Kardelen Kitabı - Kardelen Kitapları

Çağdaş Türk Edebiyatı»»

Yeni eğitim programına göre bitişik eğik yazıyla hazırlanmıştır Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar çok uzak bir ülkede çok şiddetli bir kış mevsimi yaşanıyormuş. Hava çok soğukmuş. Rüzgar hızla esiyormuş. Her yer karlarla kaplıymış. Yalnız karın altındaki toprakta hava ılıkmış. İşte bu toprağın altında küçük bir tohum yaşıyormuş. Bir gün bir su damlası tohumun yanına gelmiş. Tohum su d..»»

Gerçek olaylardan esinlenerek toplumsal uygarlığı etkileyecek karakterlerin birbirleriyle olan ilişkileri. (Tanıtım Bülteninden) »»

Öner Yağcı, 12 Eylül dönemiyle ilgili edebiyatımızın ve insani direnişin simge yapıtlarından biri haline gelen Kardelen’de bir kız çocuğunun 12 Eylül dönemiyle hesaplaşmasını anlatıyor. Bu ilginç hesaplaşma bizi bir yandan sarsarken, bir yandan da insana olan umudun ve güvenin hiçbir zaman tükenmeyeceği duygusunu yaşatıyor. Kardelen, "Nanik yapan bir eylül çocuğunun kurutulmuş çiçekler ve ..»»

Sevgili Çocuklar, Bu seride, masallarında mutlulukla hüznü ustalıkla harmanlayan dünyaca ünlü masal yazarı Andersen'in on masalını bulacaksınız. 5 tanesi el yazılı, 5 tanesi düz yazılı olarak.»»

Kardelen, köydeki herkes gibi, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte; kuş cıvıltılarının eşliğinde, mışıl mışıl uyuduğu yatağından, neşeyle kalktı. Yatağını düzeltti. Üstüne, annesinin gençliğinde işlediği nakışlı yatak örtüsünü, güzelce yaydı. İşlemeli yastığını da yerleştirince, durup şöyle bir baktı. Gözleri, yatak örtüsü ve yastık kılıfının üzerine işlenmiş, kardelen motiflerine takıldı...»»

Karanlık, soğuk bir depoda onu bekliyordum. Heyecanlıydım! Beni düşünen, yüreğinde büyüten ve beni ben kılan, birazdan yanımda olacaktı. Acaba son olarak ne diyecek, ne yapacak diye çok merak ediyordum. Sonunda o beklediğim an geldiğinde, onunla karanlıklar aydınlanmış, ben kokan oda havalanmıştı. Omuzlarımdan tutup gözlerime baktı ilkin; sonra sarıp sarmaladı, kokladı doyasıya ve tekrar gözlerime..»»

Herkesin dilindeydi ama hiç kimse tarifini yapamıyordu. Canı yananlar şikâyet ediyor, mutlu olanlar methiyeler diziyor, yere göğe sığdıramıyordu. Yok muydu bunun bir kaidesi kuralı, hiç mi akla yatkın mantıklı bir açıklaması yoktu. Dört kapakçıklı ve kan pompalamakla görevli kalp mi muktedirdi bunca şeye, akıl ve mantık bunun neresindeydi? Yoksa mantık yoksunluğu muydu insana cesaret veren, içinde..»»

  »»

Bazı adamlar susar. Gözleri kelamdır anlayana. Öyle bakar ki sana; ellerini hissedersin yüreğindeki sızıda. Öyle bakar ki sana; kulaklarınla değil, sol yanınla dinlersin… Bazı adamlar; tenine değil ruhuna dokunur. Parmak izleri kalır cesedinin tazeliğinde. Tek nefeste değil, nefesler zincirinde boğar seni, kimsesizliğinle. İlham bulduğun bir deniz yaratırlar gözaltında. Fotoğrafı asılıdır göz çuku..»»