- 726 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sigaram ve Ayrılığım
Nostaljik bir şarkı çalıyordu radyoda.
Işıkları söndürmüş, koltuğumuzda tek başıma oturuyorum. Sehpanın üzerinde bir kül tablası var benden başka. İçi izmarit ve küllerle dolmuş bir kül tablası... Loş... İğrenç bir koku sarmış odayı. Nefes almakta zorlanıyorum. Oysa ki hemen yanımdaki pencere sonuna dek açık ve kar yağıyor beni umursamadan. Üstümde ince bir battaniye ama ayaklarım çırılçıplak. Buz kesmiş.
Pencereden dışarıyı izliyorum. Ama tam o anda bambaşka bir şey düşünüyorum.
Odanın içi kapkaranlık... Tek bir fenerim vardı, o da yanmıyor şimdi.
İster istemez, herkesin olur ya, bir yaş döküldü gözümden. Yüzümden daha sıcak ve yağmur tanesini andırıyordu. Titreyen elimin üstüne düşünce kendime geldim. Ne yapıyorum dedim.
Hatırlamak istediğim o kadar çok şey vardı ki!
Tekrar yaşamak istediğim...
Hepsi sanırım bir adım ötedeki çekmecede, siyah kaplı bir günlükte muhafaza edilmişti. Bıkmadan hem güzel hem kötü günleri en değerli kelimelerle her satırına nakış işlercesine not ediyordum o deftere. Bazen gözyaşlarımla ıslanıyordu. Bazen bir gülücükle kapanıyordu defter. Şimdi defter yarım kalmış.
O bile razı olmamış gibi bakıyor bana. Yüzüme yumruk atarmış gibi kokuyor aşkla yoğurduğum her sayfası...
Şimdi ne yapacağımı asla düşünmekle vaktimi harcayamam. Neler yaptığımı düşünüyorum.
Bir hikaye anlatılır ya, benim hikayeme çok yazık edilmiş.Oysa ne hayaller kurmuştum. Ne güzel şeyler mırıldandım her satırına...
Nefret de edemiyorum. Bir zamanlar o kadar mutluymuşum ki; şimdi...
Bu gece de biter mi acaba?
Ölecekmişim gibi bir his var içimde. Çökmüşüm ve bu beni epeyce yoruyor. Yeminler kumdanmış ve bir rüzgarla savrulunca unutulmuş ama ben asla unutamam.
Ayrılık kimin kapısını çalmadı?!
Bu sefer olacak dersin ama şansın yaver gitmez. Son olduğuna, geçeceğine inanırmaya çalışırsın ama aklın almaz. Nasıl olur!
Bu kadar basit olabileceğine inanamazsın.
Ama, nasıl o koskocaman güneş batıyorsa, nasıl o koskoacaman dünya dönüp bir gün de bitiyorsa bu da bitecektir.
Sigaram da bitti!
Bağırmaya başladım yersiz yersiz...
Sanıyordum ki koca şehri çığlıklarımla inletip yerinden oynatacağım ama şuradan bir kuş geçse umrunda olmaz, değil mi? Aklımı da çalmışsın meğer. Bu yüzden geriye kalan bu beden gereksiz bir yük bana. Al onu desem duyamazsın çünkü çok uzaklarda olduğunu tahmin edebiliyorum. İsyankarım biraz ne yapayım!
Büyümemişim ne kadar çok yıl geçse de! Hep aynı şeyleri yapıp, yapıp farklı bir şey beklemişim. Delilik!
Tam bir delilik!
Beklemekmiş aşk ama bekleyecek kimsen yoksa yalnızlıkmış bu her şeyin adı...
Sabaha ramak kala kapanmış gözlerim ve bir gün daha istemeden geçivermiş böylece...
Yine kandırmış bu gece de beni!
Burcu Örekçi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.