Meryem'e
Bir kaç satır okuduk
Çaya sigaraya müptelaydım ben O şiire bakıyordu... İçten anlattı meryem kalbindeki duaları Ve geçmişin o kırgınlıkları nasılda tatlıydı Biraz kuş cıvıltısı eklendi Bahara çalan yaz mevsimi Elleriyle getirdi gül destesini Öyle mevsime bakıyordu Göklere kim bilir kaç hece söyledi İçindeki isyanı dindiremedi Ebedi bir tutku ve his Onu kendine tutsak etmişti İlk kez bir meryem duası okudum Annesinden bahsediyordu Sonra kalbine dair tüm acıları Ama lanet okumuyor aksine inatla gülüyordu Çünkü hayat küçümsenmeyecek kadar kısaydı Çok konuştuk Meryem’e bakıyordum epey yorgundu Bilincine özlem bırakanlar yüzünden ... Sonra bir başka vücuda büründü Ben tanımıyorum kendimi dedi Tanrının büyüttüğü çocuğum ben dedi Korkmuştum... Beni cehenneme atan yetki elindeydi sanki Belki şiirlerim günahtı Şikayet edecekti tanrıya ! Ama onca iftira edenler varken gururuna Benim gibi aciz bir kulu nasıl şikayet ederdi ? Bir çay daha geldi gözlerimiz kapandı Bir çay daha derken onun şiirine kapıldık İki şizofrenik vakanın şiiri Aynı şeyleri anlatıyorduk Dip dibe iki pencere arasında İkiz yürekli özgür kuşlardık Aynı acı denizinde boğuluyorduk Onca yıl habersiz yaşadık Bir masalda bin çağ devirdik ... Bir çay daha geldi Buz gibi yeller esti düşlerde Efkar bastı ... Kırılan ümidimizi yeşertmeye çalıştık Olmadı... sonra güneşe bakarak Kimselere sormadan bir merdivene çıktık Tren yollarından dem tuttuk aynı trenle kaf dağına Turnaların memleketine ve kalb denizindeki kimyaya Çığlık çığlığa bir şarkı tutturduk ... Bir çay daha geldi Kapandı gözleri meryemin Vakti gelmişti Şiire uyku arası girdi Tanrıya selam söyler misin Duamı iletir misin Bilmem ki |