalandırılır.
İstenmeyen kişi ilan edilir dışlanır.Binde bir böyle alabilen kız çocukları vardır diye bliyorum.
Bizde ise kız kardeşim birebir aynı malı istedi talep etti bizde al dedik ses çıkarmadık.İslamın emri ise kıza bir erkeğe iki pay verilmesiydi bunu kabul etmediler.Sonucuna elbette katlanırlar.Bir yerde hak yiyenler varsa orda bir de hakkı yenilen vardır bunu unutmayalım.
Bu civarda erkek kardeşler babadan dededen kalan tarlayı ekip biçer onlarca yıl geçer kıza bir hak pay verilmez,o kazanılan para ile erkeklerin çocukları eşleri refah içerisinde yaşarken diğer yeğenler sokakta dilenirler ise millete el açarlarsa ancak bir yardım toplanarak ramazanda zekat,fitre,sadaka ile onlara bir pay verilir.
Kimin hakkını kime veriyorsunuz kardeşim onun payını versene,o da senin bacın kardeşin değil mi?Ne idüğü belirsiz aldığın süslü geline erkek çocuğuna yediriyorsun o haram malı da kardeşinden yeğeninden neden mal kaçırıyorsun?
Allahtan korkmadan utanmadan sıkılmadan bir de Hacca Umreye gitmez mi böyle müslümanlar en çok ta ona kızıyorum.Yemek yedirirler,Cami,Kur’an Kursu’na Mescid inşaatlerine yardım ederler.Sen buralara yardım etme kardeşim sen önce bacına, kardeşine hakkını ver ondan sonra ne yapacaksan yap.Senin hayrını Allah cc. kabul etmez!!
Yukarıda yazdıklarımdaki olayların yaşanan hadiselerin söyler misiniz Cahiliye Araplarındaki kız çocuklarını öldüren bir çukura diri diri gömen davranışalarından, cinayetlerinden hiç bir farkı var mı?Onlarda kızları horluyorlardı bunlar da horluyorlar, dışlıyorlar.Allah akıl fikir şuur versin..
Onlar da kızları olunca insan içerine çıkmaktan utanıyorlardı, bu cahil müslümanlarda kız babası oldukları için utanıp ne yapıp edip erkek evlat sahibi olmaya çalışıyorlar.Kızı da erkeği de veren Allahtır.Peygamber sav. üç erkek üç kız çocuğu babasıdır ama sonunda mübarek soyu kızlarından devam etmiştir.
O kızlarda da senin kardeşin versene hakkını kız kardeşinin.Niye ömür boyu haram yiyip duruyorsun.?O malları biriktirip bir de utanmadan,sıkılmadan o para ile umreye hacca gidiyorsun!!
Hacı Efendi, Hoca Dayı bilmiş ol ki o kıldığın namaz kabul olmaz yaptığın dua kabul olmaz.Yağmur duasına çıkıyoruz bugünler de.Yağmur yağmıyor aylardır.Niye acaba?Haram yiyoruz da ondan duamız kabul olmuyor..)
Yağmur duasına çıkmak çok güzel Allahtan bir şey istemek çok güzel ama aslında öyle değil kardeşlerim.Biz birbirimizin hakkını yiyoruz haram yiyoruz,faiz yiyoruz.Ondan sonra da niye duamız kabul olmadı yağmur neden yağmıyor diyoruz.
Kabaca bir hesap yapalım bakalım.Baba Abdullah 1970 yılında vefat edince aynı ana babadan bir kardeş olan Ahmet ve Hatice’ye 105 dönüm tarla kalır.
Ahmet tarlayı tek başına sahiplenir eker biçer.Hatice ses çıkarmaz .Çocukları olur,Ahmet ölür çocuklarına torunlarına kalır tarla.Onlarda dedemiz Ahmet’in malıydı diye eker biçerler.Hatice ve çocukları sefalet içerisinde yaşarlar.Ahmet’in çocukları dedelerinden kalan bu tarladan bazen bir çuval un gönderir bir kaç kere de düğünde birer küçük altın takarlar yeğenlerine.
