Seyit Kılıç
29.8.2010 02:06:57İçerisinde yer yer yürek isyanının dile getirildiği bir münacat. Bu münacatı diğer münacatlardan ayıran şey dildeki üslup, yalvarıştaki isyan, günaha ramak kalan gönlün çaresizliği!..
Çapraz kafiye ile girizgahtan sonra şiirin gelişimi ve ana teması bu girizgâh olarak kullanılan 10 mısraın üzerine binâ edilmiş bir eser. Bu şiirde de göze çarpan en büyük özellik kâfiyelerin tam ve zengin olarak kullanılmasına dikkat edilmesidir. Birçok yerde de tunç uyak vardır. Duraklarında nefes alabilir şiiri âhenkle okuyabilirisiniz. Her ne kadar bazı mısralar vasat olsa da şiir genel itibari ile güne yakışan bir şiirdir.
Şiirde geneli itibari ile redifle beraber uyak kullanılmış. Divan şiirlerinde genelde şâirler şiirlerini rediflerle güçlendirirlerdi. Çünkü yerli yerinde kullanılan rediflerde sözün vurgusu ve kafiye ile uyum içerisinde olan söz tekrarı ile yapılan güzel bir âhenk vardır. Burada bazı kıtalarda şâirin mısra başlarında da söz tekrarları görülmekte. Bu bir kelimeyi tekid mahiyetinde kullanıldığı zaman tekrir sanatına girer. Ancak bu yakalanmazsa bu söz tekrarları şiiri zayıflatır ve güçsüz kılar. Aynı zamanda okuyucuyu da bıktırır. Bazı mısralarda şâirin çokça bu şekilde kullandığından dolayı şiiri zayıflattığına inanıyorum.
Şiir dili güzelce istimal edilmiş. Anlatılmak istenilen duygular kelimelerle güzelce resim çizer gibi çizilmiş. “Az ötesidir umut, sonrası yüzün biraz” evet umudun biraz daha ötesi vuslattır. Bu da ancak yüz görümlüğü ile olacak şey. Buradaki anlatım çok güzel ve beliğdir. “Sûkut-u zebunumun hüznü ömürden kara.” Bu mısrada “sükût kelimesi zannedersem yanlış imlâ edilmiştir. Zira bu tamlama “Dilin kırılması anlamına gelmekte. -Çünkü “sukût” kelimesi kırılmak demektir. Sukût-ı hayâl’de olduğu gibi. Fakat halkımız galat-ı meşhur olarak sükût-ü hayal der ki bu yanlıştır.-Oysa şâir burada ancak dilin susmasını anlatmak istemiştir ki; sükût-ı zebunum” diye imla edilir. “u” veya “ü” Farsça tamlamalarda “ve” anlamındadır. “ı” ya da “i” ise sıfat ya da isim tamlamalarında kullanılır. Burada ise bir sıfat tamlaması olarak kullanıldığından dolayı böyle imlâ edilmesi gerekir.
Şiirde yer yer anlam sapmaları da görmekteyiz. Meselâ şu mısrada olduğu gibi: “Adım ya Mecnun oldu ya kimsesiz bir ada.” Burada bir kimsenin adı mecnun olabilir bu alışılan ve bilinen bir şeydir. Ancak hiçbir kimsenin adı yalnızlığından dolayı ada olmaz. Burada bunu gerekli kılan “Adım ya mecnun oldu...” cümlesinin bu kısmı da içine alması hasebi ile adanın isim olması gerekir. Çünkü izah edilen burada isimdir. Ancak burada şâir tunç uyağı tercih ederek anlamı feda etmiştir. Burası değiştirilerek anlamı da oturacak şekilde kullanılabilir.
Yer yer bazı mısralar zayıfta kalsa genel itibari ile şiir işçiliği güzel olarak işlenmiş. Aşağıdaki tarih şiirin yazılış tarihi ise bu şekilde olması normaldir. Şiir ham olduğu halde bu kadar güzeldir. Yavuz kardeşim bunu dinlendirse idi daha güzel olacağından eminim.
Kalemine sağlık.
Tebrik ve takdir ediyorum...