- 185 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BIÇAK
Yandaklı’nın armıdının dibinden Bilent’le İmam Ali’nin oğlu Turgay’ı daşa bastırdım. Ben yukardaydım. Onlar aşağıdaydı. Atılan taşların biri isabet etse anacığım dedirtmeden dığırdakoyardı. Ben saldırdım. Bilent’i yakalayıp çökecektim. Elime Bilamin geçti. Hırsla galdırıp yere çaldım. Turgay’ı da üstüne yatırdım. Birkaç defa vurdum. Bilamin en altaydı. Sürekli bağırıyordu. Yorulunca gavgayı bıraktık. Yandaklı’nın Harmanı’na oturduk. Kavga ettiğimize pişman gibiydik. Ersin anamla kavga etmişti. Sürekli satılan malın parasından para alıp götürüp bankaya yatırırdı. Sürekli birikim peşindeydi. İnşaata gidip çalışırdı. Havalandırma sistemlerinde çalışırdı. Bu yüzden anam ona tenekeci derdi. Daha eskiden çok yiyip içtiği için harzavul da denirdi. Bu lafa çok alınırdı. Söyleyene ana avrat söverdi. Bir defasında tıraşlamanın taraşını yaparken Köse Memmet harzavul deyince ona ana avrat sövmüştü. Köse Memmet de elindeki paltayı fırlatıp kaşını yarmıştı. Nolur nolmaz diye doktora da götürmüştü.Evde besleme bir çebiç vardı. Bu çebici Paşa Ehmet üç liraya satın almıştı. Ersin Dırıl’dan aşıp parayı bankaya yatırmıştı. Anam çekişti. Küplere bindi. Ersin güçcük odaya geçti. Kapıyı kilitledi. Anam bir iki depik vurdu gapıya. Ersin yorganın altına girdi. Tıstıs ederek uyumaya çalışıyordu. Bilent’le Turgay’ın kendi aralarında konuşmalarının hepsine gulak misafiri olmuştu. Konuşmalarının içinde benim adım geçiyordu. Beni dövmenin guramağını guruyorlardı. Ben gardaşımı kimseye döğdürmem. Onları diler atarım diye öfkelendi. Kapıyı açtı. Anam goyunu açıp yaymaya götürmüştü. Mutfaktan yemek bucağını cöbüne koydu. Nolur nolmazdı kavga. Ya bıçak çekselerdi. En azından gendini gorurdu. Bucak gara saplıydı. Ağzı gapanabilirdi. Ceciğinde gırmızı ip vardı. Bıcağı babam demirciden almıştı. Ağzı da kördü. İyeğ sürtersen keskinleşiyordu. Biz sakinleşmiştik. Laf ediyorduk. Ersin Siğirmalık tarafındaki çiğirden hızlı hızlı geliyordu. Çok yorulmuştu. Ganter içindeydi.Yüzü gözü gararmıştı. Hem yorgun hem öfkeliydi. Ayağında kırk bir numara gara lastik vardı. Ayağı terliydi. Çorap giymediği için ayakkabı dönüp duruyordu. Gara şalvarı vardı. Üstünde ala mintanı vardı. Yüzü kirli sakallıydı. Gıllar seyrekti ve gızıldı. Saçları uzayınca gıvırcıklaşırdı. Herkes onu anama benzetirdi. Anam gafası atınca çok sinirlenip lağap takardı. Zanapalı, Harzavul derdi. Bu lafları duyunca delirirdi. İyice yaklaştı. Gözü ,yüzü yorgunluktan gapgara olmuştu. Nefes nefeseydi. Bıcağı şalvarın cebinde elinin içinde tutuyordu. Bilent’e bir tene vurunca ana avrat sömesine dayanamayıp bıçağı galçasına sapladı. Bıçak bir santim kadar içeri girdi. Deriyi deldi ancak bağırsaklara ulaşmadı. Kan akmaya başladı. Ben de Turgay mahkemede şahitlik etmesin o da gavganın içinde olsun diye aklıma getirdim. Üstümüze görgü şahitliği yapacaktı. Yerde bir ardıç dingili vardı. Kurumuştu ve hafifti. Ben bu ardıç sopasını Turgay’a birkaç defa vurunca kırıla kırıla kısacık kaldı. Elimdeki odun parçasını da fırlattım. Bilent’in şalvarı kan oldu. Ayakkabının içi kanla doluverdi. Babasına çağırdı. Onbaşı Onbaşı buraya gel , yetiş yetiş diyordu. Koşa koşa eve gadar geldiler. Cangam çoğaldı evde. Herkes bir panikti. Kanayan yeri çapıtla sardılar. Kanama biraz hafiflemişti. Necati köyün içine araba bulmaya gitti. Çiki Erol yeni Gadirli’den gelmişti. Hemen münibüsü çalıştırıp Çiki Mustafa’nın evinin oraya geldi. İmam Ali , Onbaşı, Körün Gızı da Bilent’i araba alağına indirdiler. Necati , Bilent’in yanına binip doğru Andırın’a acile geldiler. Doktor Kenan Demirci yarayı açtı. Tendirdiyot döküp temizledi. Tampon yapıp kanamayı durdurdu. Bıçak yarasına üç dikiş attı. Bilent hem korkmuştu hem de terliyordu. Benzi iyice sararmıştı. Karnı da açtı. Tansiyonu da düşmüştü. Yara pansuman edilip sarıldı. Nolmuş diye soranlara bıçaklanmış diyorlardı. Serum bağlandı. Ağrı kesici verildi. Kesik bölgenin filmi çekildi. Doktor gorkulacak bir durum yok ancak müşahade altında dutacağız dedi. İmam Ali , Erol ve Şalvar Necati hastane bahçesinde birer sigara yaktılar. Ağızları sövmekten köpürmüştü. Bizi yakalasalar sağ bırakmazlardı.Doktor adli vaka olarak kayda geçti. Hastane polisi Çokak jandarmasına habar verdi.Garagol kumandanı Cemalettin Tuzcu Bilent’in ve Necati’nin ifadesini aldı. Hastaneden çıkınca Andırın merkez garagoluna götürüldüler ve ifadeleri tekrar alındı. Garagola sonradan Onbaşı geldi. Ailede kim varsa hepimizin adını verdi. Ersin’le ben iyice gorkuyorduk. Bizi ya şikayet ederseler ya da Bilamin’e bir şey olursa . Gırpır’dan geçip Tespili Yaka’ya davar damının oraya geldik. Tespili Yaka ağallıydı. Ağalın Paşa’dan tarafı köşesinde çiğirin içinde delikli bir daş vardı. Bilamin’e saplanan bıçağı daşın yarığına sakladık. Davarlar Fındık’ın tarlasına inmeye başlamıştı. Sedder Sayım cılbanmış evinin yanındaki tarlanın etrafında goşuyordu. Spor yapıyor gibiydi. Ancak intikam almak için gavgaya antraman yapıyordu. Ersin’e dedim ki Sayım’ı da dövek. Yavaş yavaş aşağıya doğru indik. Sersem gibiydik. Korku içimizde büyümeye başladı. Şaşkın şaşkın yürüdük eve doğru.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.