Alıştımcehennemi kalbime tıka basa doldursan fayda etmez vefasız alıştım sıcağına peşime adam salıp yedi koldan saldırsan geri dönerim inan alıştım bucağına sen ki dalda taze gül sen ki sevda serçesi sen kayıp izbe kentin bilinmeyen lehçesi yüreğimi yırtsa da yalnızlığın pençesi senden uzak duramam alıştım kucağına sol göğsümden akarken ırmaklar gibi kanım sen yoksun ya yanımda ıssız şimdi her yanım Mecnun gibi derbeder Keremce perişanım böl parçala kalbimi alıştım bıçağına sus damlar dudağımdan geceyi aşk bürürken yollar tenha ve ıssız bir başıma yürürken ağzımdaki sigara ağır ağır çürürken çakmağa hiç gerek yok alıştım saçağına sen gözyaşımdan sele karışan pınarımsın şu köhne yaşantımda ömürlük çınarımsın bugünümden yarına aşka dair kârımsın döşeğine gerek yok alıştım ocağına sen gönlümün mihmanı sen soluğumu kesen sen turuncu rüzgarım kurak gönlümde esen son nefesi verirken ’sana aşığım ’ de sen vuslatın haram bana, alıştım kaçağına... |