Bununla kız kardeşleri Hatice’nin çocuklarına ve torunlarına olan hakkı ödediklerini düşünürler.Ahmetin çocukları çok zengin olur ev araba sahibi olurlar güvenlikli sitelerde oturup,kaliteli özel okullarda okuyarak doktor mühendis iş insanı olurken,Hatice’nin çocukları ve torunları Devlet okulunda köyde imkansızlıklar içerisinde okuyamayıp asgari ücretle bir işe ya yerleşir ya da orada burada amelelik yaparak zar zor çalışıp sonunda emekli olurlar.
Sonunda birbirleriyle helalleşmeden bu dünyadan ahirete intikal ederler.Bu miras işi paylaşım bir türlü olmaz.Zira varisler bir araya gelemeyecek şekilde çoğalmışlar,herkes ayrı bir baş tutar olmuştur.Çık artık çıkabilirsen işin içerisinden..
Bir de maddi açıdan Ahmet’ın çocukları ve torunlarının kız kardeşi Hatice’nin çocukları ve torunlarından gasbettikleri mal toplamına bir göz atalım bakalım.
Yıl 1970 olsun baba Abdullahın 105 dönüm tarlasının maddi değeri bugün mechul.Bugüne göre hesaplarsak 105 dönüm,dönümü 10 bin tl.olsun asgari olarak.1.050 bin tl.eder1.050 bin bölü 3.1=350 bin tl.eder.
Kızkardeş Hatice’ye 350 bin,erkek kardeş Ahmet’e ise 700 bin tl.düşer.Erkek 2 kız 1 pay almış olur İslam Dini kanunlarına Kuranın taksimine göre böylece..
350 bin, bölü 1500tl.(küçük altın) dersek =233 tane küçük altın eder.O günkü değeri olsunda 233 küçük altın olsun.Bugün 350 bin tl.değeri olurdu.
Yine yılda 35 dönümden 3 ton buğday alacak olsa 52 yıl çarpı 3 ton=156 ton buğdayı olurdu.156 tonda tonu 5 bin tl.den 780 bin tl.ederdi.
780+350=1130 bin tl.1130:1500=753 küçük altın eder en asgarisiyle ama ortada Hindin çocuklarına ait olan mal arsa ev yok,bunları haksız yere başkaları sahiplenmiş durumdadır.
Hatice’nin çocukları bu para ile belki de şu anda 2..3 daire ya da o gün çok karlı bir arsa sahibi olacak ve bunun getirisi veya ev kiralarıyla da bir daire daha alabileceklerdi.Bunlar artık muhayyel şeylerdir.İstediğiniz yorumu yapabilirsiniz.Kanunda buna Ecr-i Misil denir ve mahkemeler bunun örnekleriyle doludur.
Peki Hatice’nin çocukları ve torunlarına kalan parayı kimler sahiplendi?Elbette Ahmet’in çocukları ve torunları.Ortada çok vahim bir hatadan kaynaklanan büyük bir hak kaybı ve vebal söz konusudur.
Burada bir virgül koyalım.1980 yılında talebe iken derste rahmetli Ders Hocam Saffet Doğanın anlattığı bir yaşanmış hikaye aklıma geliverdi.Onu sizinle de paylaşmak isterim:
DUAMIZ -BEDDUAMIZ NEDEN KABUL OLMUYOR??...
Bağdat’a gelen her Vali halka zulmedermiş.Tarikat ehli insanlar zikir meclisinde o valiye beddua ettimi çok geçmeden vali Bağdat’ı bırakıp gitmek zorunda kalırmış.
Bir iki üç hiç biri fazla kalamamış.Neyse yine bir Vali gelmiş,ama eski Valilerden biraz akıl almış burası hakkında.
Burada maneviyatı kuvvetli ehli tasavvuf evliyadan zatlar var demişler kendisine.
Vali de kurnaz,bir o kadar da aklı şeytanlığa eren biriymiş..Öyle mi demiş,tellal çağırtmış halka,herkes yarın saraya bir yumurta getirecek Valimiz istiyorlar diye.
Ne yapsın halk ne var bunda diye akıllarına bir şey gelmeden getirip vermişler..Aradan birgün geçmiş tellal çağırtmış yine pazaryerinde-Herkes gelip dün bıraktığı yumurtalarını alacak diye..
Halk yumurtaları alıp evine götürmüş ve afiyetle yemişler..Birkaç gün sonra bu gelen Valide halka zulüm yapmaya başlayınca hemen toplanıp zikre başlamışlar ama Valinin neşesi yerinde ve gitmeye de niyeti yokmuş...
