EYLÜL BİR ŞEYLER FISILDIYORDU HASTAHANE KAPISINDA
EYLÜL BİR ŞEYLER SÖYLÜYORDU HASTAHANE KAPISINDA
Meğer bazı insanlara yaşarken ne acı sayfalar sunulmuştu gözlerimi sımsıkı yumarak o civardaki sesleri dinlediğim bir an,yaralanmış bir çocuğun ağlama sesi,trafik kazaları,kalp krizleri,yaşlı bir kadının inleyerek belkide sedyesinde son nefeslerini alırken o acı sahneleri hastahane civarındaki sesler bana hayatın acı yüzünü anlatmıştı,ülkemde ne kadar çok acı sayfalar yaşanıyordu,hak edilmeyen genç ölümler hala devam ederken kendime acımam saçmalıktı,biz bir ölümlüydük doğum anımızı bilmediğimiz gibi onuda bilmiyorduk Yaşam şu saattten onra dahada değerli olsun diye bir ders miydi acaba bana?,eşimle tartışmalarımızı hatırladım saçma sapan o kavgalarımızı boşa sarfettiğimiz ipe sapa gelmeyen sözlerimizi,geriye dönerek her şeyi düzeltebilseydim keşke Birden irkildim,kendi kendime bir dünya şey konuşuyordum,tahlil sonuçları öğleden sonra açıklanacaktı ve ben tedirgin değildim,tam çay bardağımdan ikinci yudumu alacaktım ki ,o çok taze simitlerin kokusu, yanında o en sevdiğim üçgen peynirler masaya büyükçe bir kağıttan yırtarak önüme koyan adama bakıyordum şimdi,şaşkın ve de ürkek ’geçmiş olsun demeye geldim seni tanıyamadım o anda Miray beni affet hiç değişmemişsin hala ayni güzellikte duruyorsun ’dediğinde hiç konuşmadan gözlerim faltaşı gibi açılmış onu dinliyordum ’evi tadilat yaptırıyorum ,anacığımın hatıralarını yaşatmak istiyorum o evde çok güzel şeyler yaşamıştık,o zilin üzerinde benim için çok kutsal en önemli şey senin hala parmak izlerin var ’dedi sadece dinliyordum,sonra eşinden bahsetti,trafik kazası geçirmişler kendide yaralanmış ama eşi tekerlekli bir iskemleye mahkum olmuş,sürekli uyku hapları alarak uyuduğunu söyledi,karım yaşayan bir ölüye döndü dedi,ayni okuldan şımarık bir kızı sevmişti ,spor arabası vardı o dönemde kızın hayal mayal hatırlıyordum tek bir laf çıkamadı ağzımdan dudaklarımı iyice büzmüş mimiklerim değişmiş yanımda oturan bir hayat ve acı film sahnelerini dinliyordum,ağlanmayı sızlanmayı bırakacaktım artık güçlü olmalıydım,hayatı bizler hazırlamıyoruz diye düşündüm,ama güçlü olmamız gerektiğini biliyordum Bilincini kaybetmiş bir kadın ve üstelik kötürüm,o yaşarken binlerce kere ölüyor olmalıydı ,acılarını emmek üzerindeki kötü enerjiyi yok ederek ona sımsıkı sarılmak istedim bir an ,ama sonrasında toparlandım EYLÜL NELER SÖYLÜYORDU Gözlerimi bir anlık sımsıkı yumduğum da gözyaşlarına boğulmuş ruhların seslerini dinliyordum umutlarla yürürken yolunu kaybetmiş insanlar vardı etrafımda dudaklarından akan pembe gülüşlerin başlangıç sonrası kıvranıyordu o felaket sancıları hastahane önünde bir şeyden habersiz çocuk ağlamaları yakındaki satıcılar çiçekçilerden yükselen o sesleri ben hastaları dinliyorum şimdi çektikleri acıları bir yerlerden bir müzik sökülüp rüzgarlarla itilirken kulağıma yanıma bir adam oturuyor masada simit kokuları hayatın değişik yerlere savurduğu toplamaya çalışıyoruz yaşamdan bazı kısımları anlatıyor anlatıyor birikmiş hikayenin anlatamadığı sayfaları bom boş bakan bir kadın kaybolmuş o neşeli adımları nasıl bir roman ki bu? gülüşleri bıçakla kesilmiş acımasız zamandan onca varlığın hesabı o kadar zengin olmuştu ki yaşadığı yatı seyrediyordum gazetenin son bir sayfasında para pul bir dolu beklenti hayat acımasız koskoca bir yalanmış oysa EYLÜL O KADAR ŞEY ANLATTI Kİ BANA ŞU HASTAHANE KAPISINDA NE ÇOK HÜZÜNLER BİRİKTİRMİŞ MEĞER SICACIK BİR ELE HASRET VARLIKLI PARILTILI BİR HAYAT ARKASINDA MİRAY HANIM binay |