- 1568 Okunma
- 24 Yorum
- 0 Beğeni
Kumruların Sevdası Yolladı Ruhumu Uzaklara
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Parazite benzer bir ses, gittikçe şiddetlenen tonlarda avaz avaz bağırıyordu. Bitiyor; ama yeniden başlıyor, tam “Bitti, kurtuldum!” derken, inat eder gibi tekrarlıyordu. Matkap sesi gibiydi sanki.
Üst kat komşularının onarım çalışmaları neredeyse otuz günü bulmuş, hala bitmemişti. Çekiç, matkap, balyoz seslerini duymaktan artık bıkmıştı. Çıkıp, “Artık yeter!” diye haykırması gerekiyordu demek ki. İyi komşuluk ilişkileri nedeniyle hep susmuştu; ama tatil gününde de bu yapılmazdı ki…
İşte, yine aynı ses… Yavaştan başlıyor, şiddetleniyor, daha da artıyor, sonra birden bitiyordu. Kararını verdi. Hemen kalkıp üst kata çıkacaktı.
Gözlerini aralamaya çabaladı. Göz kapaklarında sanki tonlarca ağırlık vardı. Bedeni yatakla mücadelesini gittikçe kaybediyordu. Sırtüstü yattığı yerde, tam sırtının altına gelen yayın kırık olduğunu fark etti o an. Çukurlaşmıştı o bölge ve kendisi de bilmeden orada uyumuştu. Müthiş bir kas tutulması vardı sırtında.
Beyni ise “Kalk!” diyordu. “Kalk ve bu sorunu artık çöz. Komşu ise komşuluklarını bilmeliler. Bu kadar rahatsız edilir mi?” diye de devam ediyordu.
Beyin ile beden kıyasıya mücadeleye girişmişken, susan matkap gibi ses yine artarak devam etmeye başladı. Artık sinir son raddedeydi ve beyin galip gelmişti işte. Ayaklarını bir yay gibi dizlerinden kırdı, bel kısmını iyice gerdi, birkaç kez yaylanır gibi yaptı ve ani bir hareketle yerinden boşanan zemberek gibi fırlayıverdi yataktan. Kazanmıştı yatakla olan mücadeleyi.
Hemen banyoya koştu. Elini, yüzünü yıkayacaktı. Âdeti olduğu üzere, uyanır uyanmaz içtiği kahveden de vazgeçmeliydi şu an. Önce bu bitip tükenmeyen matkabı susturmalıydı. Soğuk suları avuçlayıp hızla yüzüne vuruyordu bir an önce ayıkmak için. Havlunun yumuşak teması bile öfkesini dindirememişti.
Yatak odasına döndüğünde hemen giysilerine el attı. Bir daha o ses geldi. Ağır ağır, gittikçe artan tempoda ve bir matkabın duvarı delmesi gibi. Öfke seli artacağına gülümsemeye başladı. Hatta sesli de güldü sonunda. Çalan telefonu idi. Sessize almıştı yatarken ve zil sesi matkap gibi oymuştu beynini demek ki. Bir daha gülümsedi başını şaşkınlıkla iki yana sallayarak…
Eline aldı telefonu. Arayan, başka bir ilçedeki boş olan evinin komşusuydu. Saniyeler içinde düşünmeye başladı parmağı aç tuşuna gitmeden… Üç yıldır evi boştu. Oturan kiracılar bir gece gizlice eşyalarını taşıyıp gitmişlerdi ve evi virane halde bırakmışlardı. Kapıyı, pencereyi de açık bıraktıkları için; rüzgâr, yağmur berbat etmişti duvarları ve ahşap kısımları. Kendisi de kızmış ve evi üç yıldır boş bırakmış, bir daha kiracıya vermemişti. İyi mi etmişti? Hayır… Ev daha da berbat olmuştu bakımsızlıktan.
Açtı telefonu. Kısa bir hal hatır sormadan sonra komşusu konuya girdi.
- Nasıl desem… Sana kötü bir haberim var. Aslında kimine göre kötü, kimine göre sıradan bir haber.
- Meraklandırdın iyice. Nedir kötü haber? Hem kimine göre sıradan olan neden bana göre kötü ki?
- Sen duygusal bir insansın. Duygusal olmayanlar için sıradan bir olay. O nedenle söyledim.
- Meraklandım iyice…
- Nasıl olmuş bilmiyorum. Senin eve bir kumru girmiş iki gün önce. Girdiğine göre nasıl olsa çıkar diye düşündük ve sana haber vermedik. Ama içerdeki kumru bir türlü dışarı çıkamıyor. Çıkabilmek için kendini parçalıyor sanki. Camlara vuruyor. Tüyleri döküldü.
- Hay Allah ya! Kardeşim neden aynı gün haber vermediniz? Şimdi ne haldedir zavallı. Hem aç, hem susuz, hem çıkmak için mücadelede… Yorgun ve yaralı…
- Daha kötüsü de var.
- Nedir?