Yapılan dualar,yakarışlar yerine ulaşamamış bir türlü..Bir daha bir daha yok,Vali azdıkça azıyormuş..
En sonunda aklı eren keşif ehli bir zat yapılan hatayı anlamış ve halka açıklamış.
Biz birbirimizin getirdiği yumurtaları yiyerek haram yemiş olduk bu yüzden Allah cc.duamızı kabul etmiyor demiş..
Hepsi toplanmış bir yerde birbirleriyle helaleşmişler..Ondan sonra beddua ya başlaynca o Valide kaçmış gitmiş oradan..
Dua eden de var,beddua edende var,duamızda bedduamızda acaba niye kabul edilmiyor diye düşünürken bu hikaye aklıma geldi.Çok eski bir zamanda bir Hocamdan işitmiştim...
Peygamber sav. Efendimiz Kabe’nin örtüsüne sarılıp hıçkıra hıçkıra dua edip ağlayan bir kulu görüyor da Mübarek Resulumüz manevi kalp gözüyle ona bakıp şöyle sesleniyor:Bunun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram Allah cc. bunun duasını ne diye kabul eylesin.buyuruyor.
Evet biz bugün semadan maddi yağmurun inmesini İstiyoruz Mevlamızdan.Bugünde biz yine manevi yağmurun yağmasını istiyoruz.
Nasıl ki tarlayı süreriz, tohumu atarız, ilacını gübresini atarız, ondan sonra yağmurun yağıp tohumun başak vermesini ondan sonra da kuruyup biçerek buğdayını almayı isteriz Rabbimizden..
Aynı şekilde bugün bizlerde ramazan başında hatta üç aylarda ektiğimiz sonra zikirle rabıtayla Kur’an tilavetiyle manevi ilaçlarla büyüttüğümüz amellerimizin semeresi meyvesi olan sevaplarımızı almak için bu bayram sabahında semaya ellerimizi açıp Mevlamıza yalvarıyoruz.
Cenabı Hak ta öyle buyuruyor Ayeti Kerimede:O ziraati yapan siz misiniz yoksa biz miyiz?Ziraati yapan siz değilsiniz biziz.Hz. Allah bizim tarlamızı mı sürdü.Burda Allahın kastettiği bizim gönül tarlamızdır.Bakalım ne kadar hazır.Allahın nuru oraya ne kadar yağıyor.
Hergün sabah yağmurunu alıyor,fecir anında Vel fecri ve leyalin aşrın.Ayetinde olduğu üzere üzerine o kulda manevi gıdalar tecelli ediyor üzerine bir de güneş doğuyor ondan sonra bak bakalım gün içerisinde o müminin haline onun ağzından kötü kelime, malayani çıkabilir mi?
O mümin kul televizyonda harama bakabilir mi o kulun çocuğu Hz. Allaha cc. isyan edebilir mi?Edemez aziz kardeşlerim.Niçin manevi rahmetini çok güzel almıştır da onun için.Filiz veriyor,müminin meyvesi,ekini,arpası, muzu elma armut ayva değil.
Müminin meyvesi amelleri hüsnü şehadeti,birbirine duaları,birbirine olan güzel nazarlarıdır.Rasgele bir hayatla bunlar elbette olamaz kardeşlerim.Rasgele hayatla rasgele bir tarlaya sürüp kazayağı çekmeden tarlayı düzeltmeden otunu temizledikten sonra kaliteli güzel tohum ekmeden çok kaliteli ekin labiliyor muyuz?Değil elbette..
Gad eflaha men tezekka demek Ey inananlar siz benden rahmet istiyorsanız,siz benden mağfiret istiyorsanız,siz benden cemalimi bekliyorsanız benim düşmanım olan nefsi emmareye karşı cihada devam edin buyuruyor.
Bugün cihad deyince mümin olsun kafir olsun insanlar ürperiyor,korkuyor.Peygamber Efendimiz sav.Cihadı terk eden kavimler dünyada ve ukbada rezil olmaya müstehaktırlar buyuruyor.
Biz bugün müslüman olmayan ülkelerle bir anlaşma yapabiliriz,birarada güzelce geçinebiliriz.Yahudi hristiyan bir komşun varsa onunla da güzel güzel geçinebilirsin ancak harpte adam öldürmek caizdir,
Durup dururken sana kim şu adamı öldür diyor.Amma velakin Allahın düşmanı olan nefsi emmareyle her an her saniye mücadele ve mücahade yani cihat farzdır kardeşlerim.
