Ya Deniz Kirlenirse
Tüm cesaretimi toplayıp kırık kalbim
Bir kristal inceliğinde paramparça incecik. Elimde kalan üç beş bozukluk umutlarla, Tırnaklarımın arasında birikmişlik gücüm yitik. Suskunlukla aşık olmaya görünmez kıldı düşlerim. Tamirci ustası olmadan onarabilir misin, Paramparça olmuş yol ortasında ki GÜVENİ. İbrikler zemzem dolu olsa kirlenen duygulara, Dökülse baştan aşağıya. Bir kez saklambaç da sobe olan, İkincisinde tutturamıyor doğru olan yalanları. Yeniden sevmek adına inançlar kaybolunca, İnan sobelemek için saklambaç oynamaya, Yeterince kalmadı takatimi yitirince. Sokaklarda yarı ayyaş aşk kırıntıları, Tüm cömertliğiyle yeni aşka kredi açılıyor mu, Hevesler diyarı olan duygu aleminde, Tedavülden kalkan bir kalbe sahi yeniden, Değer biçebilir misin cepteki parayla? Sanki hüzünleri evlat edinmek gibi, Mutluluklar yasakmış öz olan herşey de. Başı sonu kelime yığınlarıyla düzenli satırları, Neden görmez ki insan kucak açan mısraları. Koparabilir misin anadan doğma, Ben istemedikçe YAŞAM BAĞIMI En doğurgan yalanlar ile en ak zamanda, Ne anlamsız ki tüm gerçekliğiyle özenle, Sürgün edilmiş haksızlık suskunluğunda. Yürek ocağında tütün kokusu sarıyor şimdi. Dumanı dudaklarıma göçebe bir yaşam gibi. Suskunluğumun köşesinde sanki köşk sahibi. Sen hiç kilise yerine günah çıkarmak için, Mavi bir limana yanaşan bir kenti gördün mü. Masumiyetine teslim oluyor maviler. Şimdi kentin söylecek çok şeyleri var. Mavi bir yandan korkuyor bu kentin, Düşünceleriyle ya deniz kirlenirse? Dalgaların sesi sağırlık içinde derinde. Yasakmış artık bir demet geceye uyumak. Bu gün ilk defa gördüğüm ay yüzlü sardunyalar, Biliyorum kulağıma fısıldıyor ardında olanları. Suskunluğumun bir tek sebebi ele veriyor beni. Hani son kopardığın papatyanın yaprağında, Cevabını bilen tek sensin ya? İşte o avuçlarında kalan son yaprakta, Saklıydı içimdeki sana dair HERŞEY... Erhan Çuhadar Sabır Gemisinin Kaptanı |