Üç Mayıs HikâyesiAcılar yumruk gibi içimi dövüyorken Kurşunsu hasretleri yaşatıyordu bana. Kan karışımı harcı sineme sıvıyorken Sessiz gürültülerim sarkıyordu cihana. Çılgınca sevdaları içime hapsetmişim Tedirgin uykuların adresiydi gözlerim. Korkuyu ufalayıp karanlığa katmıştım İhanet yaşıyordu gecemde yıldızlarım. Güneşi yıkıyordum gözyaşımı dökerek Anam bilemiyordu, babam göremiyordu Sevgiler filizledim yüreklere ekerek Baş bildiğim sevdamda sırra eremiyordu. Hızla yaklaşıyorduk uçurum kenarına Küfrün eli itiyor, yuvarlıyordu bizi? Hüzün karışıyordu gözyaşı pınarına Sinemi dağlıyordu kor ateşten bin sızı. Şeytanın kancaları ruhumu gediyordu; Yüreğimde donuktu, üşüyordu al kanım. Devlete baş olmuşlar kafatasçı diyordu Kalemini kırmaya yeminliydi divanım. Mahkûm idi ışıklar tabuta benzer yerde Yıldızlar ağlıyordu, kucaksız, hilalsizdi. Düşlerim, hayallerim vuslat bekler seherde Yetimdi sevdalarım, Mustafa Kemal’sizdi. Kitabımın emrine direnirken ruhsuzlar Duvarlar arkasında kilitliydi yürekler. Hüzün sağıyordu gök, yıldız sızlar, ay sızlar. Tanrıya koşuyordu iman yüklü dilekler. Direndi er yürekler; yılmadı, yıkılmadı. İman yüklü sineler yenilmedi zalime. Zalimler karşısında eğilip bükülmedi Üç Mayıslar gün oldu, ışık oldu gülüme. Tufani |