TUANA..!!
Ben vazgeçilmez şu dünyanın çilekeş bekçisiyim,
Sırtım da acılarım,kahırlarım dolu, Heybem de eksik olan mutluluk ve huzur Nereye gittiniz beni unutup,yazıktır... Hey Tuana sen yalnızlığınla otur , Geçmişinden bir sıgara yakta Gözyaşlarından bir kadeh şarap ısmarla Şarkılar söyle..... Aşk mevsiminin beyaz kuğuları dans etsin Bir mevlevi semazen de semaya dursun, Güzel bir çingene kıvrak bedeniyle sallansın Sen yine şarkılar söyle Tuana.... Cennet bahçesine düşen ilk yağmur damlası, Ben sadece öylesine geçiyordum, Takvim yapraklarından,gördüm ki ağlamaktasın.. Yoksa ağlatılmakta mı?..... Hey Tuana bilmezler ki bir serce gibi olduğunu Bilmezler ki her bir damla gözyaşın bir mevtaya döndüğünü, Ve bilmezler ki günden güne öldüğünü... Sen yine şarkını söyle Tuana... Artık heybem el/veda/lar ve ayrı/lık/lar la doludur, Yığınla aç gözler etrafımda saldırdı saldıracaklar... Yalnızlığında kaç kadın bunlardan kendini korur, Kaç tane aç köpek yaralarını kemirir bilemezsin... Sen yine de yaraları fazla deşme Tuana, Yoksa beyaz bir güvercin kana boyanır, Ve bir kez daha kanarsa yaraların Artık kapatamazsın TUANA.... TUANA ÇELİK... |