- 418 Okunma
- 4 Yorum
- 4 Beğeni
MUSTAFA ABİ
Güneş başını alıp gittikten sonra, toplanırdık köprübaşındaki fersiz sokak lambasının altında. Sohbet eder, hayaller kurardık gelecek adına. Öyle ahım şahım değildi hayallerimiz. Aklımızın erdiği, bilgimizin yettiği kadardı hepsi de. Mesela ben; “TOMMİKS, TEKSAS okunsun babalar analar kızmasın” isterdim. Bu kadardı benim hayalim. Çok dayaklar yemiştim onları okuyorum diye.
Bir Mustafa abimiz vardı. O hepimizden büyük, hepimizden akıllıydı. Aramızda eften püften şeyler yüzünden kavga ettiğimiz olurdu. O bizi barıştırır:
“Yapmayın böyle. Aradan yıllar geçecek, büyüyecek, her birimiz başka yerlere gideceğiz. Bu günlerdeki kavgalarımızı hatırladığımızda üzülürüz. Bir birimizi iyiliklerle hatırlayalım. Yapmayın böyle.” Derdi. Severdik, dinlerdik Mustafa abiyi.
Yıllar sonra dediği oldu. Mustafa abi liseyi bitirdikten sonra. Hava harp okulunun sınavını kazandı. Çekti gitti. Bir gün mavi üniformasıyla köprübaşına geldi. İzinliymiş. Sevindik. O bize sarıldı biz ona.
İzni bitinceye kadar köprübaşı sohbetlerimiz hiç eksik olmadı. Babam bir gün;
“Mustafa gelmiş gördün mü?”
“Gördüm baba.”
“ Keşke sen de öyle olsan oğul.”
“ İnşallah baba. Daha ortayı yeni bitirdim. Önümde üç yıl lise var.”
“Geç liseyi geç. Hem seni hem kız kardeşini bir bekçi maaşıyla okutamam. Kız kardeşinin bir nasiplisi çıkar gelin olur gider. Sen de Askerlik şubesine git. Orada Hava Astsubay okullarına giriş için müracaat kâğıtları varmış. (O yıllarda öyleydi.) Onu al gel. Bilen birine doldurtalım. Sen de astsubay ol. Askeriye askeriyedir. Ne fark eder?”
Babamın otoriter bir yapısı vardı. Fikrine karşı çıkılamazdı. Demek ki bu kadardı tahsil hayatım. Boynumu büktüm, denileni yaptım. Sınavı kazandım. İki yıl eğitimden sonra da astsubay oldum. – Olmaz olmaz deme olmaz olmaz denilen de olabiliyor işte- İlk tayinim Mustafa abinin olduğu Birliğe hem de onun emrine çıktı. Ben çiçeği burnunda bir astsubay çavuş, Mustafa abim de üsteğmen. Mesaide Komutanım, mesai sonrası Mustafa abim. Hatalarım oldu düzeltti. Bilmediklerim oldu öğretti.
Önce Mustafa abim evlendi. Daha sonra da ben evlendim. Evliliklerimizde de birbirimizi hiç terk etmedik. Benim de, eşimin de, onlar bizim abimiz ablamızdı. Ben abimden ne kadar çok şey öğrendiysem, eşimde eşinden, ablasından çok şey öğrendi.
Eğer mesleğin askerlikse, tayin kaçınılmazdır. Başka başka birliklere tayin olsak ta, İzinlerimizde bir birimizi hep ziyaret ettik.
Zamanı gelince O albay, ben de kıdemli başçavuş olarak emekli olduk. Yine konuşuyor, yine görüşüyorduk. Bir gün acı bir haber aldım; ablamız vefat etmişti. Acıya yürek dayanmaz. Her aradığımda:
“Özlüyorum kardeşim ablanı çok özlüyorum. Bana şaka yaptı sanki. Birazdan kapının zili çalacak çıkıp gelecek diye bekliyorum. “
Böyle diyor abim.
İkimizde karşılıklı ağlıyoruz.
“Abi ölüm gelince birileri gidiyor. Sabretmek lazım. Biz de özlüyoruz ablamızı. Nasıl ki doğmak bir gerçekse, ölüm de bir gerçek. “
Demek istiyor diyemiyorum.
Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Ama şunu söyleyeceğim:
“insanlığı da, dostluğu da, büyük olmanın gereğini de, eşine değer vermeyi de biz sizden öğrendik. “
Ver elini öpeyim abim.
Yattığın yer nur olsun ABLAM…
YORUMLAR
İzninizle ben yazınızın ana caddesinden sapıp, yan sokaklara dalacağım.
“TOMMİKS, TEKSAS okunsun babalar analar kızmasın”
Birden fazla kuşağın çizgi romanlarıdır bunlar. Genel olarak lanetlenirler. Annemle babam bir kere bile bana Teksas ya da Tommiks almamıştır. Hatta ilkokulda aldığımız testlerde çıkan sorulardan birinin cevabıdır bu ikili: 'Hangi kitapları okumamalıyız?' Ben de 'İyi, Mandrake ya da Zagor da bir sorun yok' derdim. Okumadım mı? Çok okudum. Okurken de 16 yaşında yüzbaşı olabilen Tommiks'in bütün o başarılarından sonra tek bir rütbe bile yükselemeyişini, hatta madalya bile almayışını, emri altında tek bir askerin olmamasını, her macerasında Kulver kalesini doktorsuz ve izcisiz bırakmasını sorgulamadım. Hatta atına neden Avrupa'yı fethetme gayreti içinde olan Napolyon adını verdiğini bile düşünmedim. Amerika Birleşik Eyaletlerinin orijinalinde sekiz, ama Çelik Blek (Bilek değil, Black'in Türkçe okunuşu olan Blek) ve arkadaşları sayesinde elli yıla uzayan bağımsızlık savaşı da üzerine kafa yormadığım konulardan biriydi. Daha da önemlisi olayların hiç birinin Teksas'ta geçmemesi, dahası o yıllarda Teksas diye bir yerin olmaması da diğer bir konuydu.
Ama anne babaları Teksas Tommiks düşmanlıkları bu tutarsızlıklar yüzünden değildi. Resimli roman okuyan tembelliğe alışır, gerçek kitap okumaz bağnazlığıydı. Hiç bir çocuk anne ve babası kitap okuyor diye okumaya sarmaz. Ama onların kitap okuduğu ortamlarda büyüyenler bunun doğal olduğu fikriyle koşullanırlar. Bende öyle oldu, kızımda da aynısı gördüm. Ne tüm İngilizlerin kemerli buruna sahip olduğu Teksas, ne de eşi Mrs. Brown'ı kaybettiği için sea side'a gitmeyip kızı Suzi ile Nevada'ya taşınan Albay Brown kimsenin okuma hevesinin önüne geçmemiştir. İade-i itibar talep etmekteyim. Saygılarımla.
İlhan Kemal tarafından 24.9.2024 05:44:50 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Teşekkürler.
Sağ olun.
Isparta'dan gül gönderiyorum size.
Selam ve saygıyla.
Ne güzel insanlarla kuruluydu dünyamız.
Tüfek icat olmadan önce.
O insanların çoğu beyaz atlarına binip gittiler.
Anılar. Anılar.
İnsanı alıp götürüyor.
Sağol.
Kel'den öptüm.
Selamlar.
Bedri Tokul
Ama bazıları da atı gölgeye çekti yularını
Ağaca bağlayıp bekledi.
Senin gibi...
GARDAŞIM BENİM.
Mekânı cennet olsun.Trenin rotası belli.Herkesin bir bilet hakkı var.vip olarak baş üstünde götürülüyor hem de.Mustafa Bey'e sabır ve baş sağlığı diliyorum.Sizlere de sağlık diliyorum.Bizleri duyarlı yüreğinizin sesi olan muhteşem eserlerinizden mahrum bırakmayın.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
Bedri Tokul
ALLAH tüm insanların geçmişlerine
Rahmet etsin.
Selam ve Saygıyla.
Ne güzel dostluklar hele de asker arkadaşlığı, dostluğu, devrem diye hitap etmek birilerine, birilerine komutanım deyip kışla da, dışarıda abi kardeş dost olmak, güzel yaşanmışlıklar bunlar gerçekten... İyi günde de kötü günde de dostları yalnız bırakmamak acıyı da sevinci de paylaşmak. Güzel şeyler bunlar. İnsanlık bunu gerektirir her şeyden önce... Hüzünlü bir yazıydı kutlarım Abim...
Bedri Tokul
Sağ ol kardeşim benim...