- 292 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ERKEK HAKLARI DA VAR
Başlığı okuyan kimi arkadaşlar hemen karar vermesin isterdim. Neden böyle başladım yazıya diye soracak olursanız, böyle bir hastalığımız var da onun için. Ön yargı diyorlar buna. Hani bir insanı gördüğümüzde onun hakkında hiçbir şey bilmeden karar veririz ya, işte öyle bir şey.
İşin aslına bakarsanız ben insanları kadı-erkek diye ayırmak da istemem. Ancak biliyorum ki, ayıran çok. Ve yine biliyorum ki gücü gücü yetene hesabı, isteyen istediğine zulm ediyor. Cahillik almış başını gidiyor. Bu zulmü yapanların bir kısmı yaptıklarının dayanağı olarak dini gösterirken, bir kısmı gelenekleri, bir kısmı kanunları gösteriyor. Ne yazık ki bir kısmı da bir mesnet göstermeksizin zulmü keyfi yapıyor.
Zalimin özelliklerinden biri de zülm edeceği insanı güçsüzlerden seçmesidir sanırım. Böyle olunca da elinin altında eşinden başlayarak, kızı var, sevgilisi var, hatta annesi var. Bunlardan birini bulamazsa çalışma arkadaşı var, sokaktaki kadın var.
Benim bu konuya başlarken tezim, kadınların haksızlık görmediği asla olmayacak. Evet en büyük haksızlığı kadınlar görüyor, buna inanıyorum. Benim savım, erkeklerin de haksızlık gördüğüdür.
Toplumu bir vücut gibi görmeliyiz. Sağ el mi, sol el mi diye bir öncelik olamaz. Evet sağ elde bir yara varsa tüm beden orada yoğunlaşacaktır. Aynı zamanda sol elde de bir sıkıntı olabilir. Bu durumda öncelik aciliyetle bulunur. Bizde de toplumun tümünde sorun var, zulüm var. Aciliyet kadınlardadır. Çünkü şiddet orada, haksızlık orada, kayırma oradadır. Cahillik de oradadır. Orada büyük sorun vardır derken diğerinde hiçbir sorun yokmuş gibi davranmak bir müddet sonra sorunun çözümünde mesafe alınırken başka sorunların hortlamasına sebep olacaktır.
Her şeyden önce kadınların tamamı zulüm görüyor fikri yanlış, zulm edenler ise erkeklerdir demek de yanlış. Zulüm görmeyen birçok kadın vardır ve hatta zulmü bilhassa kadınlar birbirine yapmaktadır.
Kadınların gördüğü zulmün kaynağı din değildir. Dini kendilerine göre yorumlayanlar bir tarafa dini Araplaşmak zannedenler zulümden sorumludur. Asıl kaynak cehalettir.
Erkeklerin büyük çoğunluğu masumdur. Özellikle Türk erkeği kadına saygı gösterir. Kadın onun için annedir, bacıdır, eştir… kadın erkeğin han’ıdır, onun için eşine “HANIM” der.
Türk erkeğinin Müslüman olduktan sonra da tavrı değişmemiş kadını yanında aynı şartlarla bulundurmuştur. Bunun en güzel delili Dede Korkut hikayelerinden Bamsı Beyrek hikayesinde var. Merak edenler okuyabilir. Hikayede, Banı Çiçek kocasını kendi seçer. Kendinden daha iyi ok atmasını, ata binmesini, kılıç kuşanmasını ister. Bir de güreşte kendisini yenmesini…
Bir toplumda zulm varsa bunun sadece bir kesime değil toplumun tamamına olduğu bilinmelidir. Zalim en kolay zulm yapacağı yerden başlar. Burada en zayıf halka kadındır.
O zalim ki, erkeğe de zulm eder. Şöyle çevrenize bakarsanız görürsünüz. Sabahtan akşama evine ekmek götürmek için bin kahır çeken erkekleri, her türlü meşakkati çoluğu çocuğu için çeken çilekeş insanları. İşini kaybeden, bulduğu işle evine ekmek götürmeye çalışan binlerce insanı görürsünüz ortalıkta. İtilen sümülen insanları ve o insanın eve geldiğinde eli dolu mu boş mu bakan çocuklarını görürsünüz. Yine mi boş geldin, diyen evdeki hanımını görürsünüz. Çocuğuna kıyafet alamadığı için intihar eden babaları görürsünüz. Evi için kendini bitiren babaları görürsünüz. Karısı ile omuz omuza verip imkansızlıklar içinde çocuklarını büyüten, okutan babaları görürsünüz.
Aslında, hiç de ayrım yapmadan kadın olsun erkek olsun insanların güçlüler tarafından nasıl ezildiğini, sömürüldüğünü görürsünüz.
İşte burada diyorum ki, elbette kadınların hakkı korunmalı, elbette kadınlar zulm altında, ancak erkekler de haksızlığa uğruyor. Onların hakkını savunmak da bize düşüyor.
Öncelikle kadın hakları ama daha çok insan hakları. Kadınıyla, erkeği ile, çocuğu ile, işçisi, çiftçisi, öğretmeni, doktoru ile insan hakları…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.