- 119 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şatafatlı Camiler, Lüks İbadethaneler
Mekân güzellikleri ancak ve ancak, o mekânın (ticari) itibarını arttırır. Hâsıl olan insanların rabbine olan bağlılığıdır. Eğer o camiye gidenlerin asıl amaçları güzel mekânlarda "Etrafı seyretmek, incelemek ise; zaten amacı da namaz kılmak değilmiş."
(İman) etmenin de bir hükmü vardır, yani hedefi...
Siz müslümanlar. "O ibadethanelerden dışarı çıktığınızda kendinizi tanzim edemiyor ve hayat yaşamınızla ilgili hiçbir şeyi tam olarak değiştirme gayretinde dâhi bulanamıyorsanız, kim için ve ne için (ibadet) ettiğinizi kendinizde bir sorgulayın." Aksi takdirde yönünüzü kaybeder ve hep kendi inançlarınızı tasdik edersiniz. En yakınlarınıza dâhi tahammül edemiyor, çevrenizdeki tüm insanların yaşamlarını sorguluyor ama kendinizde bir başka hatalarla suçlarla yaşamınıza devam ediyorsunuz. "Kendinizde güven arz edemiyor ve özellikle de sizden örnek alacak çevrenizdeki büyük küçük insanların da yanılmasına neden oluyorsunuz."
Buna binaen, bütün sorunların aslında bir temeli vardır ve o temel yıkılmadıkça (yenilenme) sağlanamaz...
Bir sorunu başka bir sorunla çözmek yerine; sorunlara (çözümle) yaklaşın. Yani asıl olarak öğrenmenin önceliğini önce kendinize sonra çevrenize gösterin.
"Bu sunduğum önerinin benim ne gibi bir çıkarıma yarayabilir ki?"
Bütün kitaplarımda; (özellikle de belirttiğim tek menfaatim, herhangi bir insana bir umut olabilmektir.)
"Beni gören, tanıyan, bilen belki birkaç kişidir ama o birkaç kişi belki de milyonlarca kişiye umut olacaktır" diye ümit ediyorum hep!...
"Şatafatlı Camiler" sadece bir konu oldu. Çok fazla ayrıntıya girmek istemiyorum ama! Cami arayan birine "Falancada bir cami var, biraz uzak ama orası daha güzel" demenin hiçbir manası ya da herhangi bir anlamı yok...
Orası bir kafeterya değil.
Orası macera aranacak yer de değil. Orası bir ibadethane, manzara tepesi değil...
"Huzuru, bakış odağında arama!" Huzur ve ibadetini, yalnızca sana can veren Rabbine sığınmak için uygula. "Mutlu olmak istiyorsan, hiçbir beklenti, kasılma ya da karşılığı olmayan iyiliklerde bulun. Hayırlı bir şeyler yap mesela." İçinde (kandırma ve aldatma duygusu olmadan) "Umut arıyorsan, manzaralı yerlerde gez, dolaş, seyret. Hayvanlarla, insanlarla, bitkilerle konuş. Hiçbirinin dili olmasa da, onların da bir canı olduğunu hatırla."
Bazen, diyorum "Keşke bir dostum, sırdaşım olsaydı bu hayatta." Aynı kafadan, aynı yürekten, aynı türden paylaşsaydık hayatı...
"Kendimizi asla yalnız hissetmezdik."
Birbirimize umut olsaydık.
Yazın gölge, kışın kuytu olsaydık.
Birimiz düştüğünde, diğerimiz kaldırsaydı.
Maddi destek değil!. Manevi olabilseydik keşke!...
"İşte o vakit, dünya çok daha lezzetli olurdu."
Umarım bir gün "Beni anlayacak değil; dinleyecek bir dostum olur." Umarım...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.