- 356 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AÇIKLAMA TADINDA
Aslında yazacak binlerce konu var. Ve hazırda bekleyen onlarca makalemiz var yayınlanacak. Ama madem maksat faydalı olabilmek, ve maksat hizmet edebilmek kendi halkına ve toplumuna, işte o zaman işin boyutu değişiyor.
Şu an bilgisayarımda kayıtlı onlarca deneme türü yazım var. Sırayla yayınlayacağız elbette. Lakin mermere damlayan damlalar güçlü olmadıgı halde delebiliyorsa mermeri, işte aynı konuyu etraflı ve defalarca işlemekte zalimin zulmüne bir gedik açacaktır kanımca. Bu yüzden konularım paralellik arz ediyor. Bu yüzden aynı şeytanları defalarca yazıyorum. Defalarca yazıyorum ve zihinlere kazıyorum..
Ülkemizin her türlü bilgi , kültür, tarih ve enerji alt yapısına sahip olduguna inandım hep. Doğruluğundan emin olduğum için inandım. İnandığım için doğru kabul etmedim. Kendi kültürümüze gençliğimize ve değerlerimize sahip çıkarak ta modern olunabileceğini ve birilerinin bizi böyle kabul etmek zorunda olduğunu haykırdım.
Hiç kimse için kendimizi şekilden şekle sokmaya gerek olmadığını söyledim. İyi ki söyledim. Yarın ahirette en azından kalemin hakkını vermeye çalıştığım için daha kolay olur umarım sorgu ve sualimiz.
Lanet olsun kendini benlikten kurtaramayan nefse. Ve lanet olsun ALLAH düşmanlarına.
KISA KISA / 2
Bizim Haşmet BABAOĞLU nun sabahları yaptığı gibi kızarmış ekmek yapacak makinamız yok. Hani çok pahalı değil ama öyle bir keyfimiz yok yani. Bizim Mehmet Ali BİRAND gibi Ergenekon davasının inandırıcılığından şüphemiz de yok. Biliyoruz savcılar işini yapıyor. Ülkemizde yargının bağımsızlığını tartıştı çok insan ama madem Akp ye dava açan yargı bağımsız, o zaman Ergenekon üzerine giden yargıda bağımsızdır bana göre. En azından böyle inanmak gerekir değil mi?
Biz kaliteli siyaset istiyoruz ülkemizde. Ana muhalefet parti liderinin Ergenekon davasında anlamsız feryatlar etmesini makul karşılamıyoruz. İsrail nükleer silahlarını kardeşlerimizin üzerinde denerken kızarmış ekmek keyfimiz de olmuyor. Ve Ergenekon un inandırıcılığını tartışmıyoruz BİRAND gibi. Tabi BİRAND ın ‘Rus casusu’ suçlamalarına cevap vermesi lazım ilk önce değil mi? Evet kızarmış ekmek getirsin Haşmet BABAOĞLU ona. Kafası daha iyi çalışır ve köşesinde daha makul yazılar yazar böylece.
Hadi geçtik kızarmış ekmekleri ve BAYKAL ve BİRAND ları. Daha farklı bir konuya daha girelim beraberce.
Adını görevi gereği veremeyeceğim bir dostum var. Bilgisayar proğramlama ve kod yazılımı konusunda kendini ve toplumu aşmış, kozmopolitik birisi. Bir o kadar da mütevazi ve çekingen bir arkadaş. Bazı ulusal kanalların web tasarımını yapacak kadar da meşhur. Onunla bir gün Türk Savaş uçaklarının yazılımları hakkında görüşmüştük. ‘Savaş uçaklarımızın kodları İsrail in elinde’ demişti bana. ‘İsteseler tek tuş la uçaklarımızı uçamaz hale getirirler’ diye devam etmişti sözlerine. Evet bu çok acı bir konu dostlar. Biz İsrail ile anlamsız anlaşmalar yaparken, Konya da onların pilotlarını eğitirken, anlamsız kazalarla onlarca uçağımız düşerken, onlar kardeşlerimizi bombalamaya devam ediyorlar. Aldıkları eğitimin hakkını vererek !
Arkadaşım en acı lafını en son da söylemişti ; ‘ onların milyon dolarlara yaptığı yazılımları binlerce kez daha ucuza yapabilirim’
Çok üzülmüştüm o an. Biliyordum o arkadaşım Microsoft tarafından bir nimetti ve ondan haberleri olsa belki çoktan götürmüşlerdi. Ama gençliğimizin bilgilerinin göç etmesine mi üzülecektik yoksa sahip çıkmadığımıza mı ?
Son olarak girmek istediğim konu ise cephanelik meselesi ;
Her ülkenin savaş ihtimaline karşı hazırladığı gizli taktikleri ve birimleri vardır. Olmak zorundadır. Ülkelerde özel birimler vardır ve savaş halinde halkı savaşa karşı örgütlemek gibi çok anlamlı görevleri vardır. Kafama takılan şu ? Bizler acaba Ergenekon ya da Gladyo avına çıkıyoruz diye yoksa kendi gizli iç dinamiklerimizi mi yontuyoruz ? Yoksa Özel birimlerimiz lağv ediliyor da haberimiz mi yok ?
Vesselam ilk defa bu konuda kafam çok karışık. Ve hiç bu kadar At izi ile İt izi birbirine karışmamıştı. Sonuçlarını birlikte göreceğiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.