- Eşi de iki gündür evin dışında pencerelerde. Eşi pencereye geldikçe, içerdeki kumru o cama yönleniyor ve hızla cama vuruyor.
- Kırın kapıyı! Kurtarın. Belediyeye haber verin.
-Belediyenin merdiveni yedinci kata yetmedi. Kapı da çelik olduğu için kırılamıyor.
-Hemen anahtarı yolluyorum. Minibüsü karşıla ve al. Kurtar zavallıları. Sana güveniyorum.
Teli kapattı. Asla vazgeçemediği kahvesini bile artık düşünemiyordu. Giyindi. Hızla evden çıktı.
Anahtarı aldığını ve kumruyu özgürlüğüne kavuşturduğunu haber verdi komşusu. O ise, yeni eline aldığı kahvesini yudumlarken düşünüyordu uzaklara dalarak…
Kurtulan kumrunun canı, bedeni miydi? Yoksa asıl kurtulan, iki kumrunun binlerce yıldan taşan, dillere destan sevgileri miydi?
Gülümsedi; üst kat komşularını da affederek… Mırıldandı kendi kendine...
- Tek çözüm sevgi… Her şeyde… Her zaman…
..............................
Uzun bir aradan sonraki ilk günümde öykümü seçkiye layık bulan kurula teşekkür ediyorum...
Turgay
YORUMLAR
Yaşanmış bır olaydan alınmış gibi gercek hisler ve samimiyetle yazılmış hissi uyandırıyor okuyunca.Guzel bır kurgu , finalde aktarılmak istenen sonuc ; zorlamadan, kendiliğinden okurken oluveriyor ...Ben bu şekildeki yazıları seviyorum; doğal...
Kutlarım
Saygılarımla
Turgay COŞKUN
Benim tüm şiir, öykü , deneme ve her tür yazılarımda yaşanmışlık mutlaktır. Hayali konuları istesem de alamıyorum. Hayali kurgularla yazdığımda bana çok çiğ geliyor kendi yazılarım. O bakımdan ya kendimin ya da çok çok yakınlarımın bizzat şahit olduğum yaşanmışlıklarıdır konularım...
Her zaman yazı ve şiirlerde buluşmak üzere...
Saygılar...
İpekyildiz
Saygılarımla
Yazıyı eklediğinden itibaren gelip gidip okuyorum bu öyküyü Turgay. Hani "Bu yazıda kendimi buldum" gibi bir klasik söz vardır ya, ben gerçekten kumrularda ve bu öyküde kendimi buldum. İçerdeki kumru oldum, dışardaki kumru oldum, empati yaptım sürekli.
Düşündüm de; içerdeki kumru ne acılar çekti kim bilir? Esaretten, açlıktan, susuzluktan değil çektikleri bence. İçerdeki kumru aşar bir şekilde onları. Tek derdi özlediği eşine kavuşmak idi ve o nedenle camlara doğru uçuyordu mutlaka. Dışardakinin de özlemini biliyordur çünkü.
Ya dışardaki zavallı eş kumru? Sevdiği esir, sevdiği çaresiz... Yardım edemiyor, ulaşamıyor, dokunamıyor; kendisi de çaresiz...
Parçalanmaz mı yürek? O seyre dayanırmı insan kalbi? İyi ki yokmuşsun orada. Benim tanıdığım Turgay, bir telefonla böyle güzel bir öykü yazdıysa, orada olsa bu duygusallıkla roman yazardı. Tıpkı ben gibi. Ben de okumakla bunları düşünebildiysem...
Hem biliyor musun? Hayvanlar aleminde insana en yakın kuş kumrulardır.Aşklarıyla, sevgileriyle ünlenmişlerdir biz insanlar arasında. Hatta örnek bile olmuşlardır sevgiyi bilmeyenlere.
İki birbirini çok seven insanı tanımlarken yerleşen deyimi boşa icat etmemiş insanoğlu binlerce yıldır. Hani birbirini çok sevenlere, koklaşanlara, sevginin doruğuna erenlere "Kumru gibi", "Çifte kumrular" deriz ya...
Keşke diyorum tüm sevgiler, kumru sevgisinin asaletinde olsa. Tüm duygular ve duygusallıklar kumru asaleti gibi yoğun olsa. Sevdalılar kumrular gibi birbirini özlese ve hayatı müşterek saysa...
Yine harika bir öykü yazdın ve beni de uzun uzun bir yorum yazmak zorunda bırakıp işimden ettin... :)))
Şaka tabii ki. Öykülerindeki güzellik uzun yorumlara da, işlerin gecikmesine de değer...
Tebrik ediyorum; öyküleri yüreği gibi güzel olan Turgay'ı.
Sevgilerimle...
Turgay COŞKUN
Turgay COŞKUN
Herseyin basi sevgi
tipki saglik gibi...
insani duygulara büründüren, unutulmuslugu hatirlatan yazi.
Tebrik ediyorum
saygilarimla
Turgay COŞKUN
Tebrikler, değerli yazınıza hoşgeldin kurdelesi çok yakışmış.
Yeni yazılarınızda görüşme dileğiyle, saygılar.
