- 406 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar
Dört yaşındayken yakalandığım romatizma nedeniyle hastalığımın ağır ya da hafif seyretmesine göre beş ay yürüyebiliyorsam üç ay hastalanarak yatağa bağımlı kalıyor ve yürüyemiyordum.
1978 yılından sonra ise yıllarca ağır seyreden hastalığım nedeniyle bir daha ayağa kalkarak yürüyememiş ve hayatımı dört duvar arasında geçirmek zorunda kalmıştım.
O yıllarda evden dışarıya çıkabilmem için bana bir tekerlekli sandalye almak ya da temin etmek hiç kimsenin aklından geçmemişti. Bu durum 1982-83 yıllarına kadar böyle devam etti. O yıllarda Almanya da yaşayan bir akrabanın izine geldiğinde beni görmesiyle hayatımın akışı değişti. Almanya’ya döner dönmez ilk işinin bana bir tekerlekli sandalye alıp getirmek olacağına dair söz vermiş ve bu sözünü de üç ay gibi kısa bir sürede tutarak yerine getirmişti.
Tekerlekli sandalyem gelmeye gelmişti ve o güne kadar da dışarıya çıkmak için can atıyordum. Ancak dışarıya çıktığımda insanların rahatsız edici bakışlarını düşündükçe çıkmaya utanıyor ve cesaret edemiyordum.
Bu durum iki üç hafta kadar sürdü. Sonunda nasıl olduysa tüm cesaretimi toplamış ve evden dışarıya çıkmaya karar vermiştim. Dışarıya çıktığım o günden sonra ağır bir hastalık geçirmedikçe bir daha da evde oturmadım.
Evin içerisinde oturduğum günlerde ise normal bir sandalyeye oturduktan sonra sağlı sollu hareket ettirerek odaları dolaşıyordum. Tek başıma kendi banyomu yapabiliyor, elbiselerimi giyebiliyor, saçımı tarayabiliyor ve ayak tırnaklarımı dahi kesebiliyordum. Kısacası evde tek başıma kendi ihtiyaçlarımı görebilecek durumdaydım. Ev dışında ise kucakta taşınarak götürülüyordum. Sonra ise olan oldu?
Başka kişinin yardımına ihtiyaç duymayan ben, kendi kişisel öz bakım ihtiyaçlarını yapabilen ben ilk tekerlekli sandalyeye oturduktan sonra bir daha bunları yapamaz duruma geldim!
Evet, yanlış okumadınız. Ben yavaş yavaş yapabildiğim her hareketi bir daha yapamaz duruma gelmiştim. Elbise giymeyi, banyo yapmayı, ayak tırnaklarımı kesmeyi bırakın artık tırnaklarımı dahi göremeyecek duruma gelmiştim!
Bu duruma nasıl mı gelmiştim? Bunun tek nedeni benim evden dışarıya çıkmama ve bir nebzede olsa özgürlüğüme kavuşmama neden olan tekerlekli sandalyeyi sağlıksız ve bilinçsizce kullanmam neden olmuştu!
Şunu da belirteyim ki, kollarımı da etkileyen hastalığım nedeniyle tekerlekli sandalyemi tek başıma süremediğim için genelde arkadaşlarım tarafından sürülürdü. Arkadaşlarım eve gelerek beni aldıktan sonra akşam saatlerine kadar gezerdik.
Yağmurun yağması, yerlerin diz boyu çamur olması, kardan dolayı yerlerin buz tutması bizler için engel teşkil etmezdi. Sürekli tekerlekli sandalyede bilinçsizce oturmak ve vakit geçirmek zamanla ben de hareket kısıtlılığına yol açtı. Daha önceleri yapabildiklerimi yavaş yavaş yapamaz hale gelmiştim.
İşte bu nedenle yürüyemeyen bedensel engelliler açısından tekerlekli sandalyenin ne anlam ifade ettiğini ve ne kadar önemli olduğunu yaşamayanlar anlayamazlar. Bununla beraber bilinçsizce kullanıldığında verdiği zararı da bilemezler.
1994-2015 yılları arasında mücadele verdiğimiz Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Malatya Şubesine gelerek tekerlekli sandalye talebinde bulunan engellilerin durumunu çok iyi anlıyordum.
Ancak tek anlayamadığım nokta ise koltuk değneği, baston, protez ya da ortez gibi yardımcı araç gereç kullanarak yürüyebilenlerinde gelerek normal ya da akülü tekerlekli sandalye istemeleriydi!
