KIRIK ASA...
Aryaların bedel b/içtiği sözcükleri silik bir roman.
Doğanın vedası asılı hikmetin her zerresinde Soluksuz kalmanın da hicabı her vazgeçiş Soyut bir izlek yine mavinin örtüsü. Doğası mucit aşkın; Vaveylası hazin bir makam; Sanrı yüklü bir coşku belki de aşkın eşrafı: Ne çok yitim; Ne çok yetim araz. Habis bir ürkeklikle solan çiçeğin gizemi; Ateşli teni ihanetin Ne de olsa coşkusuna ve yazgısına ihanet eden Bir evren. Dürtüsü olmamalı derken Mizacı öfkenin sadece bir yanılgı Yine içinde sana ters üşen Eğreti gölgen. Kayıplar saklı her ayıpta; Ayıplanmanın ise varsa yoksa gıybeti. Sürmenaj olmuş her sözcükte Kanatsız bir kuş saklı Uçmanın bedeli aslında Yüreğin kırık asası. Ellerinde titrek nameler olsa neye yarar? Neye yarar sevgiyi boca etsen küfelerce? Hayallerin verdiği ıstırap kök söktüren Ve kifayetsiz bir yengi duyduğun minnet Ki sadece kadere ihanet etmeden Sevgiyi pelesenk etmek artık neye yetecekse. Göğün telaşlı bekçileri uçuşan Oysaki kalp gözüyle firar etti bu beden: Ah’ların kümelendiği soytarı sitem Öbek öbek uçuşan lanet Minnet etmeden mi ölmeli yoksa bu kopuk düzene? Sanılarda uyutulmuş anılar; Anılarda tutuşmuş yazgınla Bir başına nereye kadar? Elemin baş şehri işte bilmem kaçıncı şiir Şiddet göstermeyen bir gün de mi yoksa niyetin? Azığa almakla eş değer Açık vermekse yürekten Soluksuz bir rahmet Soygunu renklerin Birbirinden çaldığı ahraz gölgeler elbette ihanetin. Dokusunda mavinin Renk görü bir elem basireti bağlanmış Zifir gecenin: Tefe alınmış yas’ı yeter ki ulaştır Rabbine. |
Sevdalarla yazılan bu güzel ve değerli şiiri beğeniyle okudum…
Şiir yazan kalemler susmasın…
............................................. Saygı ve selamlar..