koloni
20.8.2010 18:38:12''Kapıların ardında kalır sırlar ve sızılar
kifayetsizce açılır kaderli yazınlar…''
Zaman, tutulan güneşin ardından avaz avaz solurdu, ilk usulca sızlatıp daha sonra ağır sara nöbetlerine döndürdüğü sancılarımızı. Kapılarda ki demir tokmaklara karşı koyamazken ayak uçlarımız birde imtiyazlı karanlıkları getirirdi rüzgar. İşte tam da o vakit yazgımıza sadece anahtar deliğinden sızan ışık düşerdi ve nedensizce daha da mateme bürünürdü bu yüzden boşuna idi alnımızı gün ışığına yatırmak.
''öfkeniz ki o sizin lavlarınız
istemeseniz de
hızlıca kapanır eşiğinde susar söz
siz iki dünya arasında gezinenler
hayatın biçtiği elbiseyi giyeli kendinize
ıssız bir bekleyiştir ölüm
acısız ve kansız.''
Mağlubiyetlerimiz artarken yetim kalmış tümcelerimizin eşiğinde, artık keskin uçlu öfkelerimiz eldeki tek mühimmattı. İki nefes arasına sıkışmış bir an kadar yaklaşsa da ölüm, hayatın bize ilk -merhaba- dediği anda verdiklerini boca etmekle meşgul olduğundan, sanıldığı kadar acısız ve kansız olamadı bedenimizi ebediyete uğurlamak.
''ve hiç bilmediğiniz diyarlardadır nedense özgürlük
yamalı bir hayatsa ömür bohçanız
feryatla dolaşır sökük umutlar
insan olmak ne zor
ve hayata tutunarak adım atmak
ve siz
gölgenizle bile kavgalısınız.''
Daha önce hiç girmediğimiz sokaklarda ve aslında hiç bir adrese kayıtlı olmayan birini aramak gibiydi özgürlük. Doğduğumuz gün biçilen ve annemizin doğum sancısıyla dikişleri kaymış bohçamızı elimize tutuşturduklarında ise artık çok geçti nihayetinde gelmiştik -gölgeni darağacına asıp gezinebilirsin- diyen iki meleğin refakatinde.
ne çok insan öldürür kapanan kapılar
yeniden de canlanır açılanlarla ki siz
“iki kapılı bir handa” yaşarsınız
kaçsan yağmurlar peşinizi bırakmaz
ve örtülmez üstü nehirlerin
bulutlar da boyanmıyor ki
hani şöyle bir geçirsek denizi ellerimize
maviye saklanır tüm hücrelerimiz.''
Umut, keşfe çıkıp aralık bulduğumuz kapılardan görmeyi yeğlediğimiz manzaraya tanıklık ettirmekti onu, oracıkta bıraksak ihtimaller azalacak üşüyeceğiz, sıkıca sarılsak sinemize zarar...
''babam öleli gökte
derin bir göle sakladım hüznü
ışıklarını serpeli yüzüme serpantinler
sırlar ve kapılar ardında kalandır yaşananlar.''
Farklı coğrafyalarda farklı düşleri kovalasakta ortak yönlerimiz var Evadne. İkimiz de derin bir kuyuya saldık hüzünleri asırlık uykuya daldı ve tekrar ışık huzmesi değene dek göğsümüze sonsuzluğu arşınlamaya devam edecek...
Kalem o kadar saygın ki, sadece bende bıraktığı etkiyi yazabilirim.
Şiirle...
koloni tarafından 8/20/2010 6:43:35 PM zamanında düzenlenmiştir.