- 1039 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATIMDAN KARELER 12
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yazın yine tarlalarda çalışmakla geçti..Bir haftalığına gittim babama..O da Hamit muhabbetiyle geçti..Babam olmaz diyor başka bir şey demiyordu..Köye geri döndüm..
Annem de babamdan farklı düşünmüyordu..üzerimde baskı vardı sürekli..Hamit ise üzerimdeki baskının farkına varmış,o da kendince haklı olarak benden evlilik için söz bekliyordu..Bir gün üniversite sonuçlarının geldiğini duydum..Benimki de gelmişti..
İstediğim yer tutmuyordu..Gülay da aynı şekilde istediği yeri tutturamamıştı..Kütahya
Seramik yüksek okuluna müracaat için gidecek olduk..Üç kız Eskişehir den diplomaları aldık ve Kütahya ya geldik..Annemin parası yoktu..kulağımda altın küpelerim vardı sattım onunla gitmiştim..Uçuk bir miktarda okul kayıt ücreti istediler ki girip giremeyeceğimiz belli değil..Üçümüzde vazgeçtik kayıt yaptırmadan köye döndük..Polislik için müracaat yaptım..12 eylül inkilabıyla rafa kalktı.. Bütün eleman alımları durdurulmuştu..Hatta Hamit o tarihte termik santrale işçi alımı için sınava girecekti ve sınav iptal edilmişti..o kadar kötü zamanlamaydı.Tekrar kurs alayım üniversite sınavı için dedim 8000 TL idi o tarihte kurs parası..Annem veremem param yok dedi..Babam ise artık benden isteme..ben kendimi zor bakıyorum dedi..
Üniversite hayallerim suya düştü..10 parmak daktilo kursu aldım ve başarıyla bitirdim..
Kurs aldığım dönemde Hamit beni istetti ve nişanlandık..(tabii ben istediğim için)
Birkaç yere iş başvurusu yaptım ama işçi alımı durdurulduğu için hiçbir yere giremedim..
80 yılında mezun oldum 81 yılı 24 mayıs ta evlendim..Tam 18 yaşındaydım.Neden bu kadar acele ettiniz demeyin..Ben de neden hemen evlendiğimi açıkçası bilmiyorum..Herkesi reddettim ve canımdan çok sevdiğim kişiyle evlenecektim..Altın-bilezik istemedim..Sadece bir tane yüzük aldırdım..Çünkü Hamit in maddi durumu iyi değildi..Annesi babası da ayrı olunca borcunu ödemek yine bize düşecek, masraf olmasın diye uğraştım..Düğünümüzün günü geldi..O kadar güzel gelin olmuştum ki herkes hayran kalmıştı..Ama babam ne yazık ki gelmedi..En mutlu günümde beni yalnız bırakmıştı..Aslında o benim yanımda değildi ama ben onu hep yanımdaymış gibi görmüştüm..O kadar üzüldüm ki..İki gün düğün boyunca hep ağladım..Hep birisi gelecek’’geldi baban diyecek’’ diye bekledim..Bizde babalar kızlarının duvağını dualar okuyarak uğurlar evden..Benim duvağımı uzaktan akrabamız (Allah rahmet eylesin)olan Hasan amca örtmüştü kafama..Çok zor geldi bana..Ağlamamı dayanamayan annem’’ neden ağlıyorsun yeter artık’’ diye yumrukla gelin çıkarırlarken dövmüştü beni..Gittim Hamit in evine..Adettendir kız ardı yapılmadan aileden birisini görmek iyi değilmiş..Bir hafta annemi göremedim..Dövse de bir tane annem vardı başka kimim vardı ki..Çeyizimi yapmış,düğünümü yapmış ve beni yüz akıyla gelin etmişti..Annem için büyük mutluluktu..Bir hafta sonra kız ardı yaptık..Annemi ilk gördüğümde o kadar ağladım ki..Evdekiler
_‘’bak annen yine dövecek ha ‘’diye espri yaptılar..
_’’Olsun anaların vurduğu yerde gül biter’’dedim..
Evimiz Hamit in anneannesinin bahçesindeydi..Borç dert düğün öncesi yaptırmıştı evi..
Yeni gelin olduğumuz için beraber yer içerdik..Eve sadece yatmaya gidiyorduk..
