Çıraktan ustayaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Alemi, devranı yazar bir kalem
Hileyi, oyunu bozar bir kalem Doğurur, kundağa sarar dedeyi Bebeğe, mezarı kazar bir kalem -Güz yorgunu- Ayan et pusulanı, rotan dillensin Bilinmezler elinde saz olsun usta Mayan aşikar olsun, harcın bellensin Fırtına, boranların yaz olsun usta Kalemini b/ilimin hokkasına ban Alem ateşle dolsun, sen alevsiz yan Dehlizler ortasında sıkıştığın an İzan’ın mürekkepte doz olsun usta Kır çelik duvarı, kapıyı arala Açık bırak, içeri şeksiz girile Omuz omuza olsun çırak pir ile Hicabın, suskunluğun toz olsun usta Aymazlığın kapkara tülü delinsin Mizanın, adaletin hükmü bilinsin Hilecinin okkası zifte bulansın Zalimin çimenleri boz olsun usta Söz gümüş ise sükut altındır ama Fikriyatın zer ise söyle sakınma Hazer et, bir küçücük amelde yanma Endamın elif gibi düz olsun usta Kor sabrın hızarında öfken bilensin Çapağın, curufların, tortun elensin Okun sadakta biraz daha eylensin Hiddetin ocaklarda köz olsun usta Yıldıza kafa tutar gözü serçenin İçine güneş sığar minik sırçanın Tualde belli olur rengi fırçanın Mefkuren kelamında giz olsun usta Bezirgan yaylasına otağ kurulsun Işığın hakikati nurdan sorulsun Toynaksız küheylanlar geme vurulsun Efkarın kırbacında koz olsun usta Görünmez suretlerin heyulasında Bilinmez mekanların pusulasında Gidilmez Kaf dağının şahikasında Yangının heyelanın buz olsun usta Göster, aşikar eyle kahpe eyyamı Sultanı tahttan eder kulun beyanı Kılıçtan keskincedir dilin peymanı İkrarın kaleminde söz olsun usta |
Sonsuz saygılarımla