- 119 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Lut Kavminin Büyük Günahı Neydi?
Hz. Lut (a.s.) Hz. İbrahim’in kardeşinin oğludur. Hz. İbrahim’e ilk tabi olanlardandır.
Hz. Lut, Sedom bölgesine yerleşmiş ve bu kavme peygamber olarak vazifelendirilmiştir. (A’râf,80)
Cenab-ı Hak kadın ile erkeği yaratmış ve nikâh ile birbirine meyletmelerini helal kılmıştır. Ancak Sedomlular sapık, ahlaksız bir kavim olduğundan, erkekler, kadın yerine erkeğe şehvet duyuyorlardı. O bölgeden geçen erkek yolculara sarkıntılık yapıyorlardı. Hayvanlar, hayvanken hemcinsleriyle çiftleşmezken, Sedomlular böylesine iğrenç bir günaha zevk duyarak giriyorlardı.
Hz. Lut(a.s.) Sedomluları doğru yola iletmek için çok gayret gösterdi. Yaptıkları işin çok kötü ve utanç verici olduğunu, nefislerine uymamaları gerektiğini tavsiye etti. Kavmi söz dinlemiyor, yanlışta ısrar ediyordu. Hz. Lut şayet yanlışlıklarında devam ederlerse başlarına büyük bir belanın isabet edeceğini haber verdi. (Şuara,164)
Hz. Lut kavminin hatadan dönmeye, ıslah olmaya hiç niyeti yoktu. Hz. Lut’tan ve inananlardan rahatsız oluyorlar, ahlaksızlıklarını daha rahat yapmak için onları bu beldeden çıkarmak istiyorlardı. Ayrıca Hz. Lut’a meydan okuyor ve o’na: ”Madem bu yaptığımız yanlış, bize gelecek azaptan bahsediyorsun, azabı getir de görelim” (Ankebut,29) diyorlardı.
Hz. Lut elinden gelen her şeyi yapmıştı. Kavminden ümidini kesince onlara beddua etti. Artık onları beladan başka bir şey beklemiyordu.
Bir gün Hz. Lut’un yanına hiç tanımadığı üç parlak genç geldi. Tanışmadığı bu yabancılar kendisine misafir olmak istiyorlardı. Misafiri çok seven Hz. Lut gençleri görünce sapık kavmi aklına geldi. Bu gençlere tecavüz etmeye kalkışırlarsa ne yapacaktı. Bunları düşününce göğsü sıkışmıştı.
Fakat maalesef Hz. Lut’un hain karısı Vâhile, sapık kavmine gelen gençleri haber verdi. Hz. Lut’a gerçek anlamda iman etmediğinden, ona bu tür sapıklıklar normal geliyordu. Sedomluların bu haber karşısında çok sevindiler ve akbabaların leşe hücum etmesi gibi, Hz. Lut’un evine hücum ettiler. Evin etrafını sararak, misafirlerin teslim edilmesini istediler. Hz. Lut büyük bir üzüntü içinde çare arıyordu. Misafirlerini sapık kavmine teslim edemezdi. Onlara helal olan hanımlarından meşru ölçüler içinde istifade etmelerini teklif etti. Gözü dönmüş Sedomlular kızları değil erkekleri istiyorlardı. Hz. Lut çok aciz kalmıştı. Gücü yetseydi hepsinle mücadele edecekti. (Hicr,67-69; Hûd,79)
Onu daha fazla sıkıntıya sokmamak için misafirleri ”Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle yola çıkıp yürü. Karından başka sizden hiçbiri geri kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan azap şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara va’dedilen yok edilme zamanı sabahtır. Sabah yakın değil mi?” (Hûd,81) dediler.
Hz. Lut rahatlamıştı, kapıyı artık gönül rahatlığıyla açabilirdi. Kapı açılınca Sedomlular evin içine doldular. Hz. Cebrail onların yüzlerine kanat çırpınca, gözleri kör oldu. (Kamer,37)
İnananlar gece yola çıktılar, Hz. Lut karısını gelmeye ikna edememişti. Kavmini önüne katarak ve asla geride bıraktıklarını düşünmeyerek Allah’ın emrettiği yöne doğru gittiler.
Sedomlulara vaat edilen azap sabah vakti geldi. Cebrail (a.s.) o beldeyi kanadına takıp havalandırarak altını üstüne getirdi. İnsanların üzerine ateşte pişmiş kızgın taşlar yağdı. Taşlar yağmur gibi ardı ardına geliyordu. Ortalık aydınlanıncaya kadar bu durum devam etti. Bir azgın topluluk daha böylece helâk olup, yok olmuştu. (A’râf,84, Neml,58; Şuara,170)
Cenab-ı Hak bu yaşanan olayı Kuran’da bizlere örnek olması için ifade etmiştir. Fakat ne yazık ki, bu yanlışlık aile hayatımızı ve toplumu mahvederek bütün hızıyla devam etmektedir. Ayrıca bu yanlışı yapanlar sanki kabahatin kendilerine ait olmadığını ve bu tercihi Yaratanın verdiğini ifade ederek suçlama boyutuna kadar gitmektedirler.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.