- 468 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Nesi Kötü
Atıp tutuyorsun ileri ve geri. Okunmuş şekerler eritiyorsun dudaklarının arasında. Büyük bir kitaplığın karşısında oturup, sıralı sırasız diziyorsun sözcükleri sen.
Hani şu ejderhalar ve devler var ya, onları bile korkutuyorsun. Dipsiz mağaralarda, kaf dağının ardında saklanıyorsun. Zümrüt gagalı kuşlar besliyor, kırmızı şapkanı başında paralıyorsun.
Bir sepet elma ile yolumu kaybetsem, hemen büyük annemin kılığına bürünmüş kurt oluveriyorsun. Uzasa saçlarım azıcık, tellerine tutunup dimağıma tırmanmaya kalkışıyorsun.
İnciler topluyorum mavi sulardan; hepsini satır aralarına yerleştiriyorsun. Çocukluğumdan kalmasın. Evlerin ışıklı sahipsizliklerindensin sen. Gaybın bilinmezliğine dönüşmen gerekiyor.
Bal kabağından arabalara bindirme beni yeter. Başımı döndürme hoş nidalarınla sen. Gece bitmeden, günden hemen önce geri dönmeliyim. Her masalın kahramanı olabiliyormuşum bak gördün mü? Sadece birazcık hayal kurmam kafi.
Hadi şimdi dinle:
Bir varmış, bir yokmuş. Elleri pamuktan, gözleri ufuktanmış zamanın. Kimseler kurtulamazmış ağırlığından.
Kasabalara gelip naylon bebekler satan çerçilerin at arabalarıyla varılabilinecek mesafelermiş uzaklık. Aynadaki buruk yüz de benimmiş.
Senelerce evvelr inanmasaymışım düşlerin gerçekliğine, seneler sonra dikili taş misali kalırmışım ayakta. Yermişim, içermişim. Uyurmuşum da bazan. Kulaklarımda denizin şarkısıyla, koştururmuşum doru tayları ben.
Toprağım suya değince, çamurdan korkmaya başlamışım. Yeşil renkli tılsımlı taşlar da yetişmeseymişler imdada, kapatıldığım zindanlarda çürüyüp gidermişim.
Hangisine inandınsa söyle. Kertenkelelerin diyarına da götürmeliyim seni. Sayıkladığım isimler, ayıkladığım pirinç taşlarından fazlalar. Uçuverse uçurtma, konuversem sihirli sözcüklerine. Sığıversem o valize ben de.
Pilli trenimi, ağaç evimi özledim yine. Bir de; bir de seni. Bildiğim tek güzel masalsın ne yazık. Öğrenemedim daha ve daha olanını. Teksin işte içimde bir yerlerde. Bunun nesi kötü?