CAN PAZARI
Gel, yaklaş, otur; iki çift laf edelim,
Oradan buradan, sudan havadan. İçini dök, çekinme, Ham hayal olsa da, Hafakanlar bassa da yüreğine, Sakın, ne sen sor ne ben söyleyeyim deme. Bir don bir gömlek, İğneli beşik, Bir deri bir kemik olsan da, Tüm olanlara bir gözü kör, Bir kulağı sağır olamıyor musun? Borç elin kasavet hep senin mi? Ne sakala minnet et ne bıyığa, Ben de neşe ne gezer deme, deme. Sakın ümit kesme … Çile dolduruyor yüreğin, Can pazarında. Dilinin ucunda en güzel iltifatlar, Dilinin ucunda tüy bitse de, pes etmek yok. Yüreğinde afili sırlı aşklar. Seni bekliyor el değmemiş mutluluklar ... Dizini neden döversin? Kılı kırk yararcasına yaşamadın mı aşkla hayatı? Ömür filmini başa sardırmak ta neyin nesi? Külünü göğe savur boş ver … Kim kime dum duma, Karanlığa kurşun sıkmaya, Can pazarında küplere binip ifrit olmaya, Bir gözünle ağlayıp bir gözünle gülmeye ne dersin? Bir ayağınla taş kesilip, diğeriyle yedi kıtayı dolanmaya, Beyninin yarısıyla burada olup diğer yarısıyla, Düşlere dalmaya, Mesela uzaya çıkmaya, Sonra Akdeniz’in masmavi sularına atlayıp, Yüzüp yorulmaya var mısın? Orhan ŞENTÜRK |
Tebrik ediyorum.
Sağlıcakla.