Bunu terkedersek mağlup,mahcup bir şekilde huzur-u Rabbül Alemiyne gideriz kardeşlerim.
Bugün ramazan bayram namazını kılacağız.Bugün fıtır sadakası verme günü.Fıtır demek dünyaya gelme nimetinin karşılığında Allahın verdiği canın karşılığı sadaka vermektir.
Anne karnında batında ölebilir ya da dünyaya gözlerimizi açmadan ya da açıp bir kaç saat sonra vefat edebilirdik.Buna kim karşı durabilirdi.Çocukluk yaşlarında kaza geçirip ölende var.Yaşlılığı göremeyen de var.Hayatında bir defa olsun sadaka-ı fıtırı vermeden ölenlerde var değil mi?
Onun için sadaka-ı fıtırlarımızı düşük tutmayalım kardeşlerim.Bir oruçlunun sabah akşam iftarda ve sahurda kendi yiyebileceği kadar olması gerekir.Diyanet İşleri Başkalığının açıkladığı 40 tl.asgari tutardır.Bugün çorba,salata,ana yemek ardından pilav ve tatlıdan oluşan bu yemeğe 50 çarpı iki dersek en azından 100 tl.kadar bir miktar olmalıdır.Kendi yiyeceği para olmalı fakirin yiyeceği para değil..
Nefislerimizi tezkiye ettik bundan sonra Bayram sabahı Allah günahlarımızı yerle bir etti,affetti bundan sonra da günah işlemeden hayatımıza devam etmek lazımdır.Sol taraftaki meleğin devamlı çalışmaması için sağ taraftaki meleğinde durmadan sevap yazması için,elimizden geleni yapmalı ve günahlardan sakınmalıdır.
Bayramda küs olanların barışması lazım,bizde hakları olan varsa vermemiz lazım.Gelmeyene gitmek lazım.Sana kötülük yapana iyilik yapmak lazım.İyiliğe iyilik her kişinin karı,kötülüğe iyilik er kişinin karı demişler..
Kötülük gördüğüne iyilik yapmak,vermeyene vermek ,senin evine gelmeyene gitmek en zor şeylerdendir aziz kardeşlerim...Bir akrabanız var ki aranız iyi değil Bayramı vesile kıl var elini öpüver.
Ne olmuş yani nefis ve şeytan ne diyor.Nefis ayakta dimdik duruyor.O senin evine geliyor mu.Onun çocukları var niye bayramda seni ziyarete gelmiyorlar.
Senin annen öldü onlar geldiler mi.Gelmediler.Sen niye gidiyorsun.Sen ahmak mısın?Sen saf mısın?O zamanında sana şöyle şöyle yapmıştı.Nefis ayaklanıyor o anda..
Nefsin ve şeytanın bu türden desise ve igvalarına kapılan müslüman kardeşimde akrabasını komşusunu ziyarete gitmiyor,evde televizyonda internette vaktini geçirip ya da tatil sitelerinde turistik geziyle bayramını güzel geçirdiğini zannediyor..
(BİR KARDEŞİMİZ SUAL ETTİLER TELEFONDA BANA BUGÜN..
SUAL: HOCAM BENİM EVİME GELMEYEN YAKIN AKRABALARIMA MECBUREN BAYRAM ZİYARETİNE GİDECEĞİM.
AMA İÇİMDEN GELMİYOR BİR TÜRLÜ GİTMEK.
BEN 30 YILDIR HER SENE ONLARA GİDİYORUM AKRABA DİYEREKTEN...
AMA ONLAR YILLARDIR BENİM KAPIMI ÇALMIYORLAR.
NE KENDİLERİ NE DE ÇOCUKLARI TORUNLARI BENİ ZİYARET ETMİYORLAR..
BANA GELMEYENE VEYA BENDEN ÇOK KÜÇÜK YAŞTA EVLİ ÇOCUKLARINI BENİ ZİYARETE GÖNDERMEYEN AHİR ZAMAN ALAMETİ MÜSLÜMAN AKRABALARIMA BAYRAM ZİYARETİNE GİTMEYECEĞİM DESE BİR KİŞİ NE OLUR?
