- 632 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çocuk Sesi
Bursa’ya taşındığımız ilk yıllarda yaşımın küçük olmasına rağmen, ahşap iki katlı Bursa evleri, dikkatimi hemen çekmişti. Mersin’deki bahçeli evimize hiç benzemiyorlardı. Bu ahşap evlerin üç katlısına rastlamak hiç de kolay değildi. Çok şanslıydım. Çünkü çocukluğum üç katlı bir ahşap evde geçti.
Eski ahşap evimizin girişinde büyük bir mutfak ve küçük bir oturma odası vardı. Ahşap merdivenlerle ikinci kata çıktığımızda, yatak odası olarak kullandığımız iki oda, geometrik dekorlu ahşap tavanı ile dikkat çekiyordu.
Evin son katı olan üçüncü katta, misafirleri ağırladığımız büyük bir salon ve bu salonun hemen girişinde bulunan bir oda vardı. Odanın içinde ahşap raflarla dolu, büyük bir erzak dolabı bulunuyordu.Bu dolap hiçbir zaman erzak dolabı olarak kullanılmadı. Gün içinde yaşadığım olaylardan etkilenerek yaptığım sulu boya resimlerimi, çamurdan maskelerimi sakladığım gizli dünyamdı. Henüz teknolojinin esir almadığı bir dönemde çocukluk geçirmek çok güzeldi.
Arkadaşlarımla her gün saatlerce sokaktaydık. Seksek, ip atlama, saklambaç, istop oynadığımız oyunlardan bazılarıydı. Kaldırımda oynadığımız evcilik oyunu ise sanki küçük bir tiyatro oyunuydu bizim için. Oyuncaklarımızı paylaşmak mutluluk verici ve keyifliydi.
Oyun oynamak tüm çocuklar için mutluluk kaynağıdır. Oyun çocuğun fiziksel, duygusal, dil ve zihinsel gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda oyun, bir çocuk için hayal dünyasının kapısını açmak demektir. Çocuk, hayali bir oyun kurup, tek başına veya başkalarıyla birlikte oynarken, kendi yarattığı bu dünya içinde korkularıyla yüzleşir. Oyunda akranları ile işbirliği içinde becerilerini kullanarak, problem çözmeyi öğrenir. Yaratıcılığı gelişir.
Günümüzün teknolojik araçlarından bilgisayarlar sayesinde sadece bir tıklama ile istediği oyunu oynayabilen çocuklarımızda yaratıcılık kaybolmaktadır.
Yaz tatiline girdiğimiz şu günlerde bilgisayar, video oyunları ve akıllı telefonlar yüzünden çocukların fiziksel aktivitesi önemli ölçüde azaltmakta, sokakta oynamaktan ve kitap okumaktan uzaklaşmaktadırlar.
Çocuklarımız tabii ki teknolojik araçları kullanmalı fakat bu kontrollü ve kısıtlamalı olmalıdır.
Peki çocuklarımız bu yaz günlerini nasıl geçirsin ?
Koltuğa yerleşip televizyon mu seyretsin?
Çocukların yaşlarına uygun programları seyrettirmeye dikkat etmeliyiz. Uzun süreli televizyon izlemesine izin vermemeli ve zaman konusunda hassas davranmalıyız.
Çocuğunuzun bir kitap kurdu olmasını ister misiniz?
Kuşkusuz okumak hem öğretici hem de eğlencelidir. Ne yazık ki çocuklar okumaya teşvik edilmemektedir. Çocuğunuzun kendi zevkine uygun kitapları seçmesine izin verin. Kütüphaneye giderek ya da arkadaşlarıyla kitap değiştirmesine destek olun.
Çocuğunuz oyuncaklarla oynuyor mu?
Çocuklarınızı oyuncaklarıyla oynaması için teşvik edin. Çocuğunuzun oynarken öğrenmesini kolaylaştıracak ve yaratıcılığını geliştireceği oyuncaklar almaya özen gösterin. Siz de çocuğunuzla birlikte oynayacağınız zamanlar yaratın. .
Çocuğunuz açık havada oynuyor mu?
Parklar, oyun alanlarında açık havada bol oksijenden yararlanarak oynamak, fiziksel olarak çocuğunuzun güçlü olmasını sağlayacaktır. Eğer yaşadığınız yer, çocukların oynaması için uygunsa, hiç durmayın çocuğunuzu sokağa çıkarın. Sokakta oynayan çocukların sesi, duyduğumuz en güzel seslerden biridir.
Çocuğunuzun yeteneklerini biliyor musunuz?
Eğer çocuğunuzun güzel sanatlara yeteneği olduğunu düşünüyorsanız onu drama, müzik, resim kurslarına ya da spora yeteneğini olduğunu düşünüyorsanız basketbol, voleybol, futbol, yüzme kurslarına yollayabilirsiniz. Böylece yeteneğinin gelişmesine fırsat vermiş olursunuz.Tabii kendisi bu konuda istekliyse...
Çocukların yeryüzünü aydınlatan yıldızlar olduğunu hiçbir zaman unutmayalım.
feride serin
fotoğraf alıntı
YORUMLAR
Değerli yazarım, çok duyarlı bir konuya ışık tutmuşsunuz ve göremediğimiz noktalara parmak basmışsınız.
Pedagojide kullanılan o tabir geldi aklıma:''Oyun, çocuğun en ciddi işidir.'' Ve bir o kadar gelişimine katkı sağlayan ve spor ve sanatsal faaliyetler.
Teknolojinin pek çok getirisi var yalnız bir o kadar da sakıncası.
Bağımlılık teknolojiye had safhada. Bu bağlamda eğitimli ve öngörülü yetişkinlere ihtiyaç var. ne var ki bizler de bir o kadar istikrarsız bir şekilde esareti altındayız akıllı cihazların bir yandan insanları aptallaştırırken. Konu çok boyutlu ve tartışılır doğrusu ve ne yazık ki çocuklar körelmekte ve hissiz bir nesil yetişmekte.
Kutluyorum sevgili Feride hanım hem duyarlılığınız için hem de böylesi bir konuyu ele aldığınız için.
Saygılar, sevgiler yürek dolusu...