Yaz günü olduğu için başka yapacak iş olmadığından yine tütün tarlasında buldum kendimi..Çok zor olmasına rağmen ekmek paramız diye severek yaptığım bir iştir tütüncülük..Kendi tarlamız ve kendi tütünümüz vardı artık…Beraber çalışıp tabiri caizse adam olacaktık..15 günlük gelin idim tarlaya ilk gün çapaya gidişimdi..Haziran ayı olduğu için çok sıcaktı..Hamit
-‘’yeter artık eve gidelim çok sıcak’’dedi..Bende
-‘’on defa gelip gitmeyelim az kaldı bitirelim öyle gidelim’’ dedim..
Canı çok kıymetliydi..Hemen kaçacak..ben de başladığım işi bitirmek istiyordum..
Başladık tarlada tartışmaya..İlk defa başka bir yüzünü gördüm..Üzerime yürüdü ve iki tokat attı ..Beni de tarlada bırakıp gitti…Hiç suçum yok iken neden beni vurduğunu hala anlam veremem..Kendisine de söylemişimdir..Olduğum yere oturdum öyle ağladım ki..Şaşkındım..Üç senedir sevdiğim ve onun için nelere katlandığımı düşündüm..Yavaşça oturduğum yerden kalktım..Arkasından eve geldim..Evin kapısını kilitlemiş içeriye giremedim..Nineye gittim..Onlara’’anasının yanına gitti’’demiş..Nine yemek ye diye ısrar etti..Aç karnım tok olmuştu..Durumu anlattım..Hamit e kızdılar ama yaşlı insanların elinden gelen bir şey yok tabi ki..Anneme gideyim mi diye düşündüm..Annemin yüzüne nasıl bakardım..Nine içimden geçenleri anlamış olacak ki dedeye sen git kapıyı açsın diye söylendi.Dedeyle gittik ve kapıyı açtı..Yanlış yaptım galiba diye içimden geçirdim..Okulda okuduğum için yemek yapması da bilmiyordum açıkçası..Terli olduğu için duş almış ve sırtından çıkardıklarını koymuş bir kenara..Çamaşır makinem,şofbenim bile yoktu..Hemen ocağa su koydum kazanla ..su kaynadı onun çamaşırlarını yıkadım..kendi sırtımdan çıkanları yıkadım..Ogün akşama kadar uyudu..Kalan çapayı ertesi günü yaptık..Bir yandan harmanda geldi..Çalışmaktan ayakta uyuyorduk..O yaz kavga dövüş tütünü bitirdik ve kışa doğru pamuğa gidecek olduk..Düğün borcu çok..Eşyalarımızı hazırladık göç ettik dalaman ovasına..Hayatımda ilk defa pamuk nasıl yetiştirilir-toplanır o zaman gördüm…Girdik baraka evlerin birine..Bir odada 6 kişi kalıyorduk..Eşim-ben-görümcem-kayınım(annesinden olma kardeşleri)-eşimin üvey babasının erkek kardeşiyle bir de eşi vardı..Aynı odada hem yemek yapıyor hem yatım kalkıyorduk..Çok kötü günlerdi..Hatırladıkça nasıl yaşamışım o günleri diyorum…Sabah saat 5 de kalkıyorduk çiyli toplamak gerekiyormuş akşama kadar topluyor akşam kantara veriyorduk..Kaç kilo topladıysak hesabımıza yazılıyordu..Akşam ovadan eve dönüyor sırayla banyo ediyorduk..(banyo bir tane idi..)bir yandan akşam yemeği hazırlıyor bir yandan ertesi günü ovada öğleyin yiyeceğimiz yemeği hazırlıyorduk..Sabah yine erkenden kalkıp kahvaltı falan etmeden ovaya gidiyorduk..Ama asla neden ben bu şekilde çalışıyorum demedim..Hiç hayatımdan şikayetçi olmadım… Kurban bayramını dalaman ovasında geçirmiştik..Bir gün köyden kayınvalidem yiyecek bir şeyler göndermiş.. İçine kurban eti kavurması koymuş..Akşam eve geldik..Hepsi yıkandı en sona ben kaldım..Ben banyodayken et kavurmasını yemişler..Benim için bir lokma bile ayırmamışlar..Hadi diğerleri düşünmedi Hamit nasıl beni düşünmedi diye çok zoruma gitti..Et kokusu da o küçücük odaya sinmişti..Sabaha kadar kokusu çıkmadı..O yokken boğazımdan bir lokma yemeyen ben…Akşam hiçbir şey yemeden yattım..Benim kızdığı anlayan görümce abisine bir sürü laflar etmiş ve kışkırtmış üzerime saldı..Hamit
-‘’sen niye küsüyorsun’’diye söylendi..Bende
-‘’sen niye beni düşünüp bir lokmacık ayırmadın’’dediğimde..