...
CEVAP:MÜSLÜMAN KARDEŞİM SEN SANA GELMEYENE GİT.
İNSANLIK SENDE KALSIN.
KÖTÜNÜN YAPTIĞI YANINA KAR KALSIN.!!
BEN SİZE GİTMEYİN DERSEM PEYGAMBER HADİSİNE TERS DÜŞMÜŞ OLURUM.
O AKRABALARINDA YAŞLANIP YALNIZ BAŞINA KALIRLARSA UMARIM SANA HAK VERECEKLERDİR.
DEDİM.
HOCALARIM BEN DE BİR YANLIŞLIK VARSA UYARIN LÜTFEN...)Demiştim.
Bir kardeşimiz altına yorum olarak şunu yazmış:Ben gitmiyorum artık artık 50 yıl gittim ellerini öptüm sonra usandım birakiverdim.Onlarda feraset yoksa gitmek hiç bi şey ifade etmiyor nafile oluyor ben gidiyorum ziyaret ediyorum ama onlarda tik yok. Onun için artık.bende bıraktım o Allahım kalbimizi biliyor bıraktıranlar utansın derim ben ..
Maskeyse maske,mesafe ise mesafe biz akrabamızın evine varacağız,komşu,akraba ziyaretimizi
yapacağız..Hürmetimizi saygımızı göstereceğiz Allah sizden razı olsun diye dua edeceğiz..
Akraba ve komşularıza ne kadar Allah razı olsun dersek dua edersek Allah bizden o kadar çok razı olur kardeşlerim..Onun için dua alacağız.
Anne ve babaya iyilik yapmaktır Gad eflahanın başka bir manası da..Nefsi emmarenin şerrinden tasalutundan kurulduk mu artık o kul için anneye bakmak,komşularla iyi olmak,namazı orucu tutup zekatı vermek çok kolaydır.
Komşunuza zarar vermek şöyle dursun komşunuzun kapısını süpürürsünüz.Evet evet böyle komşuları olanlar da vardır.Gerçekten dünyada öyle komşularda vardır.Kötü insanlar kötü komşularla hem dünyada hem de kabirde bir arada olabileceklerdir.
İnsan neye layıks aonu yaşamadan ölmez.İnsan nasıl yaşarsa o şekilde dirilecektir.Yine insan neye layıksa onunla idare edilecektir.Resulü Zi-Şan Efendimizin bu konuda uyarıcı hadisleri vardır.
Bazı adamların ise eline süpürgeyi aldıramıyorsun.Ben erkeğim diyor adam.Erkeksen yine erkek ol.Süpürmek senin erkekliğine zarar vermez ki..Süpürüver şurayı ne olacak.Evini süpürmüyorsan camiyi süpür.Allahın sevgili kulları camilerin medreselerini, tuvaletlerini temizleyerek o makamlara erişmediler mi?
Ne olacak Hocam o hanım işi.Allahın Resulu keçi sütü sağmış.Ayşe annemize yardım etmiş sen kim oluyorsun?Biz de enaniyet yüksek seviyede.Enaniyet nefis benlik demektir.
Bak nefsin devrede.Sana gelmeyene gidemiyorsun,küs olduğunla barışamıyorsun.Hakkını helal et diyemiyorsun.Nefis hayatta değil mi daha.Bundan kurtulmadıkca Gad eflaha sırrı tahakkuk etmez kardeşlerim.
***
Bir ramazan ayı daha geçti.Seneye erişebilecek miyim bilemiyorum.Biraz sonra ezan okunacak ve oruç tutanlarla tutmayanlar bir ve beraber olacak.Bugün Bankalar caddesinde öğleden sonra mecburen bir saat kadar gezindim.
Tezgahlar kurulmuş bayramlık şeker kolonya yiyecek,giyecek satışları devam ediyordu.Hiç umulmayacak kişiler tanıdıklarım açıktan Allahtan korkup utanmadan orucu alenen yeyip sigaralarının dumanını milletin
müslümanların üstüne üfürüyorlardı.
Kadın olsalar diyecektim muayyen hali var Allah onun özrünü kabul eder.Ama mahalleden işyerinden komşuma bir haller olmuştu.Hacı ... amcamın oğlu ... oruç tutmadığı gibi açıktan sigarasını tüttürüp çayını içiyordu.