Turgay COŞKUN
Saygı değer Turgay Bey, öykünüz çok güzeldi. O manada güne gelmenize çok sevindim. Sizi görmek güzel burada. Saygılar ve tebrikler
Turgay COŞKUN
Öncelikle hoşgeldiniz diyorum.
Sonrasın da ise ,sizi aramız da görmek onur verici..
Başarılarınızın devamını dilerim.
Saygılar/Hürmetler
Turgay COŞKUN
Ben de üye olduğum ilk günler sizin yorumlarınızdan güç alıyordum. Tekrar hoşgeldiniz. Güne çok yakışan öykünüzü tekrar kutlarım. Saygılarımla.
Turgay COŞKUN
Teşekkür ediyor saygılar sunuyorum...
"Günah ve veballerimin dostluk kırıntısı gibi görünmesi dileklerimle HOŞÇAKALIN... ŞİMDİLİK... :)))"
Demiştiniz...
* * * * * * * *
Sizi yeniden görmek ne güzel. Üstelik güzel bir öyküyle.
Hoş geldiniz.
Kutluyorum.
Aynur Engindeniz tarafından 6/24/2011 2:08:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
Turgay COŞKUN
Aynur Engindeniz
Son bir yıl içinde son derece yetenekli arkadaşlar katıldı aramıza. Bu güzel ortam daha da renklendi. Eminim bu halini eskisinden daha çok seveceksiniz.
Tekrar hoş geldiniz.
Birilerine hakaret etmek isterken veya küçümseme göstergesi, kuş beyinli işte derler.
Ama çoğumuz bir kuş kadar bile olamayız işte.
Güzel ve duysuyal bir yazıydı... Teşekkürlerim sevginin gücünü bir kez daha hatırlattığınız için.
Turgay COŞKUN
Turgay COŞKUN
çoook uzun bir ardan sonrayeniden hoşgelmişiniz kıymetli yazar
Tek çözüm sevgi… Her şeyde… Her zaman…
evet dünyanın nede çok ihtiyacı var bu sevgiye değil mi?
daim sevgi ve muhabbet ile
saygılar ççok,dua üzre kalın inş...
Turgay COŞKUN
Mehtap Yıldız
nisyandan beriyizdir inş
ahde vefa imanın ta kendisi çünkü
sizlerde unutmayın inş
dua üzre...
Turgay bey hoş geldiniz, güzel bir öyküyle.
Kumruları hep sevmişimdir, onların guruldanmaları, insana yakınlıkları.
Bir gün evimin salonunda oturuyorum, bir kaç sene önce.Salonun balkon kapısı açık, sitemizin bahçesi ağaçlıklı.
Elimdeki kitaptan, birinin bana baktığını hissettiğim için başımı kaldırdım.Balkon kapısının tülü rüzgardan içeri doğru uçmuş, kumrunun biriyle gözgöze geldim.
Onun canını yakmadan nasıl uğraştım bir bilseniz, koşarak balkona çıktı, balkonum köşe, iki cephede de sadece iki kanat cam açık.Panjurlar güneşi tutması için çadır gibi ileri açık, onu korkutmadan çıkarmak için oldukça uğraşmıştım.
Yazınızı okuyunca aklıma geldi.Selam ve saygılar...
Turgay COŞKUN
Sizleri ve yorumlarınızı gördükçe mutlu oluyorum.. Umuyorum sağlıklı bir şekilde yazılarımıza devam ederiz... Selamlar...
Kumrular konu edilerek, sevgi ilmek ilmek işlenmiş yazı aralarına. Güzel, sevgi dolu bir öyküyle hoş geldin Turgay.
Tebrik ediyorum.
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Öykü; çok güzeldi. O kadar yalın anlatmışsın ki öyküye çok yakışmış. Birbirlerini tamamlamışlar.
Kutluyorum, Turgay. Selamlar kalemine.
Turgay COŞKUN
Turgay COŞKUN
hOŞGELDİNİZ ÜSTADIM. ÖZLEDİK YAZILARINIZI. GÜZEL BİR ÖYKÜYDÜ YİNE. KEYF ALARAK OKUDUM. GERÇEKTEN DE SEVGİ, HER KAPIYI AÇABİLECEK SİHİRLİ BİR ANAHTARDIR. SELAMLAR EFENDİM.
Turgay COŞKUN
kumru denince
sular bir başka akıyor benim gönlümde
akıcı bir anlatım, anlamlı bir yazı
hoşgeldin dost kalem hoşgeldin
selam ve saygı ile her dem
Turgay COŞKUN
Sizin yazılarınızı okumayı çok seviyorum. Anlatımınız sanki olayı yaşatıyor. Titiz bir çalışmaydı ve kumrular için çok sevindim. Tebrik ederim. Saygı ve selamlarımla.
Turgay COŞKUN
Uzun bir aradan sonra sizin yazılarınızla tekrar buluşmak harika bir duygu... Hoşgeldiniz...
Yine güzel bir yazıydı.
Selamlar...