Sarıkamışta Mehmed’im
Karabulutlar hiç gitmemişti memleketimden
Yoksulluk,açlık,sefalet vuruyordu derinden Ne günler geçmişti dinlemiştim dedemden Yaşlı,genç,kadın,erkek Cepheden cephe koşuyordu Vatan diyor bir daha çoşuyordu Osmanlıya oynan oyunlar hem içten hem dıştandı Sarıkamışta ki facia; Önce basiret yoksulluğu Sonra karakıştandı. Ferman geldi Enver paşadan, Girmeliydi Ordu; Köprüköyden,Oltu’dan,Bardız’dan Siz vurun biz geliriz ardızdan Verilen toprak alınmalıydı Moskoftan Böyle emir gelmişti Helmut’tan Kafkaslar bizim Enver kahraman olacaktı. Sonra Ordu toplandı Şehr’i Erzurumda Savaşın kararı verilmişti bu durumda Ordumuz binlerdi,ne bini on binlerdi Hasan İzzet söyledi ama kim dinlerdi... Paşam dedi; Bu kışta savaş olmaz Erat kurşun atmadan soğuktan donar Sonra yürekler dağlanır yanar Hayır dendi ve ordu yola çıktı Hava ayaz çünki kara kıştı. Nefesler bile havada donuyordu Açlık bir yandan,yorgunluk bir yandan Yardım etsindi Yüce Yaradan Elde yok avuçta yok Elbise yırtık, papuçlar oyuk Allah Allah nidalarıyla Önce kardan yollar geçildi. Binlerce Mehmet soğuktan biçildi. Gitmiyordu ayak,görmüyordu göz Geceler ayaz,bitmiyordu gündüz Sarıkamış’ın üstüne inmişti sis Artık dönüş yok,ölümdü içimdeki his Ah ah binlerce erat,heba oluyordu Hayır düşman vurmuyor ,sadece donuyordu. Mehmet’im donduğuna değil Öldüğüne değil Kaderine yanıyordu. Kurşun bile atmadan Düşman kanı akmadan Bu neyin nesiydi Sarıkamış bir destan,Sarıkamış askerdi Bu kışta sizi kim,neden,niye gönderdi. Askerim kahraman,Mehmet’im şehitti Allah’u alem buna kuşlar,ağaçlar şahitti. 27.07.2007/Erzurum |
yüreğine sağlık kalem dostum .
kalemin hiç susmasın. sevgimle..