- 1240 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Değiştim Biraz
DEĞİŞTİM BİRAZ
(Sahra’nın özel mektuplarından alıntılar)
//Kuzgun düşlerimde sarıldığım hayalindi
Hep vardın hayati belirtilerinle,
Kırmızı panjurlu serander evimde
İstemiyorum gelme,
Ve sustunsa kes çığlıklarını
Kabul ediyorum, biz olamadık
Farkında mısın?
Çatımda ki yabancı, bir hayli ırak yollar bize
Gör artık
Ben,
Değiştim biraz//
__İçimde anlam bulmaya çalışan bir burukluk kol geziyordu.. Ne zaman ki gözlerim sana doğru süzülse, doldurulmaz boşluklara takılıyordum.. Loş bakışlarının ıssız sokaklarında sarsılıyor, ürperiyordum.. Çarpıyordum leylin koynunda kerpiçten duvarlarına.. Tih Çölü’nün kurak topraklarında kavrulmuştu düşlerim.. Her adımım yanan toprağın, susamışlığıyla kanıyor.. Kurumaya yüz tutmuş gönlümde, Güneş’in kavurucu çığlıkları yankılanıyor, yanık tenimde… Beni sen atmıştın, bedeviler gibi çöllere..Tıpkı seraba benzerdin, sıcaktan eriyen bedenimde.. Oysa Nil ırmağından dökülen, bir katre olsa bile yeterdi.. Yaralı kalbime, bitap gönlüme, yokluğuna sürgün edilmiş aşk dolu tümcelerime.. Kumların üzerinde, hayalinle seviştim biraz.. Bahçemde ki bir çift beyaz gül için, olmazlarda serildim, ütopik masallarda kıvrandım biraz..
//Gafletten uyanıyordum, bir lahza… Kaya parçalarını bağrıma bassam sen yerine, helal midir iffetime?//
__Nefs-i emmare usumu sarmış, artık küçük kıyametimi oluşturacak serkeşlik anlarımdaydım.. Elimin tersiyle ittiğim, ve sahranın tozunu dumanına kattığım, (ona gelme dediğim) kaç bedenden sıyırdım uzaklaştırdım, tenimi. (Nefs-i levvame.. Affet Rabbim kirli rüyalarımdan sana sığınırım)… Af olunacaktım, yaradanım kirli düşlerimden alıkoyuyordu, yüreğimi.. Yasaklıyordu… Men ediyordu, memnu ya da meşru günahlardan uzaklaştırıyordu… Şimdi mütemadiyen hırpalanmış bir ceset edasında bitikliğim…
//Eksiksiz kadavra!..
Kendimce tanımım bu silüetime…
Kırılma noktası düşlerimin, sonsuzluğa uzanan bir rüya görüyorum… //
__Bir cinnet çığlığı kulaklarımda yankılanan… Aslolan yitirilmişliğimin kabuslarıyla mücadelesi.. Kabullenilmezliği, sanki yeni olacak sabahın gölgesinde uyuklayan… Zikirdi seher vakitlerine ulaşan uykusuzluklarım… Beklenen gün gelsin.. Olsun artık sabahım, siyah perdelerimi kaldırıp bakayım doyasıya güneşe… Çatımda ki yabancı… Ben gecelerin koynunda ağlamaya talip bir şimaldim.. Seherle yeni umutlar çağırmaya, (maskelerimi takınıp) gülmeye alıştım biraz..
__Tüm hücrelerimde dolmuş od/larım yanıyordu.. Kısa devreler çatırdamaktaydı zihnimde.. Öyle nasırlaşmıştı ki tenim, aşılmaz kalın duvarlar altındaydım.. Zindan karası yüreğimin her zerresinde, solunuyordu artık, memnu aşk... Telli duvaklı beyaz giysinin masumiyetinden çıkalı çok olmuştu... An ki aldatılmışlığın ve değersizliğin imgelerini gördüğümde, gözlerinde... Bırakmıştım siyah çelenkleri gönlüne, kesilmişti umutlar.. Müptela bir serkeşlik çökecekti, körpe ümitlerime… Mührü çoktan vurulmuştu bu bedenin..
//Ve anahtarı Yusuf’un kuyusuna atılmış..
Ve sabrı Eyüp’ün mağarasında öğrenilmiş..
Ve bekaretini Meryem saflığında ve iffetinde korumuş..
Dirayetini sıkılan yumruklarının ardına gizlemiş..
İstemiyorum!
Kimseler bulmasın , duymasın bu acziyeti..
Kabul edemiyorum!
Nefsani duygunun, mühürlü yüreği yeniden zedelemesini..//
Tek gerçek vardı... Genç fidanın dalları budanmalıydı… Mülhime en güzel şekilde yer etmeliydi yüreğinde… Uyuyan ruhuna üflenmeliydi, ilahi aşk… Hiç bir esin savurmamalıydı denizler kokan, mavi gözlerini günaha...
__Masalsı yaşamımın tek başınalıkla idame ettirilebilmesi zor zanaattı… İçimde büyüttüğüm çocuğa ağır geliyordu yaşamak.. Uyumak ve hiç uyanmamacasına uyumayı yeğlerdim.. Histerik nöbetlerde kıvranan, melankolik dalgalanmalarıma paranoyak bir saplantı çörekleniyordu… En mazoşist duygularla içselimde boğulurken, sadistmişçesine umursamaz nasıl olunabiliyordu.. Dehşet bir yalnızlığın yarattığı psikolojik travmalar barındıran bir tufandım.. Kavramlar tıkanıp kalmıştı hücrelerimde, etik değerlerimin yaşamımda ki önemi yitmişti..
__Yürümek !..
__Düşerim korkusuyla çözülürdü dizlerimin bağı.. Kanamak buydu, kıyasıya.. Çekilen damarlarımda yaşama ait tek damla kalmıyordu.. Oysa ki koşabilmek isterdim tabanlarımı patlatırcasına senden uzağa.. Bir rıhtım, bir liman, bir kulübe sahilin ortasında.. Issız kalmak yeğdir… Kalabalığın arasında boğulan yalnızlığıma… Ağrıyan yanlarımın acısını hafiflettim biraz.. Çok değil, infial ve saygıyla değiştim biraz…
Bin yıllık kuşatılmışlığıma keskin bir kılıç indiriyorum
Çatımda ki yabancı, sen de helal et hakkını
Ben yolumu çizdim, neresi ıraksa senden, oradayım
Vefa borcumu ödedim,
Alacağımı istiyorum..
Hayattan.
Kucağında yeni umutlara uyanacağım.
Yitirilmiş bir sevdayı arıyorum..
Gören var mı?
Neşe CÖMERT
24 EKİM 2010
GAZİANTEP
YORUMLAR
Su gibiydi...Severek yeniden okudum ve yürekten kutladım.Selam,saygı...
Neşe CÖMERT
Sizin gibi değerli, kıymetli bir üstadımdan bu lutfu erebilmek ve yorumla desteğinizi görmek beni çok mutlu etti.. Daim desteğinizi esirgemediniz zaten.. Çok teşekkürlerimle efendim..
Daimi sevgim ve saygımla..
hyazici58
Burada olmanıza sevindim...Başarı,selam,saygı...