-‘’zamanında geleceksin’’dedi..Baktım ki bir şeyler daha desem beni dövecek..Öfkeleniyordu..Ağlamakla geçiyordu günlerim..Sevgimin karşılığı bumu olmalıydı.
İkinci bir yüzünü görüyordum..Mutluluğumuz için elimden geleni yapıyor,onlara ayak uydurmaya çalışıyordum ama gelgelelim Hamit beyin eyvallahı yoktu..Gurur ise almış başını gitmiş,dik kafalı ve kendi bildiklerini doğru bilen birisi vardı karşımda..Bir de kaba kuvveti bir şey sanıyordu..Her gün beni daha fazla şaşkına uğratıyordu..Hani derler ya ‘’bir insanın kendi kendine yaptığını koskoca köy üstüne düşse yapamazmış’’diye..Ben de kendim ettim kendim bulmuştum..Şikayet yok dedim..
‘’YA SABIR’’dedim
SIDIKA EMEK
YORUMLAR
sevgili dostum,
hep derim kadınlar çok güçlüdür diye.ve yine sizin yazdıklarınızdan bir örneğini görüyorum kadının ne güçlü ne fedakar ne sevgi dolu bir varlık olduğunu.karşılık görmesek de,hayal kırıklığına uğrasak da,koparılsakda dalımızdan inatla hep iyiyi hayal edip iyi olacak diye katlanırız bazı şeylere.ufak tefek mutluluk kırıntılarına tutunuruz.ben diğer arkadaşlar gibi iyimser deilim.daha iyiye deil gittikçe daha artacağını düşünüyorum acılarının.
doz farkıyla yaşanmışlıkların deneyimi belkide.
(küçücük bir örnek,lohusayı 2. kızıma emziriyorum acıktım dedim eşime tmm dedi.bekliyorum içim kıyıldı bir tost yapacaktı.içeri girdim bir baktımki ailece oturmuş tost yiyorlar.onlarda acıkmış yazık ,eee ne olmuş yesinler banada yapacaklarmış.:)) )işte sevgili dost hayat bu pek çok kadın için.dedim ya doz farkıyla da olsa çokça da değişen bir şey yok.kadın hep fedakar hep verici,erkek 'genelde diyeyim herkesi bu kefeye koymuyayım yinede'bencil.
seçkiyi haketmiş yazın diğerleride öyleydi bence
sabırsızlıkla bekliyorum yazılarını.her ne kadar gidişatını tahmin etsem de
Anlattığınız bir çok kadının yaşadığı, yaşarken acısı tavana vuran, yıllar sonra anlatılırken de hikaye tadında gülüp geçilen....
geçmişe dönüp baktığınız da öfkeyle dövebilecek birilerini arıyor ,sonrada hafifçe gülümsüyorsunuz....hayat bu.....
susarak değil yüksek sesle okudum…ee…artık sesimiz yükseldi:)
yüreğiniz gibi yazınızın akışına tebrikler...
saygılar
kadın olmak zor bu memlekette şehirlisiyle köylüsüyle okumuş cahiliyle...kadınmısın her türlü sıkıntıyı çekmeye adaysın.
yazı sade yalın ve yaşanmış bir gerçek öyküyü anlatıyordu.sizin veya başkasının olabilir .anadoludaki binlerce ayşe, fatmanın...
günün yazısı olması güzel
ama benim dikkatimi çeken yazının yalınlığı idi
devamı güzel gelir diyecem ama ...anlattıklarınıza bakılırsa pekte güzel bitmeyecek gibi...
ses olmuşsunuz binlerce yüreğe
kutlarım sizi
sevgiler.
Hiç hayatımdan şikayetçi olmadım…
Sevgili kalem arkadaşım,bağrı yanık dostum;
tam da yeni yazdığım şiirimi edebiyat defterine tıklamıştımki ana sayfada sizin yazınızla karşılaştım.
Yine dikkatlice içime sindire sindire okudum.Bu yazınız-
da yine hüzün yumağı ile uçurumdan aşağıya yuvarlanmaya
başladım adeta...
Yukardaki cümleniz:"Hiç hayatımdan şikayetçi olmadım"
Bu anadolu kadının özelliklerini tek cümlede özetliyor.
Çünkü anadolu kadını öyledir.Hiç şikayetçi olmaz.
Yazdıklarınız,insanın gerçekle ne derce yalın bir şekilde
yüzleştiğini anlatıyor.Allah,kaleminize güç versin.Saygıla-
rım ve sevgilerimle...