KELLECi
KELLECi
Yıllar sonra görmüştüm, çok sevdiğim bir dostu. İki ay Türkiye’de kaldığını anlattı. Uzun uzun doğradı, bir hayli astı kesti. Tam üç tane villası olduğunu anlattı. Anlattıkça anlattı, ,söz düşürmedi bize. Ben "Maşallah" dedikçe epeyce geldi gaza. Spor araba almış, doğum gününde kıza, Oğluna dört çarpı dört aldığını anlattı. Daldan dala atlayıp, hiç durmadan anlattı. Hatta rampa aşağı vitesten bile attı. Zaman zaman sapıttı, bazen de dibe battı, Kendine manken metres bulduğunu anlattı. "Yeter" demek istedim, konuya dalma dedi. Anlar diye hapşırdım, çok yaşa ölme dedi Dedim, yenge nasıllar? sözümü bölme dedi Annesiyle Umre’ye saldığını anlattı. Hiç yüzü kızarmıyor, adam gayet aheste. Hem şairmiş hem yazar hem de yaparmış beste, Islık bile çalmaktan acizdir bu kereste On beş tane enstürman çaldığını anlattı. Hangi dili sorarsan biliyordur bilcümle. Ne gramer biliyor ne kurabilir cümle. "Ehlen sehlen ya hacı, selamün aleyküm"le Arapçayı su gibi bildiğini anlattı. Sana yemek söyleyim, gel hadi dedi, ahbap. Geldi gitti çorbalar, tatlı, tuzlu ve kebap. Hey garson hesap dedi, geldi kabarık hesap. Cüzdanın yine evde kaldığını anlattı. |