- 96 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
mesela
kap kara kağıtlara da daha kara kalemler ile yazabilirdim boş vererek , bom boş verseydim okur muydu bembeyazı
uzat başını gökyüzüne gıdından öpeceğim , için titreyerek uyandır güneşi , kıskansın bulutlar içindeki mutluluğu...
başın kalmasın gökyüzünde kıskanırım sana gökyüzünden seni tanımadan kıskanıp sana sensizliği yakıştırıp bakışanları
sıkı tut kendini irkilmesin göğüslerinin ucundan düşer süt tanesi göğsündeki masum şevkatten mahrum bebeksi kalbine
iklimsiz uçurumların ipsiz bulutları yeryüzünde sürünen uçurtmama akmaz mı vadilerinden eritip buzları kor kor ılık ılık ıslaksı ıslak nefesin titrek titrek çığlıkların son baharın yolcusu göl kıyısında kurumaya yüz tutan gölün nisan yağmuruna buhar katılışı...
özenir misin vadilerinin üstündeki bulutlara sağnak sağnak boşalıp sel olur mu göz yaşların kuru toprağımdan topralanıp harmanlansın rüzgarlarının boranları...
Çokça ıslatır toprağın yüzünü göz yaşı yağmurlarım
ne kadar derin gözlerinin içindeki göz bebeklerine esen engin nefeslerin sessiz sesiz yakar buz kesiminde...
kadehimden koklama şimdi üzüm yok bağlarımda ahuzarından taşıyor arzuların sen ...Yakmaya niyetlisin buz bağlarımı
uyuyup kalsın mı , kalabalık ortasına kurulan yalnızlık donsun mu kendi kendi soğuğundan kırılana kadar donup donup
donmasın kırık kadehine yağmaya hazırlanan zerrelerindeki hücrelerinin içinde heyalanlardan cansız kalan heyacanın..
nefesimin teninden gelen masalımsı melodisinde dans eden lanselerin sarnısı mı gece yarısı aşk ortası kayboluşun...
çimeninden içine çekilen mayhoş tatların gögüslemiş prangaları tenindeki toprağını nefesinden ayrılan kuru dudakların seçilen irkilmiş goncalara diken sunacak tohumların... tomurcukların ...
içine çekiyor cesedinden kefenini ayırırcasına ne cesed nede kefen kavgası var hazza maruz kalmış kalp duvarlarında... gel karışssın toprağın toprağıma ... sessiz sessiz yağsın yağmurlar gecenin karanlığına şömine başında ... ışıl ışıl ışıldasın... bir sarmaşığın aşkı saran sinsi aksisedalarında ... denizdeki kaktüslere inat
haykır hıçkır avuçla yerdeki toprağına akan volkan volkan heyacanları tüten büyülü tütsüde aşkın büyülü buğusundasın... seni çıkartsam senden , ne geriye kalır ki seni çıkarttığım senden...
gel karışsın toprağın toğrağıma , yağmur yağdığında bakarız çamurlaşan bedende kim daha hazla , daha fazla fazla
kendinden aşk katmış aşk’ a... kanyonlarında kalyonlarıma esir eyledim benden binbir kürekçi eri , neden yaktın ki
yokluğunun yangınlarının harında kül oldu eyledin oldu hepsi şehit itfaiye eri ...
ne kefen sarılacak tende kaldı beden , ne cesede sarılacak mezar , ne de çelenk koyacak bir yer var ...