İşleri karışık çağımızın, kafası karışık şairinin, konusu karışık bir şiiridir. Karışıklığının nedeni, herhalde 28 Şubat sonrası haber programları sırasında yazıldığından olsa gerek. Bu şiir, şairin kendisi ve dostlarıyla sesli ve kalbî bir konuşmasıdır.

1
Çok uçurma ki güzelim
O kuş bildiğimiz kuş
Artık bir lâşedir o
Çürümüş ve kokuşmuş
Vıcık vıcık rüşvet
Ve yapış yapış puş
Çürümüş ve kokuşmuş
Kimi kartala benzetir
Kimi kaplana onu
Bazen da uğursuz baykuş
Ama hep aynıdır o
Bildiğimiz o puş kuş
Yırtıcı ve vahşidir, acımasız ve zalim,
Bukalemun gibi renkli onu da ayrıca söylim
Herkes karıştırır onu deve mi kuş mu diye
Her donda görünür ve her kılığa bürünür
Ama en çok galiba kuytu karanlık sever
Sesi derinden gelir, kuyunun dibindedir
Hâkim rengi hep kara, kara cüppeli guguk
Kara kaplı kitaptan okur ve der ki hukuk
Ne yapsın emir budur yüksekten gelir buyruk
2
Yine kuytu karanlıkta kadehler mi tokuşmuş
Niye yandı bu flaş
Kimi yaktı bu ateş
Kiminin bağrında baş
Kimlerin gözünde yaş
Kim cebini doldurdu
Kim işini uydurdu
Bu gün medya patronu, komutan ne buyurdu?
Hepsi bu karanlık ve loş..
Bir de esrar sever ha!
Öyle de
Esrar-
En
-giz

O meçhul cinayetler bulanık bir sudur ki
Aptal balıklar avlar, işi gücü budur bu
Bir karanlık kadavra
Artık bir lâşedir o
Eskimiş ve buruşmuş
Çürümüş ve kokuşmuş

3
San, Firavun sihirbazı
Ellerinde TiVi’si
Ona uydun mu güzelim cennettesin yan gel yat
İhaleden pay alırsın, itibarlı bürokrat
Bankalar sana çalışır, faiz alırsın kat kat
Sonra sahilde güzelim fıstıklarla stres at
İsterse dans edersin ister oynarsın valsi
Kafan eskide kaldıysa reveranslar yaparak
Evet efendim dersin ve oynarsın tivisi
Fakat be güzelim bu, yalan dünyadır, yalan!
İşi gücü göz boyama, afiş, flaş ve reklam
Her şeyi eden talan ve cehenneme salan
Firavun ve Haman’a, Lenin, Marxa kalmayan

(Niyaz)
Ey Allah’ım sen bilirsin
Firavun sarayında Musa’yı saklayansın Sen
Ve bir sinekle Nemrud’u geberten de yine Sen
Bu kartondan aslanları kükreten de yine Sen
Ey büyük Allah’ım,
Ulu Yaratan
Artık bulutları kaldır aradan
Cemalini göster, görünsün güneş
(Dosta)
Evet inşallah gülüm,
Biter bir gün bu zulüm
Sabır, gayret ve zafer
Bu uğursuz baykuşlar ve arkasındaki puşlar
Artık bir laşedir ki
Çürümüş ve kokuşmuş.

Kirli dişleriyle kadehler tokuşturup
Gizli anlaşmalar eyleseler de
Asa-yı Musa’yı almış eline
Musa’lar çoktandır çıkmış yoluna
Bu yalan yılanlar yutulur bir gün
Haşmetle yeniden doğar yeni gün
Bunlar kara bahtlı kara bulutlar
Zahmetler, çileler, rahmet ve yağmur
Çamurlar, çirkefler, kuşlar ve puşlar
Kara çalan başkasına
Kara tinetli baykuşlar
Hepsi baharın müjdesi

Bahar geldi, bahar, bahar!

De bana hele güzelim, kim güneş, yağmurdan korkar?
Kim sevmez ki güzel gülü, nağme söyleyen bülbülü?
-Viranesever baykuşlar, bir de kara yarasalar..
Bırak, onlar karanlıkta kara çalsın başkasına
Uyma güzelim onlara,

Sen gül sun, ışık tut çağa

23.04.1998 Manisa
Kenan Erdoğan