ellerin/ellerim..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın sana savaşların,
intikamların ve çizilmemiş atlaslardaki yalınlığın ve yalnızlığın buz gibi soğuk yanlarından ve tam içinden değil. yüreğimdeki umudun mavi tarlalarından ve kuşların sapan değmemiş kanatlarından, nehirlerin ve ırmakların sadece nehir ve ırmakların sırılsıklam ettiği içimdeki ıslaklıktan/ütopyadan..çığlık çığlığa bağırarak ve kızıp titreyerek yazıyorum bunları.... (...) bugün ben, daldırıp parmaklarımı sularına inciler topluyorum pembe kekeme sesler düşerken alt dudağından duvar ve ayna el ve ayak düş ve ayet yordamıyla yürüyorum derinlerine bir elma gibi kokuyor avuç içlerin. ve iyot kokusu sinmiş gerdanına mavi’den söz ediyor şimdi dokunuşların ki bunun anlamı ne? bunun tarih kitaplarında yeri yok kuşatılmamış bir yer yok artık vücudunda ki sığınağına kaçıyoruz birbirimizin bir işaret koy buraya! omuzumdan sırtıma doğru akıyor terim çek kokularımı içine ve dizlerini kanatarak sarmaşıklarını çözüp saçlarını gamzelerindeki kuyuya düşmek dibine kadar/ duvar bugün ben, bir suç işlemek istiyorum bir hata! kaybedilmiş bir ihtimal bir pişmanlık seni/ seni diyorum seni diliyorum seni istiyorum sadece seni serseri/m soluğum hırıltılı ve dengesiz bir telaş içinde nabzım çünkü inan etin ete dokunmasıdır ve içinde olmasıdır eller -in eller -im.. (…) |