Ankarada Kırıkkalede gezdiğimiz Sanayilerde de ona keza oruç tutmayanlar çoğunluktaydı..
Neymiş iş yapıyoruz ailemizin rızkını kazanıyoruz Hocam diyenler oldu.
Yarın camiye Bayram namazına gelecek yüzleri olur mu bilmiyorum.Oraya da gelmiyorlar cumadan cumaya.Gelseler gözümüze ilişirdi.Adamlar günde beş vakit Allaha isyan ediyorlar.
İçki içenler meyhanelerden çıkmayanlar uygunsuz evlerde zina edenler de var mı bu ülkede var elbette..
Cenabı Hak kadir gecesinde vs.mübarek gecelerde semadan inen meleklerine bu adamları insan suretinde değil de hayvanat suretinde gösterirmiş.
Allahü Teala gadaplanmasın diye olsa gerek.Allah cc. en iyisini bilendir.Beş vakit namazı kılan müslüman % 10 çıkarmı bilmiyorum.Cemaatle camide kıla desek % 5 olmaz..
Gerçekten ahir zamanın ahirindeyiz..Aileler yıkılıyor.Belalar başımızdan eksik olmuyor.Yağmur yağmıyor bu yüzden..Bebeler masum sabi çocuklar hayvanlar olmasa başımıza taş yağar taş!!
Millet hayvan gibi sokakta geceliğiyle mayosuyla dolaşıyor.Sokağa çıkmaktan caddelerde dolaşmaktan kaçınıyorum.
Müslümanın gözü harama mutlaka takılıyor bu yaz günlerinde..Kime ne diyeceksin laiklik var özgürlük var.
Müslümanın evladı sokakta öpüşüyor kızlarla utanmadan.Oğlum yavrum gitte evinde sev derdi rahmetli babam 2000 yılında Kızılkanatta el ele gezinip öpüşen gençlere..
Şimdi olsa taciz etti Hacı diye soluğu Karakolda alırdı Haktan nasipsiz fırlama zıpçıktı kızlar,oğlanlar!!
Hastalığı olmadan,seferiliği olmadan,mazeretsiz keyfe keder orucu tutmayan,tutmadığı neyse de açıktan Ramazan günü yemeğini sigarasını ortalık yerde müslüman kardeşlerimizin üzerine üzerine üfüren Haktan korkmayanları Rabbimiz Teala ıslah eylesin.
Rabbimiz Teala onlara da oruç tutmanın namaz kılmanın,ve zekatlarını vermenin tadını tattırsın.
Üsküdar Kısıklı’da bir Allah dostu Mürşid-i Kamilin dergahı varmış.Onlar Dergahta sohbetle zikirle meşgul iken yaz günleri geç vakitte karşıda olan meyhaneden naralar gelir rahatsız olurlarmış.
Hak dostu sual eylemiş:Ne dersiniz bu durum karşısında diye.Kimi Rabbimiz ıslah eylesin kimi akıl fikir versin demişler.
İçlerinden birisi Efendim,Rabbim onlara da ibadetin sohbetin lezzetini tattırsın.Şöyle düşündüm Efendim.Şimdi biz onların yerinde onlar da bizim yerimizde olabilirlerdi.Rabbim onlara hidayet versin demişler.
Hak dostu bu yorumu ve temenniyi beğenmiş,her yerde anlatırlarmış!!
Eksiğiyle, noksanıyla, hatasıyla, kusuruyla, günah ve sevabı ile geçirmiş olduğumuz RAMAZAN-I ŞERİF ayını Rabbim hakkımızda Şefaatçi eylesin. ve RÂZİ eylesin.
Cenabı HAK tutmuş olduğumuz Oruçlarımızı, okumuş olduğumuz Mukâbele ve KUR’ANI KERİM hatimlerimizi, yapmış olduğumuz ibadetlerimizi, hayır ve hasenatlarımızı, kılmış olduğumuz Terâvih Namazlarımızı, bil umum ibâdet ve iyiliklerimizi Dergâhı izzetinde ahseni kabul ile makbul buyursun..
Cenabı HAK bir sonraki Ramazan’ı Şerife sağlıklı sıhhatli bir şekilde hayırlısıyla tekrar Kavuşabilmeyi nasip eylesin.
Ramazan’ı Şerif Bayramımız mübarek olsun..
01.05.2022//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU