- 2051 Okunma
- 31 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLESİNE BU KEZ
İlk defa kendi içimdekileri yazmak istiyorum. Kurgu olmayan, benim olan duyguları. Sade, sanatsız. Neden? İşte bunu bilmiyorum. Belki artık tahammül gücümün düştüğünü hissettiğimdendir. Suskunluğun kesici yanlarını öpmek zorunda kalmaktan yorulmuşumdur.
Keşke direkt olarak mazrufumu gönderebileceğim birim olsaydı. Ama yok. Kandillere benziyor insanlarım. Işıkları yanıyor. Ama çok uzaklar. Sade varlıkları bir umut. Bakıp, karalanmış mihrabına sürüyorsun ilaç niyetine. Sadece yalnızlıktan ölmüyorsun. Yoksa karanlık yine karanlık.
Kitaplara bakıyorum. Ne çok konuşuyor insanoğlu. Evren aralıksız bir kelime deposu. Hangileri benim sözlerim? Doğru yerde doğru şeyi konuştum mu, ya da yazdım mı? Ya kırdıysam, ya kıracaksam. Ya yanlışsa bilgi kaynağım. O kadar çok kendimi açıklamak zorunda kaldım ki, artık kimse sormadan söylemek istiyorum…
Aylardan Haziranı, çiçeklerden sardunyayı, insanlardan annemi, severim. Kimseden aşağı ya da yukarı olduğumu düşünmediğim için, kendimi ; bütün insanlığın dümdüz bir platformda yan yana ve uygun adım yürüdüğü yalanına inandırdım. Çok çabuk ağlarım, ağlatmamak için çok düşünürüm. Hep seven taraf olmak isterim. Sevilmeyi beklemeden. İnsanları şaşırtmayı, güldürmeyi, düşündürmeyi severim. Ama sevmem, iki yüzlülüğü. Beni sevmediğini çok iyi bildiklerimin selamı dahi içimi ürpertir.
İnsanları bir ömür boyu sevebileceğimi sanmıştım. İnsan kokusunu, bakışını, sesini, hatalarını hatta. Yanılmışım. Artık kendimi anlatmak zorunda kalmaktan yoruldum. Hayal kırıklıkları teker teker gelmiyor, toplu halde dökülüyorlar başıma. Neden ve nasıl bu kadar kör olabiliyor gözlerim, ben nasıl yanlış insan tanırım diye hayıflanmaktan, uykularım bile zehir. Oysa ne saçma…Tanıdığın tanımadığım bütün insanları senin saymak. Senin gibi sevdiklerini ve düşündüklerini sanmak. Sevgide ortayı bulamamak.
Dokunsalar ağlayacak kadar üzgünüm. Kırgınım. Kelimeler midemi bulandırıyor artık. Okuduklarım, yazdıklarım…Hepsi koca bir hiçlik. Kimse kendisi değilmiş. Kime güvenebileceğimi bilemeyecek kadar şaşkın ve üzgünüm artık.
Ağır bakışlarımı söküp atmak istiyorum bir denize. Dilimdeki ağır kelimeleri.
Niye her şey bu kadar kötü ve riya görünüyor gözüme. Bana inancımı kaybettirenlere ne demeliyim?
Neden bir ablam yok anne? Beni kaç kişiye abla yaptın oysa. Ben kime güveneyim? Kararsız anlarımı kiminle paylaşayım, kime yol danışayım.
İtirazım var kendime.
Daha fazla üzerime dökülmeden insanlık, kaçıp girmek gerek bir mağaraya. Fırtına dinince geri dönmek üzere…
Su birikintisi...
YORUMLAR
yazdıklarım,okuduklarım koca bir hiçlik demişiniz ewet hani derlerya hiçlik makamına ulaşmak dahada üstünde makam olmayam makam hiç yani hiçlik bazen insan warırda farkında olmaz ,siz duygularınızı hiçlik makanı wardırmışınız ne mutlu size...
az da olsa sizi tanıdım,malum ben biraz daha yeniyim dokuz aylık bile olmadım defterde:))sizi okumak gerçekten çok güzel, şuana kadar okuduğum her yazıda kendimden birşeyler bulabildim diğer yazılarınızda da böyle olacağını zannediyorum, herkes için böyle olsa gerek...sizi okumak güzellikliktir, war olun her dem...
saygı we de selamlarımla...
Aynur Engindeniz
İnsanın yazdıklarının değer görmesi kadar güzel bir şey olamaz biliyorsunuz. O yüzden bu saatte içimi ışıttınız. Tekrar teşekkürler. Dokuz aylık bir bebek doğdu demek sayfama:) Tanıştığımıza sevindim. Ayrık olan herşeyde bir hayır vardır:)
Sevgiler.
Aynur'cuğum,
Bu yazıyı ve ne kadar üzülüp içlendiğini, nasıl görmemişim.
Şimdi ne söylesem artık boş. Arkadaşlar dile getirmiş zaten düşüncelerini ve ben de hepsinin altına atıyorum imzamı.
Zaten kalmamıştır üzerinde bir sıkıntı şimdiye kadar (umarım) geçip gitmiştir kara bulutlar.
Bilirsin ne derler ( SULAR BULANMADAN, DURULMAZ)
Çok sevgiler gönderiyorum ve seni her zaman burda görmeyi dileyenler listesinde ben de varım. :))
Aynur Engindeniz
Siz sevgili dostlarım iyi ki varsınız. Görmeden de sevebiliyormuş insan gerçekten.
Güzel öykülerinin takipçisi olacağım. Ben de kitabını dört gözle bekleyenler listesindeyim güzel yazarım. Sevgiler.
Nedendir bilmem ama,ne zaman siteden birkaç gün uzak kalsam, her zaman bir şeyler olmuştur. Aslında ‘bir şeyler’ dediğim çok geniş bir mevzu; ‘şey’ deyip işin içinden sıyrılmak istedim sadece.
Uzatmayacağım lafı ve gevelemeden söyleyeceğim:
Bazen masal kahramanı olarak düşündüğüm yazarı(mı),kim, nasıl ve ne hakla kırabilir ki bu derece?
Esefle değil, şiddetle kınıyorum!
Siz var olunuz hep,gerisi….dur.
Şimdi, Murathan Mungan’dan
çok sevdiğim bir pasajı sizinle paylaşmak istiyorum yüksek müsaadenizle:
“…Ya biz, binde bir karşımıza çıkan sevgililik,dostluk, arkadaşlık fırsatlarını ne yapıyoruz?
akşamüstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, omzumuza
dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir
omzun, belimizi kavrayacak bir elin, uzun yollara dayanıklı aşkların sahibi karşımıza
çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu, değerini biliyor,biricikliğini benzersizliğini anlayabiliyor
muyuz? Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp kendimizi hep ileride bir gün karşılaşacağımızı
sandığımız bir başkasına, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu? Karşımıza zamansız çıkmış insanları yolumuzun dışına sürerken bir gün
geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir, her zaman aynı fırsatları
sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden
yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız
kalırız bir gün. Bir aksam üstü yanımızda kimse olmaz,ya da olanlar olması gerekenler değildir. Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz, gün gelir hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir. kedilerin özel bir anını yakalamak
gibidir, kendi hayatımızdaki olağanüstü anları olağanüstü kişileri yakalamak.’’
Başka ne denir ki daha…
...
Aynur Engindeniz
Eksik olmayın. Hayata bir sitemdi benimki...Geçti........
Saygılar.
Harun Aktaş
Çok mutlu oldum buna işte...
Daha okuyacağım onca hikâye var ayrıca sizden.
'Masala inanmayan,gerçeğe nasıl insansın', bunu vurgulamaktı amacım.
Benim ki de bir serzenişti.
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın
Bu her şeyi özetliyor. Herkesi olduğu gibi sevmek gerek. Diğer yandan güçlü bir kişisiniz diye düşünüyorum. Hepimiz öyle değil miyiz? Yoksa bunca dertle sonumuzu Allah bilirdi. Saygılarım la
Sevgili Dostlar,
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Ülviye Yaldızlıı
Bu kadarı kafi...
Şimdi gel bakayım yamacıma...
Bir gülüver.:)
Bir bakıver..
Haydi durma bir daha gülüver:)
olmadı daha kocaman bak böyle:)))))))))))
hah şimdi oldu..
Ara ara banada olur.Ama illa ki buranın havası uludağın yamaçlarında yada karadeniz yaylalarındaymışım gibi içimi tarifi olmayan mutlulkla doldurur...
İyi günde kötü günde.Hastalıkta sağlıkta .Ölüm bizi ayırıncaya kadar...
bÖYLEDİR GÜLÜM...hEP TATLI YENMEZ Kİ.hEP ACI YENMEYECEĞİ GİBİ...
Benimde ablam yok.Varsın olmasın.Ama burada öyle büyük bir aile olduk ki.Annelerimiz,abilerimiz,kardeşlerimiz,arkadaşlarımız,sırdaşlarımız oldu.Olmaya da devam edecek.Acı çekmeden ,eğriyi doğruyu görmeden nasıl büyüyeceğiz?
Kendi adıma ben hiç büyümek iştemiyoyum ama.Minnacık kalmak iştiyoyum:))
senide seviyorum...
Sende en güzeline emanetsin.
Şimdi.dik dur her vakit olduğu gibi.at geriye omuzları.Derin bir nefes çek al doldur için...Hayde kolay gele:))
gülkurusu
sen de insansın ... etten, kemikten, candan, yürekten ...
hem de çookk güzell bir İNSAN !
gerisi ... kimi tuz, kimi biber ,,,
kimi büyütür enginlerce ,,, kimi deler de geçer ...
ama sonuçta ... inan herşey geçer ...
çocukluk yaralarımız bile !
seviyorum seni bereketim ... e mi !
handan akbaş
Onlar da ayrı birer birey, hep iyi olsunlar isteriz, kişileri oldukları gibi kabul etmeyince, çok üzülürüz.
Camındaki sardunyaların hiç solmasın, selam sevgi ve dualarımla.
Aysel AKSÜMER
canandemirel
Ben de bir anneyim ve çoçuklarımızın sorunları olamz mı hiç? ama bunları sebır ve sevgiyle inançla göğüsleyebiliyorsak bence sonuç harika olacaktır.
Kaygııları mutlaka yaşamdan atmalıyız, bunu yapmak zorundayız...
Mutlaka iniş çıkışlar yaşanır ama unutmayalım ki her inişin zor olsa da mutlaka çıkışı vardır.
Herşey gönlünce olsun. Sevgilerimi yolluyorum...
canının bu denli yanması nasıldır bilirim..
içindeki bu karmaşa ve hatta kaos..
herkes bir şekilde herkesin canını yakıyor malesef..
yine de herşeye rağmen sevmek güzel be ablam:)
sen sevmekten vzgeçme,inan bana sonunda kazanan sen olacaksın :)
narin bir yüreğin olduğunu hissetmiştim yanılmamışım..
rabbim yüreğine ferahlık versin..
sevgimle:)
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Şimdi; yazıyı ve yorumları okuyan dışarıdan birileri rahatlıkla diyebilir ki, tamda “kör ölür badem gözlü olur” hesabı. Her ne kadar “hariçten gazel okuma” gibi gözükse de doğru bir tespit.
Hemşerisi, çırağı, çömezi, hayranı en önemlisi ağabeyi gibi bir sürü subjektif paydaları göz ardı ederek, bir şeyler söylemek istiyorum; “tamam, anladık kör ölür badem gözlü olur da, ya bu sefer ölen badem gözlünün bizatihi kendisi ise...” lakin sonunu bir türlü getiremiyorum. Allah korusun, ortada eğer ki bir çam devirmem söz konusu ise teşbihte hata olmaz deyimini hafifletici sebep olarak saymanızı rica ediyorum.
Sitenin “badem gözlüsü”...
Rahmetli Sadri Alışık’ın meşhur “Buda mı gol değil hâkim bey” repliğinin (ki aslında hakem bey olması gerekir) benzeri bir formatta dillendirmiş yazıda maalesef yan ve orta hakemlerin kimlikleri flu tutulmuş. Çalmadığım penaltılar gözümün önüne geliyor. Bir erkek olarak “Neden bir ablam yok anne?” serzenişi ile güya vicdanımı rahatlatıyorum, yırttım diyorum.
Eskiler “hamama giren terler” demişler. Bizim Karadenizliler, serde hamsilik var ya, tutmuş sözü “horona giren terler” yapmış. Yersen hesabı. Hamama girsen, hiçbir şey yapmasan şöyle göbek taşına bir uzansan on dakikada boncuk boncuk çiğ düşmüş incir yaprağına dönersin. Ya horon... Adı üstünde horon, gerilim 220 volt, frekans 50 hertz, sıkıysa gel de terleme. Sonra, ne alaka diyorum kendi kendime, başka bir şey olmalı bu terlemelerin sebebi. Belirtiler; ağır metal zehirlenmesinden mütevellit bağışıklık sisteminde geçici zayıflamaya benziyor.(yalan kız ne alaka, Allah; Allah) Öyle tahmin ediyorum. (vallahi yalan)
“Fırtına dinince geri dönmek üzere…” cümlesi ile yakın zamanlar için umutlanıyorum. Bu yaz gününde fırtına dediğin serap misali.
En sonundaki kinayeye takılıyor gözüm; “subirikintisiymiş” . Hıh demek o kadar kolay ha! Hadi oradan sende, hadi oradan. “Engindenizler” kolay yetişmiyor, yok öyle yağma.
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
bizim kız bu ne hal böyle.?
doğrusu üzdün bizi
yazdıklarını okudukça zaman zaman benimde yaşadığım yani tadnıdık ruh halleriydi.
sevgi bir enerji...sevgi bir güç...ama bir yerde tıkanıyor insan.yüreğini sunduğun insanların iki yüzlü davranışalrını görüp bu riyaya isyan ettiğinde bile insanları sevmektn geri kalma.Onları olduğu gibi kabul etmekte yarar var.
hep kendinden verdiğin sürece iyisin.bir insanı kırk gün sırtında taşı bir gün yere indir kötüsün.yada bizim oralarda derlerya; kırk gün güneş ol bir yağmur olduysan yandın.
birde içten samimi bir şekilde çokça yazmak..misyon üstlenmek,değer vermek bunlar zaman alıyor hayatımızdan.ihmal ettiklerimiz incittiklerimiz olabiliyor.
Değer verdiklerimizin kendilerini bir sanması,tahakküm etmeye kalkması aslında hiç önemli değildir.herkes hak ettiğini alır.
mağaraya çekilmek kendine küsmek,incinmek senin harcın değil.yolun başındasın.daha nelerle karşılacaksın.içindeki kırıkları yapıştırmak için zaman gerekiyorsa dinlen biraz.ama burada bir ailen olduğunu bil.
bu aile sözü sıradan bir yakıştırma değildir inan.hiç sanmadığın bir çok insan seni seviyordur.sevmeyenelr yok mu? elbette olacaktır ama hayat zaten böyle hengamedir.
duygulandırdın be şimdi.kendi adıma her zaman bir abi olarak yanında olduğum sakın unutma...seni ve kalemini çok seviyoruz bizim kız...Allaha emanet olasın
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
''Kandillere benziyor insanlarım. Işıkları yanıyor. Ama çok uzaklar. Sade varlıkları bir umut. Bakıp, karalanmış mihrabına sürüyorsun ilaç niyetine. Sadece yalnızlıktan ölmüyorsun. Yoksa karanlık yine karanlık. ''
herkes bazen böyle hisseder ...dönemliktir bu karanlık ...
ama sende farklı sanki ...
mum gibi gördüm seni ... çevresini aydınlatmaya çalışırken tükendiğini farketmeyen ...
eriyen yağın sıvısında incecik bedeni titrerken o aydınlattığın karanlıklar gülümseyerek izliyor çırpınışını ışık oyunu sanarken ...
ne oldu bereketim ... bence böyle üstü kapalı yazarak atamazsın yüreğinin bodrumundaki zifiri ...
açıkça anlat birilerine ... ve yüreğinin sesini dinle ...
umudu, umarı o fısıldayacaktır sana ...
dileğim ... o bereketli yüreğinden umut şıvgınları göversin bulutlara ... ve mutluluk yağmuruyla ıslan ...
sırılsıklamm !...
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Bu sayfada ilk kez üzülüyorum.
Sizin bu yazıyı yazmanıza sebep olanlara yazıklar olsun.
Bıraksınlar artık iki yüzlülüğü, herkesin sevip saydığı isimlere sinsice dost gibi yanaşıp prim yapma sevdasından vaz geçsinler.
Bir yerlere gelmek istiyorlarsa ortaya eser koysunlar, sizin gibi.
Çok üzüldüm Aynur kardeşim.
Böyle bir kalemi küstürmek insanlığa ve edebiyata ihanettir.
Böyle insanlar için yüreğini parçalamana değmez Aynur kardeşim.
Haydi yeni bir öyküye başla, unut bunları.
Selam ve sevgimle.
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
meyve veren ağaç taşlanır....usta kalemler kıskanılır...acizlerin işi gücü sinir bozup....ortalığı karıştırmaktır...sen böyle çapulcukara kızıp yazmazsan meydan peşrevi olmayan zurnalara kalır....bedrosun dediği gibi kahveni yap yazılarına devam et.....bizleri bu müstesna kaleminden ayrı koymaya hakkın yok....saygılar can.....
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Sevgili Aynur, hangimiz gönül darlığı çekmeyiz ki, bazen başımızı alıp dağlara çıkasımız gelir. Bazen avazımız çıktığı kadar ağlayasımız... Bazen de, kalabalıkta nokta kadar yalnız olduğumuzu düşünür, bir abla veya kardeş düşleriz ama hiç faydası olmaz bilesin. Tecrübeyle sabittir.
İşte o zaman, tek dostumuz kalemimizdir. Sarılırız kalemimize ve dökeriz içimizi. Bazen bir öykü deriz adına, bazen de anı… Asıl yaptığımız, gönül sesimizi paylaşmaktır. Bulunduğumuz karanlıktan biraz olsun ışığı görmektir. Aşık Veysel’in, “Benim sadık yarim kara topraktır.” Dediği gibi, bizim sadık dostumuz da kalemimizdir dostum, kalemimiz…
Dilerim sorunun neyse çabuk çözersin. Galiba çocuklarını özledin sen. Bu duyguyu en iyi bilenlerden biri olarak; alışmaya çalış derim. Bir gün gerçek anlamda tek başına kalacaksın. Dünyaya yalnız geldik, yalnız gideceğiz. Ha, sana bir mağara mı lazım, mağara zaten bizim içimizde, senin bir yere gitmene gerek yok ki.
Sevgimle.
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Madem öylesine o halde ben de iki cümle kurayım.
Amannn sende sevgili Aynur, sözde 3. çocuğum ve benden büyükler varda hayatım şahane mi gidiyor sanki. Şikayetçi değilim ama ablalıktan beter şeydir kardeş olmak benim adıma :((
Mağara mı lazım :))) adresi vermiştim ya :)))
Selam ve sevgimle...
(Sıkma canınıııııı :) Darlık olmasa, ferahlığın kıymeti olmuyo yazık ki. Yetişebilseydin kaymaklı kadayıfım vardı :))) En kolesterollüsünden ımmmm mis gibi )
asran
bu cümlede fail onlar değil bizzat birinci tekil şahıs. insana inancını kaybetmeyeceğin tek yer kendi insanlığın olmalı başka yerde aramak fuzulü gayret olur. Hoş meseleyi derinlemesine bilmediğimiz için ancak dış kapının mandalı kadar iştirak edebiliyoruz konuya :((
Takvime baktım 5 AĞUSTOS...İnanmadım hanıma sordum ... Evett 5 AĞUSTOS sen kafayı mı yedin? dedi.
Hayır takvimler yanlış bu gün 1 NİSAN olması lazım. Çünkü Aynur bacı bize şaka yapıyor...
Olur mu hiç öyle şey kardeşim?
Sigara içiyorsan bir sigara yak. İçmiyorsan kendine bir kahve yap...
TOPARLA KENDİNİ...
SELAM VE SAYGILARIMLA...
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Bazen, sırtı ağrır insanın. Dayanmadan bir yere, dik durmaktan...
Bazen, yüreği ağrır insanın. Paylaşmadan, tüm duyguları taşımaktan...
Bazen, itirazı olur insanın. Kendine...
İtiraz; reddetmekten doğar.
Her ret den; farklı bir insan çıkar...
O insanı reddetmeyin...
Selamlar.
Eser Akpınar tarafından 8/5/2011 9:20:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Sıkıştığım zaman sığındığım anne yüreği gibisin ki benden yaşça küçk olmana rağmen!
Bildiğim birşey var ki seni üzen bensem de arkana bakmadan gitmeyi bil...
İnsanlık üzeirmize döküldükçe içimizdeki insan saçlarını dolar yüreeğimize ki enkazın nabzında susmasın düşlerimiz diye...
Yoksa yaşam düşüncelerimize intihar çiçekleri büyüten kocaman bir bahçe olur ...
Ben bıraktığın yerdeyim dostluğum, hırçınlığım ve su sesindeki ay duruşuyla...
Ki senin ruhundaki başkente ayak basıpta seni sevmeyenin yüreğini karışlarım ayrıca...
Çıplak net ve dudağında misketini kaybetmiş bir çocuğun hüznü vardı yazında...
Seni seviyorum...
Aynur Engindeniz
Sabır göster.
Beni gerçekten seviyorsan şüphesiz ve sorgusuz yanımda ol.
Mehtap ALTAN
Bana yine sabır düştü!...
Dua...
Aynur Engindeniz
Azıcık...
Mehtap ALTAN
sonra kısacık saçlarından başlayacağım!!!...
Aynur'cuğum hem yazılarını hem de kişiliğini çok beğeniyorum. Erol Evgin'in bir şarkısı vardı "Hep Böyle Kal" diye. Ben de sana öyle diyorum hep böyle kal ve hiç bir şeye aldırma. Sevgilerimle canım.
Hep böyle kal
Herkes bir şey aldı götürdü benden
Kimi umutlarımı
Kimi inançlarımı
Kimi en güzel duygularımı
Herkes bir şey aldı götürdü benden
Kimi bugünlerimi
Kimi yarınlarımı
Kimi en güzel anılarımı
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal, hep cana yakın
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal, hep böyle kal
Hep bana yakın
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Yaşam hayata direnmektir; direnmek için kötüleri elemek gerek!..
Yine harika bir yazı...Dedim ya; sana yetişmek için altı zamanlı olmak lazım!..
Tebrikler Aynur;takma kafaya boşver gitsin, gidebildiği yere dek...
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
ayhansarıkaya
Dost bildiklerinin takiye yapmaları da normal bence;çünkü onların kendi dünyalarındaki denizlerde kulaç atmaya dermanları yok ki!...
Burada tavsiyeden ziyade;insanların deneme yanılma ile kendi yönleri bulmaları gerekiyor.
Çocuklara gelince; onları ne kadar koruyup kollasak da; kendi yönlerini kendileri bulduğu takdirde ellerindeki pusula;her zaman doğru yönü gösterecektir.Aksi takdir de;biz ölüp gittiğimizde yönlerini kaybetmek zorunda kalacaklardır.
Selamlar efendim...
Hiç bir zaman yazıları yazar ile karıştırmadım ve asla yargılamadım.Ama şuna inanıyorum veya en azından ben bunu yapıyorum kendi yazılarımda,bir kurgu yaratıp içimdekileri geçiriyorum bir güzel hayatın kendisine,veya hayatın içinde olanlara.İnsan başkalarının duygularını öyküler bile olsa ne kadar yazabilir,yazarken insan kendini ne kadar saklayabilir,sonuçta en insani yanımız değil midir bizim kendi has duygularımız,sade yalansız,kaygısız,kim ne der düşüncesinden uzak ,kim ne algılar fikirlerinden uzak kişinin bazen sokak başından freni boşaltması en insani yönümüz değil mi bize.Veya bir öyküdeki kişiyi kendimizle özdeşleştirip içimizdeki kusmukları boşaltmanın ne sakıncası olabilir.
Kaç arada kendi mağarana kırık olman gerekiyorsa aç saçlarını dağıt kime ne senin kalemindeki dağınıklıktan,önce kendini şaşırt üzerine dökülürken insanlık,onların dokunmasından önce sen dokun kendi duygularına,o çok konuşulanlara bakıp gülümse baloncuk gibi uçtuklarını düşün .
Bak benim ablam yok, kardeşim yok ama mağarama akan bir su birikintisi var şimdi / güzel bir su birikintisi hem de.
sevgiler
Aynur Engindeniz
Neler oluyor kuzum...
Bende sana takılacaktım.Aynurum valla hızına yetişemiyorum diye...
Bak hele sen.Bizim kız kendi kendine yağmur bulutlarını toplamış en karanlık yere gizlenmek için benim mağaramı tercih etmiş.Yok canım yemezler.Orası bir kerem benim taaammmı?
Hem böyle şeyler deme sakın.İnsanoğlu arada kaybolmak diler.Bilirsin ben öyle yapıyorum.
Alıyorum üzerime bulutlu yağmuru.Sonra bi çay demliyorum.Uzaktan gelen ıhlamur kokusu varya.Hah işte onu içime çekiyorum.Gözlerim doluyor.Nedenli nedensiz...Kıymeti olsun olmasın Akıp gidiyorlar dudaklarımdan içeriye.Bazeinde yanağımdan süzülüp karanlık bir boşluğa...
Sonra bakıyorum mağarayı.Sıkıca kapıyorum kapısını.Sus kalmak için zorluyorum kendimi.Susmalıyım diyorum.Sakın konuşma.Anlatma kendini.Aman be sende adam.İşinmi yok.Anlayan zaten anlatmadan anlar...
Koyver gitsin.Bu dünyanın civatası yalama olmuş.Salla başını al maaşını.
Kim kime dum duma.
Ha birde az ilerleyeni gördümmü ayağını kaydırmak için türlü maskaralıklar.Laf sokmalar.İçten içe pazarlıklar.
Gel abi gel! Üç beş ne verirsen.Elden çıkarıyoruz bunu...
Tapusuylamı arkadaş
evet tapusuyla daha olmadı sülalesiyle be...
Demem o ki gülüm.var git sakinleş...Kendine başkaca gelemessin...Ben bir dersin bin anlarlar.Elim dersin yüzün anlarlar.Kara dersin ne alaka kara değil apak derler.Yorarlar büsbütün.Omuzlarından öyle bir bastırırlar ki.Pehhhh...
Sakın kendini bırakma .Seni varya oraya gelirsem gebertene kadar döverim.Bilirsin elim ağırdır.
Daha çay içeciğiz.Ben börek sen pasta yapacaksın.Arka baçedeki ağaca astığımız salıncakta sallanmak için mızıkçılık yapıcaz.Sonra gülücez.Pat iki kahkaha patlatıcaz en yandan çarklısından.Sonra mızmızlanıp ağlıcaz.Ama nasıl ağlayış biliyormusun.En safından.En doyumsuzundan.
Seni seviyorum Naynurum.Ne zaman ihtiyacın varsa .Bir "alo sultan ordamı" hattından ara beni .öptüm seni seni.Çok özledim deli gibi.Hadi gül bakalım:)
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
iz ve sizin gibi yazarlar kahramandır Aynur hanım
Bu toprağın kahramanları
Onca çürümüşlük onca yalan onca saldırı içinde, sizler ıhlamur kokularısınız. Hayatın buhranı, memleketin şimdiki durumu hepimizin üzerine sinsi sinsi yayılıp üzerimizde gerilimler yaratırken sizin yazılarınız bizleri meltemlerin estiği serin diyarlara götürmüyor mu..Ve siz insanları çok sevdiğiniz için yazmıyor musunuz..Madalya istemiyorsunuz, ayakta alkış istemiyorsunuz..İstediğiniz öykülerinizdeki kahramanlar gibi temiz saf insanlar olduğuna inanmak..Ama işte tam burada tıkandığınızı anlıyorum.Çünkü aynı duyguları ben de hissediyorum zaman zaman ve gerçekten insanın derinlerde bir yeri sızlıyor.Sonra ard arda gelen bir sürü sorgulama..
Uzatmayayım..
Neler kafanıza takıldı kim sizi üzdü bilmiyorum.
Teşhisi konulan ama tedavisi mümkün olmayan bir konu bu..
Tek bildiğim böyle anlarımda sessizliğin bana da iyi geldiği..
Öykülerinizden mahrum kalmama dileklerimle
sevgiler saygılar
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Çok çabuk etkilenip ağlayabilen bir yapım var, aç bir kedicik, gözleri üzgün bakan bir çocuk benim için ağlama ve duygulanma sebebidir.
Yazını okurken üzgün ve hassas yüreğindi beni duygulandıran.Üzülme canım senin ablan da olurum teyzen de, zaten annen olacak yaştayım.
Üzme güzel , o hassas yüreğini.Kaçacak mağara falan da arama, Rabbime bağla, en çok yüreğini serinletip, ihtiyacın olacak sükuneti onun sevgisi, o büyük duygu huzuru verir.
Seni görmeden de olsa yazılarından tanıyorum canım, güzel yüreğine gam düşmesin hiç.
Sevgi ve selamlar, yüreğine kucak dolusu ferahlık diliyorum Yüce Rabbimden, huzurla kal.
İnsanları bir ömür boyu sevebileceğimi sanmıştım. İnsan kokusunu, bakışını, sesini, hatalarını hatta. Yanılmışım. Artık kendimi anlatmak zorunda kalmaktan yoruldum. Hayal kırıklıkları teker teker gelmiyor, toplu halde dökülüyorlar başıma. Neden ve nasıl bu kadar kör olabiliyor gözlerim, ben nasıl yanlış insan tanırım diye hayıflanmaktan, uykularım bile zehir. Oysa ne saçma…Tanıdığın tanımadığım bütün insanları senin saymak. Senin gibi sevdiklerini ve düşündüklerini sanmak. Sevgide ortayı bulamamak.
Aynur Hanım bazen insanları anlamak güçtür. İnsanlar gideceklderi yerin iki metrelik bir çukur olduğunu yaşarken hep unuturlar. Bunu hatırlasalar manasını bilseler zaten kimse kimseyi kırmazdı. Olduğu gibi duygularınızı anlatmıştınız. Güzel yazıydı. Saygılarımla
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Sevgili Aynur öbür yazına yorumda bulunacakken bu enteresan yazın önüme çıktı..Anladığım kadarı ile ya birileri seni üzmüş ya hayattan iyice soğumaya başlamışsın..Yaş yorgunluğu desem aksine daha çok gençsin...
Gayet iyi bilinir, şairler, yazarlar çok hassas duygulara sahip insanlardır..Çabuk sevinirler, mutlu olurlar ama aynı hızla da kırılırlar, üzülürler, çöküntüye uğrarlar..Tabii ki maganda yazarları bu konunun dışında değerlendiririm..Onlar homurdanarak,böğürerek bazende hırlayarak hem yazım dünyasında hemde sosyal yaşamda hiç üzülmeden bilakis şartların berbatlığından büyük bir zevk alarak yaşar giderler..
İnsanlara kafayı takarak, kendini üzerek yaşamını yönlendirmene bilakis üzülmene hiç gerek yok..Bilakis kaçıp giderek saklanacağın o mağaranın en dibinde bile seni bir gün bulurlar..Çünkü bende bir dönemler o mağaraya sığınmıştım..Bu dünyada saklanılacak, bulunulmayacak bir yer olduğunu da zannetmiyorum...National Geographic kaşifleri günün 24 saati harıl harıl çalışıp duruyor..
Sen kendi hayatını özgürce ve hiç kimsenin etkisi altında kalmadan yaşamaya devam et bana kalırsa sevgili arkadaşım.
Sevgimle selamlar..
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
ne güzel yalansız riyasız anlatımdı
hepimiz düşeriz bazen böyle umutsuzluğa
umutsuzluk demiyelim de biraz duygusallık canımın içi
galiba sana ramazan dokundu biraz ablan olsa ne güzel olurdu değilmi düşünki var aranızda anlaşamadğınız konu çok ve seni hep üzüyor bu daha kötü değilmi yokluğu bir der çok luğu bin demişler
hadi meleğim uzan yum gözlerini kur güzel hayaller ve dal hayaller dünyasına ve sabırla
aç gözlerini
seni seviyorum bitanem seni seviyorum
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Keşke bir mektup yazıp yollasanız bana. Açıp okusam heyecanla. Belki faydam dokunmaz ama bilirsiniz ki elime ulaştığında aynı damarda titreyen br kalp bulunur gözleri olmayan başka bir şehrin sokaklarında. Keşke... Hüzün bağışlasa ve kalemim bir kez olsun yalan konuşsa...Mektubunuzu bekleyeceğim...
Tebrikler, iyiyi de kötüyü de yazsanız yormuyorsunuz.
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.
Umut Kaygısız
Hayatta anlaşılamamak ve tam beni anladı birisi derken onunda diğer kalabalıktan farksız bir hareketiyle yıkıma uğramak sadece sizin başınıza gelmiyor. Hayatımın en zor altı ayını geçiriyorum şu an ve hala kriz bitmedi içimde. Bildiğim, uğruna kendi maddi ve manevi değerlerimi bir kenara ittridiğim, beni sevdiğini zannettiğim insanların büyük bir çoğunluğu güçlüden yana oldular hem de kabahatsiz olduğumu çok iyi bilerek. Bir an bile eğilmedim çünkü ben hala aynı gözlerle bakabiliyordum gözlerine ya onlar... İyi biliyorum ki bir gün insanlardan özür dilemek zorunda kalacak kişi ben değilim. Yemin ederim sadece iyilik düşündüm bugüne kadar ama içine menfaatçilik bulaştırmamaın kabahat olduğunu bu sene-bu yaşımda yeni öğreniyorum. Demem o ki yalnız değilsiniz çünkü hiç yalnız olmadınız....
Bu site siz olmadan olmaz. Aslında yakın tarihten ben siteye veda yazısı yazmayı planlıyordum ama sizin gideceğinizi algılayınca çok üzüldüm ve sustum. Lütfen kalın bu şehirde.
Aynur Engindeniz
Siz yol alması gereken bir yazarsınız. Duygularınızı kelimelerle son derece güzel dile getiriyorsunuz. Burası ise hakikaten bir okul. Çok şey katar insana. Sağlam bir karakteriniz varsa eğer olumsuz yönleri sizi hiç sarsmaz.
Hazır kafamı toparlamaya başlamışken, son cümlelerinizi okumak hiç iyi gelmedi bana. Duymamış olayım mı?
Su birikintisi akıp göle karışmış sevgili dostum. Zaman, zaman bende aynı durum içerisinde çaresiz kalıyorum. Bazen annenin söylediği bir sözdahi sana nekadar yabancı geliyor ve yalnız olduğunu hissettiriyor. Öyleyse kime güvenmeli diyorsun. Neticede canın kanından bir parçasın ama bu vucudta sen tek başına yaşıyorsun, onla ilgili tüm sorunlarda, dertlerde kimseyi alakadar etmiyor. Bu canından bir parça olsada. İşte buda dünyada yalnız olduğumuza dalalettir, kimseye güvenmeden, bizim her daim yanımızda olan bir yaratıcımız olduğuna inanarak yaşamamız içindir. Ona muhtaç olduğumuzu anlamamız için bu düşüncelere kapılırız bazen..
Yüreğini ferah tut allah hep yanımızda.. Sevgiler :)
Aynur hanım eve geldim ve loptabı açtım ve bir ileti sizin bu kırgın hayata biraz küsmüş yazınızla karşilaştım . Nefes almaksızın okudum. Dygularınızı hiç süslemeden doğal olarak yazmışsınız sanırım ilk ben okudum.
Şiir yazan kişiler maalesef çok ama çok duygusal oluyor ve yoğun yaşıyor düşüncelerini ...
O kadar zor ki duygusal insan olmak sizi çok iyi anlayabiliyorum.
Asla kötümser olamamalı hep iyimser adımları takip etmeli. Yoksa yaşamım hiç bir anlamı kalmaz.
Zaman zaamn ben de bu duygularla boğuşurum ben o zaman mor dağıma kaçarım kendi yarattığım sığınağıma...
Orada kendi düşünceleirmle kendimle başbaşa kalarak kendimi bulurum.
Sadece güvenin ...kendinize güvenin iyi duygulara...
İşte insan olmak ...hem iyi yanları hem kötü yanları...Ne yazacağımı ben de şaşırdm
S evgilerimi yolluyorum...
Aynur Engindeniz
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Ayrıca bu Ramazan vaktinde sizleri biraz daolsa üzdüysem özür dilerim. Öncelikle söylemeliyim ki; kırgınlığım kesinlikle sitede insanlarıyla alakalı değil. Sevenim de var sevmeyenim de elbet. Ben yıllardır hem çok sevilip hem en nefret edilen insan olma özelliğini yakamda taşıyorum. Sevilmemeye alışkınım, tıpkı çok sevilmeye alışkın olduğum kadar.
Hepiniz çok güzel şeyler söylediniz. İnanın sözleriniz iyi geldi. Mağaraya çekilmek derken burdan gitmeyi kast etmedim asla. Dediğim gibi sorun genel, sıkıntı kendi çözümsüzlüğüm. Burası ise nefes aldığım yegane yerlerden.
İnsan yumuşak tabiatlı olup, çelik gibi görünmek ve davranmak zorunda kalırsa, bir yerde mutlaka isyan ediyor benlik. Hele bir de herkes "Sen başarırsın, sen güçlüsün, senin çözemeyeceğin sorun yoktur, sana güveniyoruz" gibi ağır yüklerle büyütülmüşse insan, kendinde acziyet hakkı hiç bulamamışsa...
Çok iyi tanıdığına kanaat ettiğin, yardımcı olduğun, çok sevdiğin insanların, aslında sadece birer çıkarcı olduklarını anladıysan...
Bencil dostlukların tam göbeğine düşmüşsen, sürekli çaba göstermesi gereken sensen...
Algıların, duyuların, sezgilerin sonuna kadar açık yaratılmışsa...
Bir de anneysen...
Üzülürsün böyle...Ama güçlü durmak, galiba alışkanlık yaptı bende. Şimdi daha umutluyum.
Ama hepinize bir tavsiyem var:
Çocuklarınızı korkularıyla ve içlerindeki insanla birlikte sevin....
Belki sandığınız kadar zeki değildir. Zorlamayın, doktor olmayıversin.
Belki sandığınız kadar cesur değildir. Bırakın etklerinizde ağlasın.
RUH GERÇEKTEN VARDIR VE GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR.
Hepinizi çok seviyorum. Beni dinlediğiniz, ortak olduğunuz için minnettarım. Çok da güçlü olmadığımı ille de birileri görmeliydi. O da beni hiç tanımayan insanlar olsun istedim.
Allah'a emanet olun hepiniz.