BİR TÜRKMÜŞ O, YORGUNLUK OKUNUYORDU UYKUSUZ GÖZLERİNDE...Stoyanka...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın İçeriği:Bulgaristan’ı ve diğer ülkeleri köprü yapan Türkiye akan kirli paralar kumarhaneler okul diplerinde gençlerin bar dedikleri yerlerde kolaylıkla satılan uyuşturucular silah kaçakçıları kolaycık paralar mideye elbet bir gün oturacaklar ...basit bir hikaye işte...
Caddeler yine kalabalıktı Bulgaristan’ ın en kalabalık şehri Plevne
hani şu Balkanlarda eski tarihte Osmanlı Rus savaşını yazan Osman Paşanın en sonunda direncini yitirdiği hala o savaş tarihini saklayan hüzünlü bölge savaşın anıt izleri Plevne bölgesi tarih müzesi duvarlarda gerekli açıklamaları resimlerle belgeliyordu Stoyanka tarihi o kadar çok seviyordu ki asıl mesleği ile fazla ilgilenmiyordu müzedeydi şimdi bin metre kare olan bir halıyı inceliyordu savaşları ipek halıya işleyen nasılda usta idi mağrifetli ellerinde Osman paşanın yenilgiye uğramasıyla Rus Çarının tekrar ona iade ettiği kılıç tablolarda gerçek gibi anlatılırken tüm dünya tarihi sanki o resimlerle o an hikayeleniyordu nasılda karnı acıkmıştı daldığı resimlere bakarken karnından bir takım sesler hissetti elindeki su daha kötü yapmıştı Pleşka olsa idi hani o tavuk çorbası kızarmış ekmek yada Manastirska kuru fasulye çorbası yanında bol biber sonrası börek bol kıymalı yutkunurken sanki onu farkedecekler di yutkunmayı bıraktı buradan hemen çıkmalıyım diye düşündü mis gibi yemek kokularının buharlarından yayılan sıcaklık şimdiden uğramaya başlamıştı kominizmin izlerini taşıyan bu ülkede hala robot insanların ayak izleri ve soğuk gülmeyen yüzleri vardı O bir yarı Pomak tı aslında dedelerinden uzayan hikayesinde şu Pomagam terimi Bulgar cada yardım etmek anlamı taşıyordu Pomagaci yardımcı demekti MİŞMAŞ İSTEMEDİM Kİ Her taraf Kişa kokuyordu buram buram pnichka pudra şekerine bulanacak mı az sonra Hey!pilaşkam nerede sıcak olsun olur mu ? tereyağlı minik ekmekler doldurun lütfen üzerine garsonun suratı asık eyvah!ne yaptım yine kibar kibar iste diyor yine galiba kibarlık budalası yüzünde sanki şöyle diyor acılı koprivena sürmeli şunun diline bu ülkede tek sıcak kanlı samimi içten ben miyim ne? gülümseyen borçlu kalacağım diye üzülecek neredeyse mişmaş getiriyor istemedim ki yine dalgın gününde gülüyorum yine elinde gümüş tepsi yan masaya herhalde dediğimde yorgun mu ne ? o bir Türk müş okuyormuş burada uykusuz bu zavallı ayakta uyuyacak neredeyse BİR TÜRKMÜŞ O MİŞMAŞ GETİRİYOR İSTEMEDİM Kİ UYUR GEZER SANKİ YORGUNLUK OKUNUYOR O UYKULU GÖZLERİNDE PLEVNE’Lİ STOYANKA |
hayd hayırlısı
yine güzeldi anlatımın senin tarzında
sevgiler benden can