- 625 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
Bir Masal Kahramanının Haklı İsyanı
Bir varmış bir yokmuş diye başladı her şey…
Ne de kolay söyledi diliniz varlığımla yokluğum arasındaki mesafeyi. Oysa asıl hikaye ondan sonrasıydı…
Böyle yaşamaya haketmedik. Bütün yalanlarınızı umut diyerek yüklediniz üzerimize. Herkesin gözü üzerimizdeydi, gülümsemeye mecbur kaldık.
Hep mutlu bitmeliydi değil mi masalların sonu. Herkes inandı ama bir tek bizi inandıramadınız.
Yalanınız bir replik oldu,
“Bu ancak masallarda olur” diye söylettiniz defalarca.
Bir tek biz katlanmak zorunda kaldık bu yalana.
Kötüydünüz...
Bir yanınız saklayamadı kendini, içinizdeki gezinen tüm o sapkın düşünceleri bize yansıttınız. Ağzından alevler saçan ejderhalar, cadılar, büyücüler, aklımıza gelmeyecek türlü türlü yaratıklar... Doymadı bir türlü gözünüz ne elma kaldı kanına girmediğiniz, ne de bir iğne...her şeyi zehirlediniz.
Sanki ders vermek ister gibiydiniz...
Hayattaki her mutlu sonun ağır bedelleri olmalıymış gibi, tüm o mutlu sonları erteleyecek kötüleri de bize musallat ettiniz.
Sanki hiçbir zorluktan yılmayan, ne kadar acısa da kanamayan, asla ölmeyecekmiş gibi yaşayan bir bizdik. Masalın sonunu mutlu bitirmek için katlanmak zorundaydık. Malum replik her seferinde tekrarlandı başımızda.
“O senin dediğin ancak masallarda olur”du ya…
Her fırsatta kendi yarattığımız gerçeği, bizimmiş gibi yüzümüze vurdunuz.
Oysa biliyorsunuz, o dediğiniz masallarda bile olmuyordu, tüm olanlar sizin zihninizdeki bir kurmacaydı. Bir sürü beklenti yaratıp, sonra tüm o beklentilerin gerçek hayatta asla olmayacağını söyleyip durdunuz.
Sebebi biziz sandı herkes, içten içe bizi kıskandı durdu, hatta nefret etti çoğu zaman bizden. Biz değildik ama bunu isteyen, dedik ama kimseler dinlemedi.
Sonsuza kadar mutlu yaşadılar... diyerek terk ettiniz bizi.
Son dediğinizden sonrasını, kimseler bilmedi.
Mutluluklar bile sonsuza kadar dayanacak güçte değildi. Her şey gibi onlar da tükenmeye mecburdular. Bir yalana sarılmak zorunda kalan bizler için ise, kaçacak hiçbir yer bırakmadınız. Peşimizde gezinip durdu gölgeler, masallara bir şey olmasın diye hiç acımadan bizi harcadınız.
Bir oyunun parçasıydık sizin için, başka bir şey de olamadık ne kadar uğraşsak da. Ağlarken gülmek zorundaydık, ne kadar belaya bulaşsak da devam etmeliydik… görevler verilmişti ve başarmamak diye bir seçenek yoktu.
Defalarca kötüleri yendik, prensesi kurtardık, dünyaya barışı ve mutluluğu taşıdık…. e sonra…
Sonra, sonsuza kadar mutlu mu yaşadık…
Yapmayın allah aşkına!
Yüzyıllardır aynı kısır döngüyü yaşarken, mutluluk kavramını nasıl taşıyacaktık sıfatımızda.
Bü yüzden bilin…
Sonsuza kadar süren bir mutluluk yok ey masalcılar...
Sizin o dediğiniz masallarda bile olmuyor, artık uyanın...
YORUMLAR
Yazıyı teknik olarak inceleyince muhteşem bir teknik kullunılmış...inan bunu sen olduğun için söylemiyorum. Yazının kalbine öyle girmiş ki sıkmadan okutan bir üslûp çıkarmış ortaya.
E...içerik de farklı ve güzel. Dil, orta üst. Düşündürüyor mu? Evet. Daha ne olsun...
Günün yazısı işte...gönlümden geçen değil, inceleme sonucu vardım bu kanıya.
Selamlar olsun!
black_sky
Çok teşekkür ederim varlığınız için.
Saygım ve sevgimle.
Füruğ’un şu dizelerini hatırlattı yazın;
“ Ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum
okyanusta yaşayan
ve yüreğini tahta bir kavalda,
usul usul çalan
küçük hüzünlü bir peri,
geceleri bir öpücükle ölen
ve sabahları bir öpücükle yeniden doğacak olan…”
“Hüzünlü peri” de olsa olsa sensindir:)
Bir kez masal dinledim hayatım boyunca. En mutlu olduğum andı belki. Masaldan da anlatandan da geriye koca bir boşluk kaldı. Masalların ayakta uyuttuğunu bir kez daha anlamış oldum böylece:)
Tabii bir de başka “masal”lar var... ki hepsine çoktan doyduk!
Sabah sabah neler saçmaladım, farkında değilim:) ama yazına bayıldım!
Çok çok çok çok sevgilerimle...
black_sky
Masallar uyku için aslında baştan söylemişler bize ama biz dinlemeden uyumuşuz sanırım:))
Varlığın en güzeli.
Sevgiler çok çok ve çokça.