Bu tür durumda olup da tekerlekli sandalye talebinde bulunan engelliler ile ailelerine yukarıda kendi yaşadıklarımı örnek alınması amacıyla anlatarak ağır aksak da olsa, düşe kalka da olsa yürümesinin daha iyi olacağını söyleyerek taleplerinden vazgeçmelerini söylerdim.
Kendi yerlerinde olmak için ben de dâhil binlerce engelli insanın can attığını anlatmama rağmen, “Yürümekte çok zorlanıyorum”, “Uzak mesafeler için istiyorum”, “Adım atmakta zorlandığım için sık sık düşüyorum”, “Protezlere alışamadım” ve benzeri gibi gerekçeler öne sürerek taleplerinde ısrar ederlerdi.
Yaptığım açıklamadan ve olumsuz yanıtımdan dolayı bir tanesinin dahi bana hak vererek memnun bir vaziyette ayrıldığını görmedim. Geneli de kendi sağlıklarını düşünerek söylediğimin farkında olmadan dargın olarak ayrılırlardı.
Söylediğim açıklamadan dolayı dargın olarak ayrılanlardan bazıları daha sonra yerel idarecilerden, siyasetçilerden, STK yöneticilerinden ya da eş dosttan bazı tanıdıklara arattırarak taleplerine yardımcı olunmasını isterlerdi. Kimileri de taleplerine olumlu yanıt alabilmek amacıyla gelir gelmez tanıdıkların selamını ileterek söze giriş yaparlardı. Ancak hangi yetkilinin, hangi tanıdık dostun selamını getirirlerse getirsinler verdiğimiz yanıt değişmezdi.
Derneğimizden olumlu destek alamayan engellilerden bazılarının başka yerlerden temin ettiklerini gördüğümüz gibi bazen de bilinçsiz bir şekilde duyarlı insanların satın alarak verdiklerini görüp üzülüyorduk. Sadece insani bir duyguyla ve iyi niyetli bir şekilde hareket ederek engellilere yardımcı olma düşüncesinde olan duyarlı insanlar yanlış yaptıklarının bilincinde değillerdi.
Sözün özü olarak, bu tür durumdaki engellilere yardım ettiğini düşünerek tekerlekli sandalye yardımı yapan idareciler, siyasetçiler, STK yöneticileri ya da duyarlı işadamları ile vatandaşlar unutmasınlar ki o insanlara iyilik yerine kötülük yapıyorlar. Yararlı bir şey yapmak istiyorlarken zararlı bir iş yaptıklarını bilsinler. Tekerlekli sandalyeler tamamen yürüyemeyen engellilerin kullanacağı medikal araçlardır. Öyle koltuk değnekleriyle, bastonlarla, protez ya da ortezle yürüyen engellilere leblebi çekirdek verilir gibi verilmez.
Ali Haydar Koyun
Yazar/Engelli Aktivist
YORUMLAR
Ali haydar bey bu güzel yazınızı okurken gençlik yıllarına gittim.
Benim de tekerlekli sandalyeye mahkum bir arkadaşı vardı Hayri adında
Yaklaşık 8 yıl kadar hemen hemen her gün Hayri ile güzel günlerimiz geçti
Hayri küçük yaşta yapılan yanlış bir iğneden dolayı felç kalmıştı onun için el yapımı önden çarklı bir araba yapılmıştı.
ben ve diğer arkadaşlar Hayri ile sürekli takıldığımız için o arabayı kullanmak konusunda profesyonel oluştuk.
O arabanın dili olsa da nereleri gezdiğini bir anlatı verse
Sağlıklı insanları bile gidemiyeceği yerlere götürüyorduk Hayriyi ve o el yapımı arabasını.
Gerçi bizim sayımız fazlaydı kolay oluyordu Diyarbakır ın surlarına çıkarken Hayri ve arabasını taşımak;Veya falaca tepeye dicle nehrine.
Hayri şimdi Diyarbakır vergi dairesinde çalışıyor eskisi gibi sık görüşemesek te telefonla veya karşılıklı ziyaretlerle bağımızı canlı tutuyoruz.
Yazınızda da belirttiğiniz gibi hareket çok önelidir engelli veya sağlıklı insanlar için.
Hareket insanı canlı ve sağlıklı tutar.
Hayri kısmen felçli olduğundan sürekli sol kolunu çalıştırırdı ,bazen bir çimende bazen bir halının üstünde Hayri ile güreşmek veya kol güreşi yapmakta güzeldi. :)
Hayırlı çalışmalar dilerim